hep dusunurum eger oldurulmeseydi kac kisi taniyacakti diye? oyle cok bilimsel ve kulturel icerikli calismalar yapmadigini kesfettigim, kendi azinlik yoldaslari icin calismayi borc bilmis, belki hakkini aramaya calismis kimi zaman yakisan kimi zaman yakismayan sekillerde....
insalliga katkisi; kendi azinlik kesimi icin buyuk, benim icin kucuk,
bana sahsi katkisi ise; kenidisinin pek yok ama ona bunu yapanlar olumunden sonra cogu makalesini okumami sagladilar, bir de tabii ki kendisini ve esini bildigim insanlar arasina kattilar.
onun turklere ogretmesi gereken cok sey var ama ermenilerle ilgili degil. turklerle ilgili, tamamen anlatmak istedigimiz seyleri buyuk kitlelere duyururken yaptigimiz acemilik ve basit hesaplarla ilgili. daha komplike bir zeka kullanilmaliyiz bazi seyleri yaparken, hem kendi icimizde hem disimizda...
'kirli türk kanı' cümlesinin geçtiği makalesinin tamamını okuyup içeriğini anlamak varken, onu bu cümle nedeniyle ölüme layık görenler, ona değil bize kötülük etti.
Türkiye'nin susturulmuş düşünen beyinlerinden biridir. * ne ilktir ne de son olacaktır maalesef. doğru söyleyeni dokuz köyden kovmak da neymiş. bu ülkede doğruyu söyleyenleri öldürüyorlar.
...aşkale'de kel bir dağ vardı
nefesimi keserdi tıkanırdım
beni varlık vergisi yıktı
üç sefer askerlik ettim
gözüme kargalar konardı
elimde değildi ne yapayım
marsilya uzakta duruyordu
macera beni çekiyordu
istanbul'u sevmiyordum
alıp başımı gidecektim
hatırası önünde saygıyla eğildiğim, ermeni cemaati olarak acısını ilk günki gibi kalbimizde hissettiğimiz büyük adam. halkların kardeşliğine inananlar olarak, türk, ermeni, müslüman, hristiyan ayrımı olmadan, 2 yıl önce bugün hepimizin yüreğini kanatanlara inat bağırmaya devam edeceğiz: yaşasın halkların kardeşliği!
Bedellerin ödendiği gelecekler Hrantları severek, Hrantlara inanarak olur. Nefretle, hakaretle, kanı kandan üstün tutarak olmaz. Bu yükseliş karşısındakini kendin gibi görerek, kendin gibi sayarak olur.
Ah kardeşler, Hisus'un (isa'nın) yardımıyla yarattığı ev cennetinden ayırdılar. Göksel ve ebedi cennete kanat açtırdılar. Gözleri daha yorulmadan, bedeni daha yaşlanmadan, daha hasta olmadan, sevdiklerine doymadan kanat açtırdılar göksel cennete. Biz de geleceğiz sevgilim. Biz de geleceğiz o eşsiz cennete. Oraya yalnız ve yalnız sevgi girer. insanların ve meleklerin dillerinden üstün olan, peygamberlikten üstün olan, bütün sırları bilmekten üstün olan, dağları yerinden oynatacak imandan üstün olan, varını yoğunu sadaka vermekten üstün olan, bedenini yakılmaya teslim etmekten üstün olan, yalnız ve yalnız sevgi girecek o cennete.
Orada gerçek sevgi ile bir arada ebedice yaşayacağız. Kimseyi kıskanmayan sevgi, kimsenin malında gözü olmayan sevgi, kimseyi öldürmeyen, kimseyi aşağılamayan sevgi, kardeşini kendinden üstün tutan sevgi, kendi hakkından vazgeçen sevgi, kin tutmayan sevgi, bağışlayan sevgi, kardeşinin hakkını savunan sevgi, Mesih'te bulunan sevgi, bize dökülmüş olan sevgi...
2 yıl önce 24 ocak 2007'de, izmirizmir net, hrant'ın cenazesinin kalktığı gün, sıcağı sıcağına cenazeden çekilmiş fotoğraflarla açılmıştı ...
"hepimiz hrant'ız"... iki yıl bu sloganı konuştuk durduk. bir şeyler öğrendik mi bilmiyorum. bazı yazıları okuyunca insanın yüreği kararıyor, umudu kayboluyor. hrant'ın cenazesinden kimi ilginç fotoğraflar için bakınız lütfen:
2 yıl önce öldürülen insandır; hrant'ımızdır; hrant'ızdır...
---alıntı---
dostumuz, canımız, hakikat anlatıcımız
sevgili hrant'ımızdan ayrılalı tam iki yıl oldu.
bu upuzun iki yıl, hrant'ın gidişiyle
hayatımızdan eksilen renklerin yasını tutmakla geçti.
bizler bu ülkenin vatandaşları olarak,
güvercin tedirginliğinde,
gerçek failleri bulunmamış suikastlarla
bir arada yaşamak istemiyoruz.
bu akıl almaz cinayetten nefret üretmeyen
onurlu kalabalıklar olarak,
bebeklerden katil yaratan karanlığa ışık düşürmek için,
ülkemizin aydınlıkk geleceğine sahip çıkmak için,
büyük acımızın yükünü birlikte taşımak için,
adalet için, barış için, kardeşlik için,
hrant dink davasının mağdurları ve takipçileri olarak
19 ocak pazartesi günü bir kez daha buluşuyoruz.
din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi görüş farkı gözetmeden,
halkların kardeşliğine inanan tüm yurttaşlar
yan yana geliyoruz.
agos gazetesinin önünde buluşuyoruz. saat: 14.30 - 15.30
19 ocak pazartesi akşamı (yani yarın akşam) harbiye lutfi kirdar kongre ve sergi sarayi'nda geniş bir program eşliğinde anılacak olan merhum gazeteci yazar.*
gazeteci yazar hrant dink, ilginç bir ifade kullandı ve 'ben soykırım derken bunu türklerin yaptığını söylemedim. asıl kürtler çok sayıda ermeni öldürdü' dedi.
elif şafak davasının dumanı hala tüterken geçen hafta yeni bir haber duyduk. ermeni asıllı gazeteci-yazar hrant dink yine yargılanacaktı. konu ermeni meselesiydi. sebep ise dink'in reuters'a verdiği bir demeçten yola çıkarak agos gazetesinde yapılan haber. dink demecinde 'elbette bu bir soykırımdır diyorum, çünkü sonuç kendisini zaten tanımlıyor' diyordu. yargılama kararının üzerine cuma günü dink'in kapısını çaldık. şişli'deki, zamanın 1950'lerde asılı kaldığı agos gazetesi binasında dink'in eski davalarını, yenisinin sebeplerini, ermenilerin hissiyatını, kısacası son dönemde yaratılmaya çalışılan 'azınlık problemi'ni konuştuk.
...
siz soykırım yerine daha yumuşak ifadeler kullanıyordunuz. reuters´a verdiğiniz demeç bir üslup değişikliği mi?
- hayır! her zaman konuya yumuşak yaklaşmak gerektiğini söylerim ama karşımdaki 'sizce bu soykırım mıydı?' diye net bir şekilde sorarsa kendi bildiğimi inkar etmem.
yaşamı boyunca her türlü faşistliği reddeden, asala gibi bir örgütle uzaktan yakından alakası olmayan, tanımadan hakkında konuşulmaması gereken rahmetli gazeteci.
Kendi bildiğini cesurca ve yekten savundu, maskesizdi. hangi cepheden olursa olsun maskesizlerin başına gelen hep budur... çünkü maskesizler karşılarindakilerin maskeli olduğunu bir türlü göremezler, kendileri gibi sanırlar maskelileri, dokunur onlara, anlayamazlar...
Ama maskesizler başı dik ölürler, arkalarında bıraktıkları insanların da başı diktir...
Ölümünden sonra pek çok şey yazıldı, çizildi, söylendi. ama beni en çok sinir eden bir laf vardı ki o da; "komsuluk ettigimiz halklar".. komşuluk ettiğimiz halklar kim ya?... "Biz" kimiz?... "türkler ve müslümanlar" mıyız? Hala "Türkler", "gayrimüslimler", "yüzde doksanı müslüman memleket", "tam bizim gibi olmayan bizden değildir" durumlarına, saçma milliyetciliğe (Türk kanı, saf Türk var sanki ortamda) onay verme durumları...
TV'de konuşan bir sürü lavuğun "Hrant'ı biz öldürdük" lafları... Eğer o "biz"in içinde ben de varsam; deaasstriin ordan... Hayatım boyunca ne "onlar" dedim benimle aynı kökenden gelmeyenlere ne de aynı etnik kökenden geliyoruz (ki orası da şüpheli) diye ya da nüfus cüzdanımda yazan dine göre "biz" saydım birilerini... azınlığa dahil olmayan herkes çoğunluğun üyesi değildir...
Resmen katili onaylamaktır bu, "Evet, sen bunu Türklüğün (müslümanlığın) için yapmış olabilirsin ama Türklük (müslümanlık) bu değildir" saçmalamasına davettir, yol açmadır...
kalleşçe öldürülmüş, şimdi sezen aksu'nun ona ithafen yazdığı şarkıyı dinlerken beni ağlatan adam.
geriye ona özlem duyan, onu hala çok seven bir eş bıraktı. öldürüldükten sonra çekilmiş olan şu resme bakınca insan diyecek söz bulamıyor yemin ediyorum. ermeni olarak bakmayın, insandı o. eşi, çocukları vardı. babaydı o her şeyden önce. o kurşunu atan pislik, umarım hiç mutlu olamazsın. umarım seninde hayatın yarım kalır, tıpkı ona ve onu sevenlere yaptığın gibi. allah belanı versin.
bu ulkeye gonul vermis, baris, kardeslik, demokrasiden yana olan fakat bunlari savunan bircok kisinin basina geldigi gibi tetikci bir cakal tarafindan katledilmis turkiyeli aydin.