"örgüt yok" kararı veren hakimlerin
heyet başkanının bile, üstü kapalı
da olsa "doğru kararı vermemize devlet
engel oldu" dediği cinayet davasının
maktulü.
(#14310622)
bırakın bir insanın, bir hayvan veya bir bitkinin bile sebepsizce hayatına son verilmesi savunulamaz. ancak, memlekette son 28 yılda binlerce sivil ve güvenlik görevlisini şehit verdiğimiz halde, bir tane ermeni vatandaşın öldürülmesine gösterilen tepkinin binde biri o şehitler lehine gösterilmiyor ise, kendisini aydın diye yutturan sahtekar sürüsü tarafından, o zaman bu ayrıntıya dikkat çekmek boynumuzun borcudur. kimse öldürülmesin tabiki, hrant öldürülünce hepsi ermeni olan kesim, şehitler için de tepki koysunlar ki inanalım samimiyetlerine. bir ölüm var ortada, yargılama yapılıyor öldüren ve azmettiren ömür boyu hapis cezası alıyor, ama yetmiyor birileri için. ne olacak peki, bir ölüden bin ölü mü yaratılacak? yargı, öç yeri midir? yargıçlar mevzuata göre mi, sözde kamuoyu tepkilerine göre mi hüküm verecek? kamuoyu rahatsız diyor abdullah gül ve avanesi. kamuoyu öcalan asılmadığı için de rahatsız, ama asmıyorlar, besliyorlar binlerce şehidin katliam emrini veren caniyi. ölen, öldürülen türk ve müslüman olunca, hakkını savunan az, dikkate alan az, umursayan az. ne yazık ki, bunları söylemek bile, memleketin hainleri ve hainlerin ahmet hakan gibi yalakaları nezdinde afaroz sebebi oluyor.
dönemin istanbul emniyet müdürü bugünün osmaniye valisi celalettin cerrah, cinayet sonrası örgüt yok, bireysel bir iş demişti. dediği gibi oldu. hakim de örgüt yok dedi.
bazı tatlısu aydınlarına "ben de ermeniyim, ben de hrant'ım" dedirten "adam"dır.
o tatlısu aydınları herhangi bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak hrant'a ağlayamadılar. ona ağlamak için ermeni olmak onun yerine koymak istediler kendilerini. bilemediler ki asıl müslüman bir türk olarak hrant'a ağlayabilmek gerek, büyükadalı bir rum olarak ağlayabilmek gerek yada mardinli bir süryani olarak ağlayabilmek gerek.
ne acıdır ki "ben de ermeniyim ben de hrant'ım" diye ağlayanlar "yetmez ama evet" de demişlerdi. işte o evetlerinin getirdiği noktada adaletin çarkları artık böyle işliyor. themis heykelinin gözü artık açık.
kimse timsah gözyaşları dökmesin. siz hrant için ağlayamadınız. ağlayabilmek için kendi dışınızda birileri olmak zorunda kaldınız.
ama hrant sadece kendi olduğu için öldürüldü. fikirlerini söylediği için. ve bu fikirleri kabul ettirmek için de teröristlerle içli dışlı olmadı, havaalanlarına terörist götürüp getirmedi, dağlarda teröristlerle fotoğraf çektirmedi, bombalara yataklık yapmadı.
sadece ve sadece düşündüklerini söyledi.
ermeni değilim,
adım da hrant değil,
hrant'ın düşündüğü gibi de düşünmüyorum,
ama benim gözyaşlarım hrant için ağlayanlarınkinden çok daha gerçek.
iki gün evvel öğrendik ki, bir bebekten katil yaratan karanlık örgütlü değilmiş. iki gün evvel, senin yalnızca iki üç kendini bilmez milliyetçi genç (hatta biri çocuk) tarafından sırtından vurulmuş olduğunu öğrendik.
Ruh halimizin güvercin tedirginliği sürüyor.
Nefes alamıyoruz artık.
"bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim... sevgilim, sevdiklerinden ayrıldın, çocuklarından, torunlarından ayrıldın. burada seni uğurlayanlardan ayrıldın, kucağımdan ayrıldın. ülkenden ayrılmadın." *
suçluların cezalarını çekmesi gerekirken olan şeylere bakın. sanıkların tahliye durumu, hala daha ırk tartışmaları. bu neyin çabası anlamadım ki.
eğer böyle olacaksa harbiden yazıklar olsun.
bu olay üzerinden ırk tartışmaları, siyasi parti yandaşlığı yapanlara, türk bayrağıyla fotoğraf çektiren polislere ceza dahi vermeyen devlete, ogün samast' ı, yasin hayal' i belki de yakın bir zamanda tahliye edecek adalete yazıklar olsun.
katledilmesinin suçu ikinci cumhuriyet mahkemelerince, akp devletinin kurumları arasında adeta kutsal ittifak yapılarak, iki üç tetikçi faşistin üstüne atılmış ve iktidarın cinayetten yakayı kurtarmasına çalışılmıştır.
ama bu iş burada bitmeyecektir. hrant'ın yoldaşları "bu iş bitti" demeden iş bitmeyecektir.
(bkz: agos'a yürüyoruz)
"evet 1915te olan bir soykırımdı çünkü dört bin yıldır bu topraklarda yaşayan bir halk ve onun uygarlığı artık yok"
sayın hümanistler ve aynı zamanda "atatürkçü" olduğunu idda eden andavallar bir zahmet araştırsın bu adam neler söylemiş neler demiş.
öldürülmesini savunmuyorum. bu şekilde öldürülmesi onu efsane yapmış ve komünistlere, pkk lılara, diaspora'ya koz vermiştir. aksine öldürülmesini eleştiriyorum sırf bu yüzden.
ancak zamanında söyledikleri ile tahrik unsuru oluşturmuş, türkler aleyhinde yazılar yazmış ve kendi sonunu hazırlamıştır. ayrıca bu işin milliyetçi cephelerden çok dış kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
"'türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, ermeni'nin ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur."
türk milletinin kanını zehirli, ermeni olanın kanını asil yapan adam "ırkçı" olmuyor da ben şimdi "ırkçı" damgası yiyorum. saygılar sunuyorum.
doğru veya yanlış sadece yazarak ve fikirleriyle (molotof, ak47, el bombası, mayın değil)tartışan bir gazatecinin bir kuklaya öldürtülmesini savunabilecek insanların ortaya çıkmasına ölümüyle vesile olan yazar.
edit: http://www.youtube.com/watch?v=tn-WBfAUqLI 6:15 ten sonrasını dinlerseniz. sözlerim daha net anlaşılabilir.
Bu toprakların çocuğudur .
Kullanıldığının farkında olamayacak kadar bilgisiz , gazla çalışan bir kısım aptal tarafından üstüne kurşun sıkılmış , kurşunu sıktıranların ise mahkeme kararıyla işten sıyrılmasını gökyüzünden hüzünle izleyen has anadolu ermenisidir .
taraf olmadığı için öldürülen ermeni yazar.
taraf olmayan bertaraf olur demişti bir
büyüğümüz. hrant taraf olmadı, bertaraf
oldu. öldürenler taraftı, el üstündeler.
parise gideceğim. orada concorde meydanında
bir taşın üzerine çıkacağım ve haykıracağım:
'1915te ermenilere soykırım yapılmamıştır.'
o taşın üzerinden ineceğim, ankaraya gelecek
güven parkta bir taşın üzerine çıkacağım ve
diyeceğim ki; '1915te ermenilere soykırım
yapılmıştır!' fransa bir kolumdan türkiye
öteki kolumdan tutup beni hapiste sürüklemek
isteyecek. ama ben düşünce özgürlüğünü
savunmaktan bir an bile geri kalmayacağım.
bu benim bir aydın olarak, bir insan olarak
namusumdur, ödevimdir, sorumluluğumdur.
bazılarının akıllarının başlarına gelmesi için; katillerinin örgüt suçlamasından beraat etmesi lazım gelen yazardır.
en azından öyle umuyorum.
biraz açalım şimdi:
ulusalcı gazeteciler içeri giriyor,
- yihuu normalleşiyoruz,
- özgürleşiyoruz,
- zaten bu ulusalcılar böyle, kesin suçludur bunlar.
generaller içeri giriyor,
- yaşasın adalet,
- yargının işine karışmayın,
- bırakın süreç sonuçlansın, (yüzlerce insan yıllardır içerde, nasıl süreçse)
şimdi nooldu?
yetmez ama evet derken bunları düşünmedinizmi?
işinize gelen adamlar içeri girerken sesiniz neden çıkmıyordu?
- taksime yürüyeceğiz,
değil taksime; çin e kadar yürüseniz kar etmez artık.
ulan zorlasalar 98 yaşındaki babaannemi; bir örgüt üyesi veya örgüt lideri yapabilecek hayal gücünde iktidar ve yargı sistemi varken, hrant dink i katleden adamları bir örgüt altına toplayamadılarya ona yanarım. neymiş efendim tam uyumlu bir örgüt bulamamış yargı sistemi, onu demeye getiriyo.
yemedik bu sefer amk.
(bkz: hukuk iktidarın fahişesidir.)
asla unutmamız gerekendir, katillerini ise unutmayacağız, affetmeyeceğiz, faşizme karşı omuz omuza verip, her şeye rağmen hrant'ın ve hrant gibilerin mirasını sırtlanacağız, asla yılmayacağız. hrant için adalet için; jî bo hrant, jî bo dad ê!