sanılanın aksine kesinlikle ermeni millyetçiliği ya da türk düşmanlığı yapmayan, iki halkın kardeş olmasını isteyen bir aydındı. ermeni soykırımı için ermenilere ''unutun gitsin'' diyen bir insandı bu. cinayeti kesinlikle faşistçe, aşşağılıkça ve çirkefcedir. ayrıca bu ülkede düşünce özgürlüğünün olmadığının en büyük kanıtıdır. toprağı bol olsun rahmetlinin.
Öldüğünde bazı kişilerin sokağa döküldüğü agos gazetesi yazarıdır. hepimiz hrantız, hepimiz ermeniyiz diye sokaklara döküldüler. ne kadar hrant tan çok hrantçı varmış vay arkadaş.
".. barış akarsu öldü rock'çı oldunuz, hrant dink öldü ermeni oldunuz, bülent ersoy'un ömrü uzun olsun."
bir web sitesinde gördüğüm cümlenin değiştirilmiş hali.
sahi, bülent ersoy ölürse bülent olurlar mı ? *
Ermeni kökenli bir gazetecidir. Dini, ırkı farklıdır. Her milletin yaptığı gibi kendi ırkını savunmuş; tarihte bir münasebeti bulunmuş millet olan türk milleti ile ilgilide yazılar yazmıştır. Son olarak onun ölümüne yol açan olay; bir yazısında 'türklerin kanı kirlidir' diye yaptığı açıklamasıyla olmuştur.
Peki bu bir çözüm müydü? Ölüm olunca herşey düzeldi mi? O zaman bu mantıkla gidersek dünyada insan kalmaz. Mesela sunniler alevileri, doğulular batılıları öldürsün; ya da israil filistinliler gibi herkes birbirini öldürsün. Tam bir kan davası olayı. Onlardan bir tane, bir tane bizden...
Ama bu pek adilce olmayan bir savaş. bu zamanda, her milletin tarihinden dersler çıkartması gerekirken sen gidip bir gazeteciyi arkasından vuruyorsun. Hemde düşünceleri yüzünden ve hala bu zamanda. Eskiden olduğu gibi. Yeni bir çağ, yeni insanlar. Ama hala en vizdansızca şeyi yapıyoruz bir insanı arkasından vuruyoruz. Peki bir insan karıncayı bile öldürmeye kıyamazken; bir insanın ölümüyle nasıl zevk duyabilirki...
Sürekli bir karşılaştırma hali de var. şehitlerimiz varken biz bir ermeni köpeğine mi üzülüyoruz diye. nefret ediyorum karşılaştırmalardan, tiksiniyorum. ırkçılık yapmıyorum diyen insanların yapmadığı ırkçı hareketler kalmıyor.
Ayrıca tarihe bakarsak göreceğizki; hangi milletler soykırımdan bahsetmiyor. her millet bir soykırım olayından bahsediyor; tarihte böyle olaylar hep yaşanmış. bir millet bir milleti; sonra aynı millet o milleti. zincirleme bir soykırım bu olan.
yüzü koyun yere yatan adamdır , üzeri bir naylon ile örtülmüş kundura ayakkabısının tabanı delik adamdır ...
bir fotoğraf karesine sığmış kanlar içinde bir hayattır , malatyada başlayan istanbulda son bulan güvercin ürkekliği ve bir güvercin özgürlüğü arasında geçen kavgalar ile davalar ile geçen bir hayat .
söylenecek pekte bir şey yok aslında vatanı bildiği bu topraklarda vatandaşı olarak öldüğü bir devlette dna 'sı yüzünden idam edilmiş aydın düşünce insanıdır .
kendisiyle ilgili bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan yurdum gençlerinin hakkında bolca atıp tuttuğu, katledildiği ise apaçık ortada olan, Ermeni aydın.
hrant dink'i ahmet taner kışlalı'dan, uğur mumcu'dan ya da abdi ipekçi'den ayıran nedir onu düşünüyorum son zamanlarda.
örneğin bugün çok popülerdi muhtemelen. zira gündemin üst sırlarında yer buldu kendine. hafızası son derece zayıf bir milletin, çok bilinmeyen, neredeyse hiç okunmayan, belki de vasatın altında performans sergileyen bir habercisiydi hrant dink.
belki sokak ortasında bir delikanlı tarafından vurulmasaydı adını bile bilmeyecekti bir çoğumuz.
mesele ermeni olması değil aslında. temel sorun sokak ortasında vurulup yere düşmesi kanımca. denemesi bedava; yarın girin ortalama bir anadolu üniversitesinden içeri ve yüz kişiye sorun; bir bakın bakalım kaçı hablemitoğlu'nu tanıyor. abdi ipekçi'nin gazateci olduğunu kaçı biliyor...
memleketimden faili meçhul manzaralara bir damla kanıyla renk vermiş, tabanı delik ayakkabısıyla gelmiş ve geçmiştir.
Hümanist uzay danalarının çok sevdiği ajitasyon malzemesidir. Üstüne biraz götümün solcu romantizmi katarsanız tadından yenmez. Öldürüldüğü günden tam 17 yıl 1 gün önce yazılarında kan kustuğu bir millet Hrant'ın milleti tarafından yokedilmek istendi. Bu o günlerde kahkahalarla gülüyordu. Asala terörizmi bürokratlarımızı öldürürken de Türk olamamıştı...
türk'lere katil diyen bir ermeni.
onu öldüren adam müebbet yemesine rağmen hala tatmin olmayanların mevcut olduğunu gördüğümüz bir durum.
herhalde türk devletinin ermenilere ağrı'yı falan vermelerini umuyorlardı.
acaba yıllar önce ermeni terör örgütü orospu çocukları tarafından kurulmuş asala onlarca türk diplomatını öldürürken ermeni'lere hesap soran olmuş muydu ?
gereğinden fazla büyütülüp, sırf ermeni olduğu için balon gibi şişirilen bir gazetecidir sadece.
öldürülmüştür.
iyi olduğunu söylemek insanlık dışı olur ama türk topraklarında, türk'lere katil dersende bir cevap verenin olacağını bilmesi gerekirdi.
--spoiler--
sivas'ın bir gün hangi kazasından bilmiyorum yaşlı bir bey beni aradı dedi ki: oğul dedi seni aradık seni bulduk burada bir tane yaşlı bir kadın var heral sizdendir bu dedi.allah'ın rahmetine kavuştu bunun yakınını falan bulursanız gönderin gelip alsınlar yada biz burada namazımızı kılıp gömeceğiz.peki dedim amca ararım verdi adını soyadını beatris hanım diye biri.70 yaşında fransa'dan oraya gezmeye gitmiş.aradım.10 dakika içinde buldum,biz birbirimizi biliriz çok azız çünkü.10 dakika içinde buldum.gittim dükkanlarına dedim böyle birini tanır mısınız adını verdim arkamdan bir kadın döndü anamdır dedi.bir de dedim valla böyle böyle senin anan nerde yani fransa'da yaşar.hiç mi seni..abi dedi o dedi senede 3-4 kerede dedi türkiye'ye gelir ama istanbul'a ya uğrar ya uğramaz kalkar köyüne gider dedi.terkettiğimiz köyüne gider dedi.dedim böyle böyle kalk git,gitti.ertesi gün bana bir telefon açtı.bulmuş,tespit etmiş anasını ağladı birden.peki getiriyor musun naaşını,burada mı gömeceksin ? abi dedi ben getiricem dedi ama burada bir amca var dedi ağlamay.. amcaya ver dedim aldı telefonu amca niye ağlatıyorsun? oğlum dedi birşey demedim dedi ben.dedim ki: kızım anandır,malındır ama bana sorarsan bırak kalsın burada gömülsün su çatlağını buldu dedi.ben döküldüm,orda döküldüm.anadolu insanının ürettiği bu deyişten döküldüm.bu algılamadan döküldüm.evet su çatlağını bulmuştu.doğrudur hanımefendi ermenilerin hakikaten bu dünyada gözü! bu ülkede gözü var,bu topraklarda gözü var.o zaman yazdığımı şimdi size de tekrarlayayım.tam o sıralarda sayın cumhurbaşkanı demirel: ermenilere 3 çakıl taş vermeyiz diye bir laf etmişti.bende bu kadının öyküsünü yazmıştım ve demiştim ki :evet,biz ermenilerin bu topraklarda gözümüz var,var çünkü kökümüz burada ama merak etmeyin bu toprakları alıp gitmek için değil.bu toprakların gelip dibine girmek için.teşekkür ederim.
--spoiler--
--spoiler--
her biriniz nobellik bir orhan pamuksunuz
ve hatta bana göre ondan da yamuksunuz
türkün canı yanarken gözleri yumuksunuz
kör olur görmezsiniz ermeni tepişini
sizin gibi aydının yediden yetmişini...
--spoiler--
tanım: üzerinden siyasi çıkar sağlamaya güden üç beş kendisini bilmezin anısına yürüdüğü eski yazar. ölü.
- siz ermeni olun zaten ben sizin türklüğünüzden şüphe duyuyorum .
+ faşizme inat kardeşimsin hrant
- şehitler öldüğünde nerdeydiniz hümanist sevgi pıtırcıkları .
+ katil devlet hrant dink'i öldürdü
- asala terör örgütü vardı türk diplomatları katletti ermeniler neden türküz demedi .
+ hepimiz hrantız hepimiz ermeniyiz .
- ben türklüğümle gurur duyuyorum . sizin ermeniliğinizden tiksiniyorum .
işin garibi burada (- konumunda olanlar ) türklüğüyle övünenler her zaman ecdadının ne kadar hoşgörülü olduğundan bahseder ecnebilere karşı . fatih ' in istanbul' daki kiliseleri yıktırmadığından , şehrin yağmalanmasına izin vermediğinden bahseder . hoşgörü ile nasıl yüzlerce yıl balkanlarda hüküm sürdürdüğünü anlatır . ecdadının erdemli olmasıyla övünür . ancak kendinde en ufak bi hoşgörü kırıntısı bulunmaz . bir insanın sırf ermeni olduğu ve düşünceleri yüzünden öldürülmesini mübah görür. yargılama sonucu çıkan komik karara karşı yapılan bir yürüyüşe bile şehit demogajisi yapmaya çalışır .biliyor musun ben ne hrant'ım dedim ne ermeniyim . ama şehit yürüyüşlerine katıldım .fakat sizin şu söylediklerinizden varya ben utandım . ulan yolda araba kediyi ezip öldürse içiniz acır. bi insanın ölümünden hiç mi içiniz acımaz hiç mi vicdanınız sızlamaz .
güzel insan. adaletten ne kadar uzak bir toplum olduğumuzu bize bütün gerçekliği ile hatırlatan kardeşim.
ailenin avukatı 5 yıllık mahkeme kararı sonrasında ortada çıkan saçmalığı göz yaşları ile basına şöyle özetledi;
"bu 5 yıl içerisinde arat dink ne demişti?
"bizimle dalga geçtiler."
dalganın en büyüğünü meğerse en sona saklamışlar.
onu da bugün öğrendik.
meğer hrant dink bütün o planlı eylemlerden değil 3-5 kendisini bilmez tarafından öldürülmüş.
burada örgüt yokmuş, bu kadarını beklemiyordum.
bu kadarını gerçekten beklemiyorduk !!!"