Fuat Turgut'un her duruşmasında meslek ilke ve kurallarını bir rafa kaldırıp, meslektaşlarını hedef gösterircesine vatanseverlikle zerre kadar alakası olmayan bir kudurmuşluk sergilediği, bazı sanıklar için ben onların suçsuz olduğuna kanaat getirdim onların tutukluluk hali kalksın gibi taleplerde bulunduğu ( hüküm de verseydin) , olayın arkasındaki örgütü ortaya çıkarmak adına bulunulan taleplerin sürekli reddedildiği duruşmalardır.
üçüncü duruşmasına devam edilen bugün; sanıklarca ve sanık avukatınca, dink'in avukatlarına ve ermeniler'e hakaret edilen dava, evet yine. geçen duruşmada da ogün samast rakel dink'e hakaret etmeye yeltenmişti. şahane vatansever(!) ogün samast ve çılgın ulusalcı(!) fuat turgut'un terörize etmekten geri durmadıkları bir duruşma daha yaşandı ve;
"Ergenekon Operasyonu kapsamında gözaltına alınıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Turgut, kendisinin de aralarında bulunduğunu belirttiği Türk milliyetçileri, ulusalcılar ve vatanseverler üzerinde bir gazap rüzgarı estirildiğini ileri sürdü. Ergenekon operasyonu ile kutlu Türk tarihini karalama maksadı güdüldüğünü iddia eden Turgut, "Atamızın 'Ne mutlu Türküm diyene' özdeyişine fikren-zikren bağlı aydınların tamamını kapsayacak şekilde genişletilmektedir" diye konuştu."
ne çok masumsunuz siz böyle ve tarihin affetmeyeceği kadar ne çok! şayet utanmasınız (sahi nasıl bir ar duygusu var bu adamlarda) aynı anda savcılık da yapar ve dink ailesi için cezai işlem talebinde bile bulunursunuz arsız çeteciler sizi!
dava için ayrıca bir tanıklık çağrısı yapılmıştır:
"biz bu davanin taniğiyiz! mağduruyuz! takipcisiyiz!
adalet talebiyle orada olacağiz!
2 temmuz pazartesi günü hrant dink'i öldüren karanlık yargılanmaya başlıyor.
katiller bu kez kaçarak karanlıklara karışmasın diye 2 temmuz'da sabah 09. 30'da mahkeme önünde nöbetteyiz.
hrant dink'i yargılayan mahkemelerin önlerinde bir avuç kişiydik. bedelini kardeşimizi aramızdan almalarıyla ödedik.
şimdi, siyahlar giyeceğiz; rakel dink'in ve sera, arat ve delal'in yanında, tıpkı cenazede olduğu gibi sessiz bir ses yükselteceğiz
karanlığa karşı çıkan, adalet talep eden herkesi tanıklık etmek için mahkeme önüne bekliyoruz.
2 temmuz 2007, pazartesi saat: 09:30
istanbul ağir ceza mahkemeleri, beşiktaş"
--spoiler--
karar: Hrant Dink in ölümde rızası olduğuna, Ogün Samast ın çocuk, Erhan Tuncel in filozof, Yasin Hayal in hayal ürünü olduğuna.
--spoiler--
bir cumhuriyet ya da bir ülkede değil, direkt dingonun ahırında yaşıyor olduğumuz gerçeği bu dava ile bir kez daha gözler önüne serilmiştir. habur'dan giren it sürüsü için adamların ayağına mahkeme kurulması olsun, senelerdir silivri'de her türlü psikolojik işkenceye maruz bırakılan insanlar olsun, yemin ediyorum kaldıramıyorum, bu olay da tuzu biberi oldu. bu eskiden "adalet" denilen ama artık içini boşaltmış olduğunuz şey gün gelip devran dönünce size de lazım olacak .mına koduklarım. ve siz o zaman sadece ektiğinizi biçecek, bugün insanları nasıl adaletsizliğin çarklarında eziyorsanız siz de aynı çarklar altında ezileceksiniz.
herkesin dava sonunda adalet yok diye papağan gibi tekrarladığı dava. **
13 yaşındaki kız çocuğuna 26 kişini tecavüz etmesine karar olarak kızın kötülükten haberi vardı, tecavüzü kız istediğinden gerçekleşti şeklinde karar veren bir yargıdan bu kesim ne beklemektedir sorusunu sorduran davadır.
aslında tepkileri verenlerin bir çoğu (bkz: yetmez ama evet)çiler oluşturmuştur, ermeni kesimin çoğunluğu da bu gruba dahildir. adama derler ki yakın zamanda bu ülkede ana yasa değiştirildi ve hayır cephesi dedi ki "kardeşim bu yargıyı siyasallaştırma girişimdir buna dur de yoksa yargıyı iktidar dilediğince kullanacak". bunlar ne dediler (bkz: yetmez ama evet).
son seçimler ve anayasa değişikliği bu gibi davalarda alternatif bir karar çıkmayacağını da göstermiştir. ayrıca unutulmamalıdır ki turan dursunların, uğur mumcuların ve nice gazetecilerin katledilmesi örtbas edildiği, bırakın katillerinin yakalanıp yargılanmasını, davasının bile doğru dürüst görülmediği zamanlarda bu kesimin zerre sesi çıkmamıştır.
sonuç olarak, metin olsunlar çünkü "herkes adalet karşısında eşittir ama bazıları dahada eşittir" anlayışının gözler önüne serildiği davadır. yetmez ama evetçilere ve boykotçulara armağan edilesidir, neoliboş vicdan çakmalığı yapan ve timsah gözyaşlarının kralını akıtanların davası halini almıştır, işlerine geldiği aşikardır. örneğin bu kesim zihniyetine örnek verecek olursak, hepimiz türküz hepimiz atatürküz dediğimizde bu kesimin götünden faşist, milliyetçi vs gibi damgalar uydurduklarını her gün görmekteyiz. dolayısıyla olayı dar kalıplara sıkıştıran bu zihniyetin bu gibi durumları nasıl kullandığının kesinlikle anlaşılması gereken davadır.
istedikleri nedir ? hrant'ın katilleri mi ?! tabi ki hayır istenilen bu davanın ergenekona bağlanmasıydı eğer bağlansaydı bu kadar ses çıkar mıydı ?. bence hayır. çünkü böylece ötekileştirme devam edebilecekti. chp liler darbecidir, sağcılar şöyledir o böyledir vs vs vs. malesef akp yargısı bunu yapamadı, yapamama nedeni gayet basit 5 yıl geçmiş davadan ortada kanıt yok. nasıl yapsınlar. ayrıca bir takım sözde vicdanlı ve demokrasi savaşçısı düşünürler bu davaya benim gibi bakanların aslında katillerin yanında olduğunu söylediler. bu davanın can damarı, gerek yetmez ama evet kesiminin özelikle kesim diyorum dikkatinizi çekerim, gerek ermeni cemaatinin fetullah istihbarat cephesi ile olan ilişkilerini ve özelikle davanın savcısının ergenekon bağlantısı araması nedenlerini anlamak ve doğru yorumlamak çooook önemli ve elzemdir.
kısa ve öz bu bir ihanettir, hranta ihanettir. davayı "sahiplenenlerin" çoğu bu ihanetin içinde pay sahibidirler * ister bilerek ister bilmeyerek. tıpkı uğurmucuya olduğu gibi. sonuç olarak savcının katilleri kaf dağında, halkınsa burnunun dibinde ve aynada aramasını bilmesi gereken davadır.