"Hoşçakal" kelimesini söylemekten de duymaktan da hep korkmuşumdur.
Çünkü sıradan bir veda değildir bu.
Bir daha görüşmemek üzere "elveda" anlamını taşır.
Hani yıllarca toplanmış anıların, yaşanmışlakların üzerine bir sifon çekmek gibidir.
Bir anda ve bir saniyede yıkar geçer her şeyi tüm kasvetiyle.
Hayat bu kadar kısayken ve hangisi son veda bilinmezken;
bir tek kelimenin bunca anlam ya da anlamsızlık yaratması ne kadar da garip ve üzücü.
çok garip bir kelime. sevdiğim hanımla her gecenin sonunda hoşçakal diye vedalaşırdık, sonra ayrıldığımız gün de hoşçakal dedik. cuk diye oturuyor siz de deneyin.
umarım o son kez gördüğüm yüzünü unutmam hafızamdan. sesini unutmam umarım. gözlerini unutmaz zihnim umarım. seni kalbime sakladım ben, sen dahi bilmiyorsun. bir tek ben ve kalbim. hoşçakal sevdiğim. hoşçakal...
Bu garip bir veda olacak
Çünkü aslında hep içimdesin
Ne kadar uzağa gitsem de
Gittiğim her yerde benimlesin
Her veda insanın içine bir çentiktir dünyanın öbür ucuna gitse de içinde yaşar onun acısı. Onun gitmesiyle bitmiyor tam tersi yeni başlıyor çünkü acısı varlığını daha çok hissettirir.