merdivenlerin önünde banketler, setler olur ya? işte ben o setlerin ta amına koyayım sözlük. cok doluyum lan. anlatayım da dinle.
bundan uzuuuun zaman önce ben tıfıl bir liseliyken, anadolu sınıfında neslihan diye bi kız vardı. hoşlanmak falan değil, resmen ölüyodum sözlük, içim titriyodu her gördüğümde, aşıktım seviyodum, ölürdüm onun için. yakın zamanda gidip açılacaktım, yarim olacaktı o benim, sevgilim olacaktı, hayatımın anlamı olacaktı, canıma tak etmişti artık.
şimdi şöyle bi sahne hayal et:
okulun merdivenlerinden arkadaşım özgürle beraber iniyorum hızlı hızlı, aşşada top oynicaz teneffüsten giden her saniye önemli bizim için. 3. kattan 1. kata geldiğimde kafamı kaldırmamla birlikte onu gördüm. kalorifere yaslanmış, altın sarısı saçları, bakmaya doyamadığım deniz mavisi gözleri ile, neslihan orada, arkadaşıyla geyik halindeydi. neslihanı görür görmez direkt elim ayağım dolandı sözlük, ve o lanet olası, o ocağı sönesi, o amına koyulası merdiven seti yüzünden, son 6. basamakta öyle bir düştüm ki ben, öyle bir yuvarlandım ki...
tabii ki neslihan gülme krizlerinde, sırf neslihan değil, olaya şahit olan herkes gülme krizinde...
o an hayatım mahvolmuş gibi hissettim, herşey bitmişti, rezil olmuştum. bi tarafıma birşey olmamıstı ama, yaşadığım dumurla birlikte sanki 300 kilo olmuş, yerden kalkamıyordum. bitiktim. yerden kalkmaya gücüm yetmiyordu. allahtan özgür yanımdaydı da, kaldırıp taşıyarak götürdü beni ordan.
ondan sonra neslihanın yüzüne bir daha bakamadım sözlük, o ise bana hep baktı, beni her gördüğünde suratıma anlamlı anlamı bakıp güldü...
(bkz: düşmez kalkmaz bir allah)
insandır, düşerde kalkarda. gülüyorsa zavallıdır, hayat onu düşürmüştür çoktan haberi yoktur. şefkatle ilgi gösterdiyse "insan"dır, insan evladıdır.
sakatlanmış numarası yaparak herkes zorla ciddi duruma düşürülür, kız gelip ''çok acıyor mu?'' dediği anda bir bakış atılır ve ayağa kalkılır yürümeye başlanır(topallayarak). bir süre sonra lan bu iyi oldu bile dedirtir insana.
gerçek hayat, romantik komedilere nedense hiç benzemiyor oysa benzeseydi çok sevimli bir hareket olurdu, sakar sevimli erkek derdi gülerdi kız ama gerçek hayat öyle mi -düşene bir tekmede sen vurmaca- kuralı geçerli, sen düşersin kız kaçar.
O gün sabah erkenden arkadaşınız uyandırır sizi kalkıp sitenin havuzuna girersiniz.O en amele atlayışlardan birini yaptığınız sırada öyle bir hatun girerki içeri gözlerinize inanamazsınız ,afallarsınız adeta.Biraz daha yüzdükten sonra kız rahatsız olmasın diye çıkarsınız havuzdan ama ayaklarınız sizi geri geri çekmektedir.E bari çıkışta bekleyeyimde son bir kez görebilirim diyerekten kapının önünde duran motorunuzun üstüne oturur yakarsınız bir sigara.Tam 35 dakika geçer 35 dakika boyunca motor durur sen durur,Kız tam kapıdan çıktıgı anda da o lanet motor ayaklıgından tek bir ses gelir.'Çat'.O anki görüntü mü? Motor yerde ,sen yerde,gururun yerde,ama kız hiç gülmez basar gider.Başıma gelmiştir efendim.Nasıl oldu hala anlayamıyorum ama tek bir gerçek var o kızın suratına başka hiçbir zaman bakamadım.
üniversitede hoşlandığım kızı görünce ayaklarım dolandı ve tam kızın önüne dizlerimin üzerine düştüm. o rezilliği toparlayayım diye ağzımdan bianda "ben düştüm aşk ateşine, sende düşme yanarsın" dedim (bunu nasıl dedim hala inanamıyorum). kız gülümsedi, "beni uyarmak için mi düştün" dedi. bende "hazır dizlerimin üzerindeyken sorayım, benimle evlenirmisin" dedim, tokatı yedim. 1 hafta sonra çıkmaya başladık, hayatımın 3 yılını zehir eden o kadından sonra herkese söylüyorum, "ben düştüm aşk ateşine, sen de düşme yanarsın"
ilkokuldayken * arkadaşlarla şakalaşıyorduk, birden birisi çelme taktı. gözüm karardı, yanımdaki ağaca tutunayım, kalkayım derken hoşlandığım kızın bacağına elimi atmaz mıyım ? bir çığlık attı, okulun ortasında rezil oldum. bir daha benimle konuşmadı.