her kelimesi bir hançer olarak kalbinizi deşerken sırıtmaya devam etmeniz.
her platoniğin eninde sonunda yaşayacağı durum. dışardan birinin "seviyorsan git konuş bence" demesi ile reddi yiyip hüzünlere gark olmak bir çözümdür(seviyorsan git konuş bence diyen eleman iş kendisine geldiğinde aynı şeyi yapamaz tabi ama bu başka bir entarinin konusu)
çok fazla yaşadığım durumdur ayrıca. karşınızdaki yar o çocuktan bahsettiği anda içinizde bir ısınma ardından hızla soğuma hissedersiniz; içinizdeki kan çekilip vücudun bir kenarında donmuş gibidir. titreme gelir; "ya hayır" diyemezsiniz. cümleleriniz kısalır; konuşmak can yakar. göz göze de gelemezsiniz; içinizden geçenleri anlamasın diye. malsınız çünkü; o duyguları sakladığınız için oldu hep bunlar.
diyorum ya; başıma çok geldi; bazen cesaret edip konuştum hoşlandığım kızla(bazen iyi gitti, bazen de kötü); bazen de hiç konuşamadım. ne zaman neyi yapacağımı çözemedim. ilişki cahiliyseniz hep yaşarsınız bu halleri, kaçış yok.
yakında yine başıma gelecek gibi hissediyorum. dedim ya; ne yapacağımı ben bile bir saniye sonra farkediyorum ilişkilerde.
bu sefer de en azından içimi dökebilecek o son enerji gelsin istiyorum.