aslında hoşlanmadığım biri bu arkadaş. ama hoşlansam sanırım şu an sazın sapını kıçına sokarak 9.kattan atlayıp intihar sonucu ölmüş biri olurdum.
üniversitenin ilk yılları, sınıfta daha kimseyi tanımıyorum. yeni yeni kaynaşıyor herkes. işte tanışma faslı. herkes adını falan söylüyor. tanışma faslı bitti biraz geyiğe vurduk cümbür cemaat. sonra ne olduysa bu kız türkü söylemek istedi bir anda. böyle vahiy gelmiş gibi. ve hocadan izin istedi türkü için. hoca da 'tamam' dedi.
ulan kız dışardan ne kadar marjinal görünüyor bilemezsiniz. ama malatyalı sonuçta. neyse uzatmıyorum. kız bir başladı türküye. eyvahlar olsun. baya baya gırtlaktan söylüyor yahu. ve 13 yaşında bir kız sesi kızda. böyle tiz, incee lanet bir ses.
kız o anda gözümden öyle bir düştü ki. dış görünüşe aldanıp kıza aşık olurdum belki de o türküyü çığırmasaydı. yanlış anlaşılmasın. türkü seven ve zaman zaman dinleyen biriyim. ama kız o kadar ince sesli ki gülmeden edemedim.
herkesin müzik zevki ayrı ama örneğin kızla ilk kez buluşurken sen kızı arwen gibi hayal edip,şu şarkıyı mırıldanarak buluşmaya gidersin; http://www.youtube.com/watch?v=CoSL_qayMCc.kızla bu şarkıyı dinleyerek uyuyacağını falan hayal edersin sonra bir gün kızla evde otururken yanında bunu açar http://www.youtube.com/watch?v=AViLa69WAhM ve bağıra bağıra eşlik etmeye başlar.işte o zaman mal gibi bakakalır sesin de güzelmiş gibi aptal bir yorum yaparsın.
not:Neşet Ertaş'a ve diğer sanatçılara,tüm müzik türlerine saygım sonsuz ama insan kendi dinlemeyince dumur olabilir böyle bir durumda.
insanın içini bir hoş eder. benimki çok güzel uzun hava söylüyor mesela. hem de böyle kulağımın içine kadar giriyor kevaşe. kendisi sivrisinek ama olsun ben onun adını feriha koydum.