zordur. ama kız için daha da zordur. siz hiç "ha söyledi ha söyleyecek, hah söylüyo, hadi bi gayret, hadiii" sendromu nedir bilir misiniz?
(bkz: ağlıyorum sözlük)
kendini kasmassan çok da zor birşey değildir, kendini kızdan daha aşağı görürsen iyi olmayacak ve sonun hezimet olacaktır. ancak ozanımızın dediği gibi"güzelliğin on para etmez bendeki aşk olmasa" diyerek yola çıkarsanız alayı gelsin.
tele-sekretere konusmak kadar zor ama handikaplari yaninda zihin acici bir eylemdir.oyle ki zihninizde ayni anda onlarca pop-up acilir . her ekranda olasi cevaplar ve sizin bunlara verebileceginiz en etkili karsiliklar maddeler halinde siralanir.
biraz mustafa denizli'nin teknik direktorlugune benzetirim.soyle:
mustafa hoca hep maca cikmadan once maci zihnimde oynarim derdi.ilk muhabbette boyledir aslinda kafamizda defalarca olasi konusmalar yapilir uygun cevaplar bulunur. fekaatt mac esnasinda bunlar ne kadar istediginiz gibi neticelenir? mesele budur. hic calismadiginiz yerden pat diye gelir soru... kapatacam diye ugras dur o pop-up lari artik ...
Bazen kafa dengi kızlar karşına çıkar. bunlar deli doludur. Bi selam vereyim derken bakarsın ki aşık olmuşsun. Muhabbet de alır yürürse, akşam kızın evinde kahve içerken bulursun kendini ve üstüne rahat bi şeyler alıyorsa o gün artık zafer günüdür.
her an sıçma fiilinin gerçekleşebileceği durumdur. ama nasıl hoştur, nasıl güzeldir. farklı gözlerin, farklı dudakların farklı tenin vr farklı bir ilişkinin umududur.
kız için zevkten dört köşe olmaktır. muhabbete girmek değil muhabbete girmeye çalışmaktır o zaten, ay ne taklalar ne parendeler ne amutlar neler neler. can çekişmenizi seyretmeyi mi seviyoruz nedir, sevimli sevimli gözlerimizi kısarak da güleriz o hallerinize. siz de sevdik sanırsınız. kıyamam ya içim parçalandı.