-tuğba baksana bi
-efendim
-sen ve ben bişeyler
-hmm devam et
-sen ve ben kadıköyde bi yemek yesek mi ?
-biz zaten çıkıyoruz gerizekalı
-o heyecanı tekrar yaşamak istedim niye tersliyosun kaltak
-heyecanmış lahmancuncuda çıkma teklifi etmiştin bana öküz
başlarken zor, başladıktan sonra kolaydır. zira başladıktan sonra otomatikman saçmalamaya başlıyor insan, patır patır dökülüyor kelimeler ağızdan. ama işte o ilk an var ya, ben onun amına koyim. saygılar.
çoğunlukla hüsranla bitmesine rağmen, insanın içinde bir umuttur hep.
hoşlanılan kıza duyguları açıklayana kadar hep en iyi ihtimaller düşünülür, güzel güzel derdini anlatırken hayal eder insan kendini. fakat o önemli an geldiğinde kelimeler düğümlenir, önceden planlanan hiçbir cümle ağızdan çıkmaz ve akla ne gelirse o söylenir. kızın karşısında utangaçlıktan kızarmış ve bir çocuk gibi konuşan adam vardır.
Havuza atlamak gibidir bence, Önce ayak parmak uçlarını buz gibi suya sokarsın, tatlı bir üşüme gelir önce. atlasam mı atlamasam mı dersiniz. Acaba doğru zaman şimdi mi dersiniz. ama karar verdiğinizde o suya atlarsınız, ama sadece bir kaç saniyelik bekleme süresinden sonra şunu dersiniz.
Malum kişi sizin çok iyi bir arkadaşınız değilse, kaybedeceğiniz de hiç bir şey yok demektir. Hoşlanıyorsanız gidip konuşacaksınız, evet derse ne mutlu, yok istemem derse de sallayın canım size kız mı yok.
iki kız kardeş var. ikiz bunlar. ama birbirine benzemiyorlar. biri hemşire. biri lise mezunu çalışmıyor.
hemşire olan diğerinden biraz daha güzel. ama diğeri de çirkin değil, akça pakça ikisi de.
23 - 24 yaşındalar. eski zamanlar. eve görücü geliyor. hem diğeri biraz daha güzel, hem de çalışıyor diye ona 3 kişi geliyorsa diğerine 1 kişi geliyor.
genç kız sonuçta. ailesinden başka kimse de güzelsin demeyince, çirkin sanıyor kendini. bi ara görücüler de kesiliyor. sanıyor ki evde kalacak. iş yok, okul bitmiş, elalem konuşuyor.
bir gün biri geliyor, çocuk memur düzenli geliri de var diye veriyorlar kızı. tamam diyor o da. ne desin?
ertesi gün bu kızın babasının dükkanına bir adam geliyor. sizin kızla bizim çocuk mektep arkadaşı. beğenmiş sizin kızı. "baba" demiş. "o kız çok hanımefendi bir kız. ben hiç kötü bi hareketini duymadım. onu istiyorum ben."
ama çok geç tabi. kıza kim olduğunu bile söylememişler, söz verildi bi kere.
ben o kızın kızıyım ^^ annem de babam da aşık değil birbirine. ama seviyorlar. yine de insan düşünmüyor değil nasıl olurdu diye. belki de kötü olurdu. bilemiyorum.
kısaca demek istediğim yarın geç olabilir. o gelsin ben gideyim, sinyal brkleyeyim bilmem ne demeyin. seviyorsanız söyleyin gitsin.