bir kız vardır, çok güzeldir. huyu, suyu güzel, kalbi temiz, bacakları da süt gibidir. onu o kadar çok seversiniz ki onun rapunzeli kıskandıran lüle saçlarını gördüğünüz her an nutkunuz tutulur, yaşadığınızdan bi haber şekilde aval aval onu seyre dalarsınız. bu durum artık canınıza tak eder ve napıp edip onun kalbini çalıp ona açılmaya karar verirsiniz. fakat arada bir engel vardır, henüz onun kalbini çalmamışsınızdır. bu yüzden daha komleks bir şey düşünmeye kara verirsiniz, beyin fırtınası ilk meyvelerini vermiştir! ona akbil kuyruğunda ilan-ı aşk etmeye karar verirsiniz.
tam 5 liralık akbil dolduracakken yanına yaklaşır ve ona, kendisine karşı boş olmadığınızı ve onu ne kadar sevdiğinizi söylemek için ondan izin alır ve gişeci elemana karta 5 değil 10tl yüklemesini söyler ve adamın eline 20 lirayı tutuşturursunuz. tam ona karşı olan duygularınızı söyleyecekken gişedeki eleman bozuk parasının kalmadığını size belirtir. siz her ne kadar üstü kalsın desenizde o bunu kabul edemez ve lafınızı tam tamına 4 kere böler.
sonuç ise hüsrandır. ona açılamamışsınızdır ve giden 20 lira paranıza olmuştur.
