bu hoşlanılan kalıbı da iyiymiş ha, hoşlanılan, hoş..la..nı..lan. valla eğlenceli lan, bununla ilgili bir sürü başlık açılabilir. hoşlanılan kişiyle bir sürü başlık açmak ehehe, hoşlanılan kişiyle gülüşmek, hoşlanılan kişiyle yiyişmek, hoşlanılan kişi.. hoş.
bak işte böyle oluyor insan. hoşlandığı kişiyle hiçbir ortak nokta bulamayınca, saçmalama konusunda kendini aşıyor resmen.
en hassas, en kurnaz, en umutlu, en kıpır kıpır halinle bir şeyler ararsın. iki tarafın da sevdiği, seveceği bir şeyler.
bulamadıkça salaklaşır, bulamadıkça mallaşırsın. dünyanın en gereksiz insanı gibi hissedersin kendini.
sanalından gerçeğine, her türlü ortamda göt olur, bütün ümitlerini yitirirsin.
---hoşlanılan kız size bir titreşim gönderdi---
hoşlanılan kız: napıyosun? =)
ümit milli: hiiç, film izliyorum =)
h.k: aa ne filmi?
ü.m: pardon
h.k: pardon mu? =) sen onu daha yeni mi izliyosun?
ü.m: eehmm.. e.. evet :s
h.k: =) sevdin mi bari?
ü.m: //ne desem lan şimdi// eegüzeel sevdim valla
h.k: ben pek sevmemiştim onu ya, tarzım diil yani
ü.m: hmm
--telefon görüşmesinde--
h.k: alo, naber?
ü.m: iyi senden?
-hadi olum sikicem telefonunu ha
h.k: o kim ya, nerdesin sen?
ü.m: -lan bi sus amk- o şeyy arkadaş bizim, pes oynuyoduk da ehehe
h.k: pes ne ya?
-o şeyy ne amk, ronaldo de bari ahaha
ü.m: -sinan dalağını sikicem bak- pes bi oyun ya, futbol oyunu, hani var ya
h.k: ya üff anlamıyorum çok gürültü geliyo, neyse ben ararım sonra kib
ü.m: ee tamam peki madem, görüşürüz //hay amk yaa//
--bir başka msn muhabbetinde--
h.k: sen yatmadın mı hala? =)
ü.m: yok, bakınıyorum öyle =)
h.k: hmm nereye bakınıyosun bakiim?
ü.m: öyle.. sözlük falan
h.k: aa sözlük mü, hangisi?
ü.m: //aha vallaha sözlük yazarı hatun -heyecan heyecan heyecan-// uludağ =)
h.k: uludağ mı? hmm ben de ekşi sandım =)
ü.m: //amk// yok, ben pek sevmem ekşiyi
h.k: aaa niye ki?
ü.m: çok götü kalkık onların, şey pardon, ukalalar yani, bana öyle geliyo hep
h.k: olur mu canım, sözlük dedin mi ekşidir =)
ü.m: ...
--gittikçe seyrelen msn konuşmalarından birinde--
h.k: napıyosun bakiim?
ü.m: iyi ya napiim, maç özetini izliyodum
h.k: hangisini?
ü.m: manisa-fener
h.k: aaa manisalı mısın sen?
ü.m: //mal ya// yok fenerbahçeliyim
h.k: haha hadi ya, feneri tutan kalmamıştır diye şeyetmiştim ben :p
ü.m: //senin hayatını sikerim ki ben// ...
h.k: yine alamadınız kupayı :dddd kızma kızma tamam
ü.m: yok yahu niye kızayım //götüne koduğum// sen hangi takımlısın?
h.k: ne önemi var, en azından fenerli değilim =)))))
aaa yeter lan ama, fener mevzuu konuyu dağıttı, yine götü başı kaybettim amk.
sonra belki bir ilk görüşme olur, sen simit sarayı dersin, o güler, mado der.
sonra sinemaya gidersiniz, o beğenir sen beğenmezsin, ya da sen beğenirsin o beğenmez, o murphy'nin ecdadını sikeyim ben.
böyledir işte, hiçbir sohbette ortak nokta bulamazsın, sonra azalarak biter muhabbet, sıradanlaşırsın sen, sıradanlaşır o.
herkes gibi olur senin için, herkes gibi olursun onun için. ve nihayetinde ümidini kesersin...
h.k: aaa sen ferdi mi dinliyosun?
milli: zoruna mı gitti?
h.k: yoo, çok severim =)
ü.m: vallaha mı?
aslında boş işler bunlar hep..
şimdi ortalama bi türk genci ;
1. futbol
2.dizi
3. kıyafet / marka
4. edebiyat
5. müzik
bunlrla ilgilenir.. futbolun zaten ortak nokta olduğu fanatik ilişkileri siklemiyorum bile.. dizi de herkesin izlemediğini iddia ettiği küçümsenen bi öğe bi lost bi tudors olmadıkça , e onu da herkeşler biliyo artık o yönden de sorun yok..
geriye kalıyo tek edebiyat ve müzik.. yahu kitap okumak zaten genelde (!) tek başına yapılan bişi.. bizim okulun var cuma günleri okuma saatleri , öğrenciler birbirine okuyo şayet öyle bi durum yoksa , alırsın kitabını sen okursun o da kendi kitabını okur sonra oturur birbirinize özet geçersiniz.. süper bişi.. yani bu edebiyatın aynı olması geyiğine hastayım..
neyse geriye kaldı müzük.. müzik belki de en bağlayıcı nokta.. çünkü biri paso fellik fellik konserlere giden biriyse ve karşındaki dinlediği müziği çekemiyorsa evet belki kötü olur.. ama o zaman da sorarlar adama , dinlediğin grup üyelerini sikebiliyo musun ? dinlediğin şarkıcının dudaklarına yapışabiliyo musun ? diye.. cevap evetse buyrun ilişkiyi bitirin kızdan soğuyun.. yok değilse , adam olun konsere de gitmeyiverin yutuptan izlersiniz..
yani aslında hi ortak nokta olmaması , çok ortak noktadan iyidir.. farklı yerlerden olun.. misal biriniz edirne biriniz kayseri.. biriniz ciğer yiyin diğeriniz pastırma.. tatillerde birbirinizin memleketine gidin. biriniz ankarada okuyun biriniz istanbulda.. biriniz hardcore sevin biriniz soft.. biriniz şairane konuşsun diğeri höt zöt ohyş süper..
işte böyle böyle nötrlenip , eksiklerimizi tamamlıcaz übermensch olucaz..
yoksa git kendin gibi adam bul.. ne anladım ondan ? hayır kendim kendimle ve zevklerimle mutluysam zaten 2. bi kişinin nazıyla niyazıyla uğraşamam..
hoşlanılan kız: ben biradan nefret ederim.
wolverineyolverin: usta bana bir bira daha versene.
garson: hemen abi.
h.k.: ne kadar kabasın. usta, hacı böyle hitaplar hoş değil.
garson: buyrun efendim.
w.y.v.: eyvallah hacım.
h.k.: bu sigara yasağıda iyiki geldi nefret ediyorum sigaradan.
w.y.v.: laaa yarrağam onu sevmiyorsun, ondan nefret ediyorsun ben senden niye hoşlanıyorum o zaman.
h.k.: aaa inanmıyorum bende senden hoşlanıyordum söyleyemiyordum.
w.y.v.: eve gidek o zaman.
h.k.: ilk günden sevişmek isteyen erkekleri hiç sevmem.
w.y.v.: yarın bekliyorum o zaman aha adresim bu hadi ben kaçtım.
hoşlanılan kişi hoşlanan şahsı öyle bir cezbetmiştir ki bırakın ortak yönü, bu hoş çift, ara yönleri hattâ ana yönleri bile bulacak kadar kendinde değildir; uçmuşlardır, uzaya çıkmışlardır, haliyle uzayda artık yön mefhumu bulunamamaktadır.
hoşlanılan kişinin neyinden hoşlandığı, ne sebeple hoşlandığı konusunda merak içinde bırakan hadise. muhtemelen hoşlanmaktan ziyade ilgisini çekmiştir. o da dış görünüşü itibariyle. hoşlanılan kişinin huy, zeka, karakter, davranış biçimi, niyeti falan hiç önemli değildir.
kanımca ortak noktaların az olması ilişkiyi daha ileriye götürür kolaylıkla. farklı bakış açısına sahip birisini sevmek, kendinin bir benzerini sevmekten daha iyidir.
kızla buluştugunuzda ilk tepkisi cok iyi veya cok kötu değilse o kızı ne yapar eder tavlarsınız.
haaa yok tepkisi çok iyi ya da kötüyse ya hemen tavlarsınız yada hiç bir bok yiyemezsiniz.
+ pardon delikanlı bi bakar mısın?
- buyrun?
+ ya burda bi kadın varmış..
- nasıl bi kadın varmış?
+ oyuncakları kırılmış mı... oyuncak kırıyomuş. öyle bişey.
- beyfendi d&r burası. acaba siz...
+ ya tamam işte bi kadın varmış onun kitabını alıcam? biliyoruz biz de ortamları. oyuncaklı bi kitap yazmış.
- oyuncaklı.. haa.. kırdığımız oyuncaklar. sunay akın.
+ heh işte. suna yakın.
- sunay akın beyfendi... erkektir kendisi.
+ harbiden mi? neyse tamam ondan alabilir miyim bi tane? hediye olacak yalnız.
- tabi.
+ bi de du hast grubunun albümü var mı sizde?
- du hast.. grubu.. derken.. rammstein heralde kastettiğiniz.
+ evet evet onu diyorum. rammstein şarkısını çok severim mesela ben o grubun.
- ...
+ bu da hediye paketi olsun. üstüne de "görür görmez sen aklıma geldin bitanem" diye not yazarsak...
- rammstein ı görünce bitaneniz mi aklınıza geliyor?
+ sana ne lan?
- çağrışım dikkatimi çekti de. o bakımdan.
bu hoşlantıya bakış açınla değışen teferruattır.
şımdı ılk bakışta etkılenırsın, 'elektırık aldım' dıye bı olay var bı'kere. sonrası tanışmaya kalmış bır şey. bı kere bı ınsanla bırbırınızı tanıma sürecı kadar ığrenç ve 'ne yapıcam, nasıl davranıcam, ne konuşucam' dıye karmakarışık bır süreç yoktur sanırım zamanda.
bana kalırsa mesela bı' ınsanı delı gıbı sevmem ıçın gerçekten frekanslarımın o ınanla uyması gerekır, eğer ortak bır yön bulamıyorsam bu benım ıçın bır sorundur.
herkes onla bunla şunla ortak nokta bulur aslında, ama onu benımsemek sıze düşer. evet tam anlamıyla benımsersenız belkıde 'ortak nokta bulamamak' gıbı bır şey sözkonusu bıle olmaz belkıde.
'kıtap, fılm, espırı anlayışı, takıldığı mekanlar, düşünceler, hayata bakış açısı'
şu saydıklarımın %50 sı manevıyatla alakalıdır. herkesın ortak bır düşüncesı vardır genellemeler gıbı, herkes aynı kıtabı sevmez ya da hıç okumaz ama herkes tamda bır şeyı sevmez 'hep aslında'sı vardır bunun. bu 'aslındalıktada' bır ortak nokta bulabılırsın.
yanı tamamen sana kalmış bır şeydır bu. gerısı faso fıso.
farklı gelir başlar da tutkulu bile gelebilir ama orta vadede eğer ondaki farklılıklardan benimseyebileceğin bir şey yoksa bir noktadan sonra sevdiğin yönleri tam tersi sevmediğin bazı durumlarda hiç ama hiç hoşlanmadığın yönlere dönüşür.
burada serzenişler başlar:
-sen hiç düşündüğüm gibi değilmişsin.
adamın cevabı nettir: mal bu beğenirsen... * *