hoşlanılan kişinin sevgilisi olduğunu öğrenmek

    100.
  1. dondurma kabından çıkan yemeğe benziyor açıkçası.
    10 ...
  2. 2.
  3. - hacıa bi sevgilin varmış senin.
    + var babacan yaptık bişiler
    - yakışır kankama.
    11 ...
  4. 59.
  5. oğlum var ya, nasıl bir malzemenin ürünüysem böyle ortalamanın üzerinde bir kız gördüğümde içimde kemanlar çalardı bir zaman. projektör görmüş tavşan gibi donup kalmam da cabası. bu şaşkaloz halimden midir nedir, hatun da şuh gözleriyle üstten bir bakış atardı. lisede aşık olmuştum bu vaziyete. kırılmış kolun yanlış kaynaması gibi yamulttu bu durum. çarpık aşka inandım böylece. kırılmış kol düzeltilirken çekilen acıların ödülü "doğru" olabilmektir. kırık bir kalbin yanlış bağlanması da ancak kalbin defalarca kırılması ile düzelir. çünkü acıya alışılır. sonra duyarsızlaşır, körelir, erir, biter. nihayetinde et yığınına dönüşür kalp. bu yüzden ki kadınları da artık "et yığını" olarak görmeye başlar.

    hikayem bu değil ki abisi.

    bir hatun yakalayıp 3 sene esir etti beni. böyle çirkef, mendebur, baş kakıncı, kültürsüz, anlayışsız ama deli, tatlı gözlü, kadife sesli, mührü süleyman gibi güzel mi güzeldi. ömrüm boyunca bıçak sırtında yaşamaya alışmışım, kaçırır mıyım bu çelişkiyi. bağladım tabi. sözde evleneceğiz. ne vakit bir densizlik etse kendime "belki böyle oluyordur. her güzelin bir kusuru var derler. belki de ben daha önce tahammülsüzdüm" gazıyla dayandıkça dayandım.

    ama hikaye bu da değil amısına koyim, yakın durun, hava soğuk.

    bir gün, kendimle daha çok sözde sevgilimle daha az konuştuğum bir zaman, bir seminer için toplanmışız. salondaki tek erkek benim. içeriye girer girmez göz gezdirmiş, puanlama yapmışım. altı buçuğu geçen yokmuş rahatmışım. sonra beni liseye kadar götürüp inkılap tarihi dersinde cam yansımasından sevdiceğime baktığım haleti ruhiyeme götüren bir asya geldi. odur ki asya ismine haiz olup da insanı divan edebiyatında konuşmaya mecbur etmeyen bir hatun olmasın. o nasıl gözdür, o nasıl sarı saçtır, o nasıl boy-postur. içeriye girdiği anda kemanlar çalmaya başladım içimden.

    iş mi ki gelip yanıma otursun, merhabasını esirgemesin. tanıştık oracıkta. aklım kapağı açılmış kolonya gibi uçup gitmiş, bir hafta devam edecek seminer gülizara dönmüştü. aralarda sadece ikimizi başbaşa bıraktığı için -asla bırakamadığım- sigarama minnet duydum. tütün kutusundan çıkardığı sigarasını ikram etti bana. o kadar sıcakkanlı ve samimi biriydi ki, dut yemiş bülbül gibi izleyebildim manzarayı ancak. sonra akşam oldu. yine esaretime gittim.

    biri varken başka birinden hoşlanmışsanız ikinciyi seçiniz. zaten ilki fiilen var olsa, ikinciyi gözünüz görmez. nurtopu gibi yeni bir çelişki ile başbaşa kalmıştım. sabaha kadar çok şeyi düşündüm, metro 2033 oynadım, sallama çay içtim, çoraplarımı katlayıp çekmeceye koydum, nubuk ayakkabılarımı sprey boyayla boyadım. yaşadım yani dışardan. o hafta her günüm ve gecem böyle geçti.

    sonunda kararımı verdim. beni esir eden 3 yıllık ilişkimden vazgeçiyordum, bu yolun dönüşü yoktu. artık asya'ya gereği kadar cömert ve sıcak davranabilecektim. eğer son gün seminer salonuna nişanlısı ile gelmeseydi..

    ***

    sonra yine akşam olmuş, eve gitmişim, ağzımı damacanaya dayayıp su içmişim. sonra yine esir olmuşum bu kez kendime, yine kuyulara düşmüşüm. kurtarabilen olmamış..
    10 ...
  6. 32.
  7. bok gibiymiş.

    Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

    Ne kadar yakından ve arada uçurum;
    insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

    Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    Yanlız seni, yanlız senin gözlerini

    Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
    Ben artık adam olmam bu derde düşeli

    Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

    Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

    Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
    Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

    Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

    Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

    Raslaşmamak için elimden geleni yaparım
    Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

    Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

    Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

    inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
    Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
    5 ...
  8. 99.
  9. tam bir sik gibi kalma durumu. ağır dram.

    böyle ayda yılda bir birinden hoşlanırsın, dersin ki "ulan acaba olur mu bir şeyler, kovalasam mı ki?". artık placebo etkisi midir nedir sanki kızda da bir yakınlık hissedersin. "ulan galiba olacak" raddesine gelir gelmez bir muhabbet sırasında "erkek arkadaşımla buluşacağım" cümlesi bir kulağından girer, bütün beynini sanki zehirli bir dumanmış gibi sarar, oradan son vuruşu yapmak için kalbe iner, diğer kulaktan çıkar.

    o cümleyi duyduktan sonra ki beyin amcıklaması, ne diyeceğini bilememe, ne hissedeceğini bilememe duygusunu yaşayan bilir. "erkek arkadaşımla buluşacağım" cümlesinden sonra yaklaşık bir 10 dk kimsenin ne dediğini duymaz dinlemezsin. aklında "ee napıcam şimdi" vardır.

    insan işte öyle "neyse ben de artık hoşlanmam" diyemiyor ki. daha da kötüsü olabildiğince az muhabbete girilir, aynı ortamda bulunmaktan kaçılır v.b küçük düşürücü hatta sefil hareketler gün ışığına çıkar.

    bugün başıma gelen hededir aynı zamanda. tam kendine uygun olduğunu düşündüğün birisi çıkar karşına ama o kız başkasına da uygundur belli ki. oltayı gene boşa sallamışsındır işin kötüsü ise bu ilk defa başına gelmez

    zaten bu tarz her bir olayda kalbe bir kilit daha atıyorum. ata ata eski zamanlardaki bekaret kemerine dönecek de hadi bakalım.

    bunun bir de kıza açıldıktan sonra öğrenme versiyonu vardır ki o daha da beterdir.

    ha kaldı ki bunun da acısı çok kötü.

    sevmek ne zormuş lan. ergene bağlattı yeminlen.
    5 ...
  10. 5.
  11. tanım: hoşlandığın kişinin daha önce kapılmış olduğunu öğrenmektir.

    bir diğer tanım: (bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk)

    felaket sikko bir durum. bir kız vardır ve ondan gerçekten hoşlanıyorsun. açılıp, açılmamak konusunda da kararsızsın. çünkü aslında durumunuz o kadar boktan ki, her iki şekilde de göte kalma ihtimali çok yüksek. varsa zaten kafadan göte kaldın. yoksa da o riske girip açılman ve onun seni arkadaşı olarak görmesi durumu var. cidden boktan.

    ama tabi ki konumuz olan sevgilisi olma ihtimalinden bahsedeceğim birazcık, o kadar.

    evet, kötü, rezil bir durum. her şeyden önce hoşlanan kişinin kendine güvenini yitirmesi çok yüksek ihtimal. bir de hoşlanılan kişi, konuştukları süre boyunca hoşlandığı kişinin, kendisinden hoşlandığının düşündükçe bu gerçekle karşılaştığı an çok daha kötü. şaka olduğu zannedilir başta, biraz daha irdeleyici sorular sorulur klasik olarak. aynıdır, ama değişmez hiçbir şey. sonra da göte kalma durumu ortaya çıkıyor işte.

    hoşlanan kişi bunun peşine kaç tane sigara yakarsa yaksın bir şey değişmez. göte kalmıştır çünkü, dönüşü yoktur. o an aklından gitmez, kulaklarında çınlar.

    nerden mi biliyor. bendeniz, hoşlanmış olan kişi.

    saygılar.
    4 ...
  12. 15.
  13. hoşlanılan kişiden öğrenildiğinde daha yıkıcı sonuçları olan olaydır.
    4 ...
  14. 8.
  15. bazı insanlar için engel teşkil etmez.
    4 ...
  16. 12.
  17. -ben sana aşığım nalan.
    +bende aşığım.
    -ciddi misin?
    +evet. ahmetle 2 yıldır birlikteyiz ve ona çok aşığım.
    -nasıl ya???
    5 ...
  18. 3.
  19. Başa gelince anlaşılan durum.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük