hoşlanılan kadın ya da erkeğin eline kasıtsız olarak kusmaktır.
evet, efendim. başıma bu da gelmedi değil. müstakbel enişte adayı ile tanıştığımız ilk haftalardı. gördüğü günden beri ilgisini hiç saklamamıştı benden. e, ben de boş değildim ona karşı. günler geçtikçe biz daha bir samimi olmaya başladık. hani bir adını koymadık denilen aşamaya geldik. sabah akşam eli kulağında, teklif geliyor derken bir akşam dışarı çıkmayı teklif ediyor zavallı enişte adayı başına geleceklerden habersiz. kuş olup uçuyorum tabi, heyecandan neredeyse midem bozulacak. gün boyu doğru düzgün birşey yiyemiyorum. akşam olunca güzel bir cluba gidiyoruz. bir kaç yudum birşeyler içerken içim içime sığmıyor, evet diyorum evet. yarın dünyaya gözlerimi açtığımda tse onaylı resmi olaark sevgilim diyorum. acaba cevabımı nasıl versem uddağına bir öpücükle mi yoksa masum bir gülücükle mi diye düşünüyorum bir yandan. derken içtiğim içki aç olduğum için çarpıyor beni, mide bulantısı, kusma isteği... en son beni lavaboya götürmek için kalktığımızda öğğğkkk böğğkkkk diyerekten kusuyorum tam elinin üzerine. içimden sıcak içki boşalıyor kokulu kokulu sevdiceğin ellerine. beni derhal alıp eve bırakıyor. biraz sarhoş, biraz ağlamaklı, biraz aşık, biraz pişman zor ediyorum sabahı. bir daha da sevdicekten haber alamıyorum. ne aramalara geri dönüş, ne mesajlara cevap... işte bu da böyle bir anımdır.
