+hoşlanma:beş duyuya hitap edebilme durumu.
+aşk:yanında olmayı isteme,ne yapıyor acaba şimdi diye düşünme,tutku uğramaları.
+sevgi:aşkın sabitleşmiş hali.hareketsiz ama hissedilen hava gibi.
hoşlanma: elektrik alma, beğenme
aşk: kısa süreli tutku. karşınızdakini elde ederseniz geçer.
sevgi: en yücesi. karşılıklı aşk olmaz ama karşılıklı sevgi vardır. 5 yıldır birlikte olduğunuz insana aşık değilsinizdir, seviyorsunuzdur.
hoşlanma işin en başıdır. hoştur, güzeldir..
sevgi: dunya toz pembedir.. hoşlanmanın aman sabahlar olmasın versiyonudur..
aşk: sevginin boku çıkmış halidir, acı yemektir.. paranoyaların, merakların ve uzuntunun on plana çıkmış halidir..
iki kişi birbirini sever, kavuşamaz, aşk olur.. (bkz: aşık veysel)
Hoşlanmadan anlaşılan şey, tarafların algılamalarındaki benzerliktir. insan hoşlandığı kişi hakkında olumlu değerlendirmelerde bulunur ve hoşlanan iki insan arasında karşılıklı güven söz konusudur. Sevgi ise şemsiye bir tanımdır. Hoşlanmayı da içinde barındırmakla birlikte sevginin karakteristik özelliği bağlılıktır. Sevgi; ilahi sevgi, insani sevgi, erotik sevgi gibi farklı gruplara ayrılabilir. insanın olgun özelliklere, güçsüz ve zayıf insanlara, hayvanlara olan sevgisi bu alt grupları oluşturur. Aşk, sevginin tutkulu ve derin biçimidir. Aşkın en önemli özellikleri; sadakat, bağlılık ve şefkattir. Bu üç hususiyet, aşk ile sevgi arasındaki farkı gösterir. aşık olan kişide önceliği duygular almış ve muhakeme ikinci plana düşmüştür. ihtirasla seven kişilere 'delicesine aşık' denilmesinin sebebi de budur. aşık, sevdiği için kendi çıkarını terk eden kişidir. Aşkta hoşlanma ve sevgide yaşanandan farklı olarak şefkat vardır. Genel olarak aynı doğru üzerinde bulunduğu düşünülse de sevgi ile şefkat birbirinden ayrı şeylerdir. Bir insanın aşık olup olmadığı onun şefkatine bakarak anlaşılabilir. Ayrıca şefkat, karşılık beklemez ve şarta bağlı değildir. Şefkat hisseden kişi aşık olduğu insanı ne pahasına olursa olsun mutlu etmek ister. aşık, 'Onu mutlu etmeliyim' düşüncesiyle hareket eden, sevdiğine karşı her türlü fedakarlığa hazır insandır. Hakiki aşk, tanımlanarak yaşanan aşktır. Aşk, samimiyet ve içtenlik taşıyan bir histir. aşık, 'sevdiğime bütün sırlarımı anlatabilirim ve o hayatımdaki en özel kişidir' diye düşünür. *
hoşlanma sevginin ürünü
aşkta sevginin ürünü
sevgi ise hiçbirinin ürünü değil.
sonuçta babanı sevebilirsin ama babandan hoşlanmazsın veya aşık olmazsın.
Büyük farklılıklardır.
Aşk: 2-5 yıl sürer( gerçek aşk çocukluk aşkıdır bu 5, daha yetişkin bir çağda olacağınız aşk en fazla 2 yıl sürer)
Belirtileri bilimseldir; dizleriniz titrer ayakta zor durursunuz, aşırı mutluluk hormonu salgılarsınız, uyuşturucu almış gibi sersemlersiniz ne söylediğinizin farkında değilsinizdir.
Bunlar aşık olduğunuz anın bir kaç gününe yayılan belirtilerdir, sonrası o kişiyi aklınızda kodlarsınız.
Hoşlanma: En fazla 3 gün sürer birini görürsünüz ve istemsiz kalbiniz çarpmaya, mutluluktan uçmaya başlarsınız, bu deneyimi unutmayacağınız için o kişi sizi bir süre daha heyecanlandıracaktır.
Sevgi ise Karşılıksız bir yakınlık duygusudur.
Aralarındaki fark ne olabilir ki Derseniz; ben 2 kere aşık oldum, 1 kere hoşlandığım oldu ancak sevginin tanımını bilmem.
Yani sevgi çok başka bir şey bu yalnızca karşı cinsle ilgili de değil.
Tanımını yapmak belki keskin olarak bilmeyen biri için zor olacak ancak "seni seviyorum" demekle de sevgi olmuyor, önce bunu bilmelisiniz.
Hoşlanma: bir anlıktır geçer görmezseniz.
Aşk: hoşlantının ileri evresidir sizi evliliğe götürür.
Sevgi: evlendikten sonra birbirinizden kopamayacağınız bağdır işte kömürün içinden çıkan elmas budur. Onlar sadece kabuktur.
bir mağazada bir elbise görür ve çok ama çok beğenirsiniz. Gezmeye devam ederken aklınız hep orada kalır. En sonunda ya kaç paraysa alacam bana ne der ve mağazaya geri gidersiniz. Tekrar baktığınızda aslında o kadar da güzel olmadığını fark edersiniz.
Sevgi şöyledir:
çok ama çok rahat bir tişörtünüz vardır. Sürekli giyersiniz ve kendinizi çok iyi hissedersiniz. Bir gün eskidiğinde de atmazsınız, pijama yaparsınız. Daha da eskidiğinde yer bezi olur ve bi şekilde evdeki varlığını sürdürür. Atamazsınız.
Aşk da şöyledir:
Yine bi elbise beğenirsiniz. Geri döndüğünüzde hala aynı güzelliğindedir. Ama bu elbisenin özel bakıma ihtiyacı vardır. Her gün diğer elbiselerden ayrı özenle, ayrı deterjanla, ayrı ısıda temizlemeniz gerekir. Dolapta özel bir yeri olmalıdır. Ve hala çok ama çok güzeldir.