haklı bir gerekçedir. sürekli reddedilen, yedek oyuncu olarak görülen kişi zamanla özgüven yıkımına uğrar ve belli bir süre sonra aşkı düşünmek bile istemez. düşünse de içine atar ve ya oluruna bırakır ya da o duygunun bitmesini bekler.
aşk şımarık bir sosyopattır. bazı insanların yanağından kesme alır, onlara şans tanır. bazı insanlara ise tekmeyi basar ve geçmişteki hatalarından dolayı ne kadar pişman olsalar da onlara eziyet çektirmeye bayılır. aşka şansa bağlıdır. bir insan ne kadar sevilse, bu sevgi gösterilse de eğer şans unsuru ortada yoksa olan kalbe olur.
bundan dolayı, sürekli reddedilmeyle karşılaşmış bir kalbe sahip insanın susmayı öğrenmesi de beklenendir, sürpriz değildir.
insanın, tecrübeye en çok ihtiyaç duyduğu konulardan birisidir başlıkta anlatılan olay. ve hoşlandığınız kişiye açılamıyorsanız eğer, omurganızı çatlaşmıştır geçmişte birileri.
bu kişi çekingenliği yüzünden kız ile konuşmayı bir türlü beceremez ve arkadaşları devreye girer.
(bkz: seviyorsan git konuş bence)
(bkz: sana kız mı yok oğlum)
şeklinde sonuçlanabilecek olan ve hakkında türlü çeşit senaryolar kurabileceğiniz durumdur.
yıl 2012 ye gelmiş hala hoşlandığı kişie hoşlandığını hissettiremeyenler kalmış denilesi nostaljik hadise.
arkadaş bu sevgili olma muhabbeti hadi bir anda açıldım ya tutarsa değil ki.
bir an değildir bu bir süreçtir. hissettireceksin yakınlaşacaksın o na göre belki bu teklife bile gerek kalmayacak.