hoşlanan kişiyi dövmek

entry8 galeri0
    1.
  1. anlık bir refleks ile, sizden hoşlandığını belirten kişiye şiddet uygulamak. *
    özellikle, başka birisinden hoşlanıyorsanız hakkı verilmesi gereken eylemdir. elin eksiye gitmeden dinle ulan, şunu 20 yaşımda yapmadım tabii;

    ilkokul * 2. sınıftaydık. her şey güzeldi, okumayı 1. sınıfta ben öğrenmiştim ve 1 yıldır bunun karizmasını yaşıyordum. cin ali'yi ilk ben okuyor, kızlara ben anlatıyor, ben çalıştırıyordum. -çarpım tablosunu 4. sınıfta öğrendim- neyse, semra vardı. ah ulan içimi yaktın, semra kızı. bunun sevgilisini de dövdüm, onu sonra anlatırım. neyse, ben bu gacıya ders anlatabilmek için, cin ali'nin haylazlıklarını ilk abime okutur, anlar, sonra da kendim okur ve buna anlatırdım ki anlatımım yarım kalmasın, karizmam çizilmesin.

    lojmanlarda kalıyorduk. 13. apartmanın sakinlerinden büşra vardı. erkeksi büşra. -ayy be hala aklımda-. neyse, bu karı gidiyor, geliyor "otuz bana cin ali anlatsana.", "otuz cin ali'yi okudum ama anlamadım, bir de sen anlat." gibi yaklaşımlarda bulunuyordu. bense sadece semra'ya anlatmak için kasıyordum. fakat diğer kızlarında bu gibi isteklerini geri çevirmeksizin anlatıyordum ki, tek güzel semra değildi, birisi olmazsa diğerine gitme olasılığını elimde tutuyordum. yok lan çelişmiyorum, semra için çalışıyordum. fakat diğer ihtimalleri de göz önüne alıyordum.

    neyse bir değil, iki değil en son dayanamayıp bu büşra'ya da anlattık. "işte cin ali'nin topu kaçıyor, ayşegül..." diye devam ederken, tak yanağıma bir bıyıklı buse kondurdu. "hadi evcilik oynayalım." dedi. ortam sakin, bir o, bir ben, bir de tek parça kaşları vardı. bir kaç kere senkronize olmuş şekilde hareket ettiklerini gördüm. tam o sırada, içeriye annesi girdi, portakal suyu getirmiş kadın. hava da kararıyordu ki, bahane edip çıkabildim.

    biz 11. blokta kalıyorduk. evlerimiz aynı yol üzerindeydi. çantayı sırtımda değil, sağ elimde taşıyordum. sağ tarafımda en yakın arkadaşım ahmet, sol tarafımda büşra gacısı vardı. o malum sözü dayanamayıp etti; "otuz, ben senden hoşlanıyoğrum.". sağ elim, ileri de başka işlevlerde de işe yarayacak reflekse sahipti. tam gacının sözü tamamlayıp yanağıma bir daha yaklaşmasına ihtimal vermeksizin, sağ elime konuçlandırdığım, magnum tipi silahımı, çantamı, suratının ve o kaşlarının orta yerine ağda olsun misali, acımadan yerleştirdim. o zamanlar seksek popülerdi. mermer biriktiriyordum, oyun için. taşları da çantanın önüne koyuyordum. fazla ağır gelmiş olacak ki ağlaya ağlaya eve doğru koştu. ahmet "boş ver oğlum, güzel değildi zaten." diye teselli ediyordu beni.

    akşam kapı acıklı acıklı çaldı. kapıyı abim açtı, gelen annesiydi. -abim pek sever beni.- büşra'da yanındaydı. kızını gösterip "bunu otuz yapmış." diyordu. kapının arkasından 'masum bakış' attım. annesi 'sikecem seni velet' bakışı attı.

    +ne yaptı da kızım, bunu yaptın hieaaa?
    *oğlum, ne yaptın lan, söyle kızmayacağım?
    -..ımmm...aaaa...
    +bekliyoruz?!
    *lan söylesene..
    -yaaa anama küffettii..
    +neeeey? yürrüü, senin allah cezanı vermesin evlat gibi..
    kapı kapanır.
    *ahahaha, adam olacak senden. (bok olacak )

    ertesi gün okula geldiğinde artık benden hoşlanmıyordu, annesi tüm o sevgisini, evde almıştı.
    0 ...
  2. 2.
  3. (#11618230) devamı olaraktan;
    sevgili adaylığına kafalama dalan birisine gösterilen tepkidir. *
    5. sınıfta taşınmış, yeni bir kente, kütahya'ya gelmiştik. ilk yıl, kente alışmak ve babamın torpiliyle girdiğim takıma *alışmak ile geçti. takımın değişmez ismiydim. okul takımına davet edilmiş, orada da değişmez isim olmuştum. okul ve lojman çevresinde popüler oluyordum, gün geçtikçe. 6. sınıfa geldiğimde her iki takımda da kaptanlığa layık görülmüş, okul takımını il bazında finallere kadar giden takımın kaptanıydım. finali kaybettikten sonra, asiliğin verdiği gaz ile hoca ile kavga ederek takımdan atılmıştım. klüp ise devam ediyordu. sınıf turnuvalarında 1. olmuş ve gol kralı olmuştum. 7. sınıfta okul takımında oynamama kararı almıştım, klüp ile de turnuvalara katılmaya devam ediyordum. sınıf turnuvalarında yine 1. olduk ve yine gol kralıydım.

    yavaştan "lan yarram, banane senin futbol hayatından" deme aşamasındayız. yok lan, bunlar popülerliğimin dorukları oluyor. böylesine bir statü de insanda beklentiyi arttırıyor. okulun en güzel kızı gözde'ye taliptim. o okul bahçesine çıktığında, fantastik vuruşlar yapıyor "top benim lan istediğimi yaparım" havalarına giriyordum ki top zaten benim değildi.

    erkeksi reyhan vardı. yan blokta oturuyordu. o en alt katta oturuyordu, ben ise kendi oturduğumuz blokta en üstte. statüler de bu orandaydı, davul bile statüsü statüsüne. neyse, beni görür, başlar sırıtmaya. ben huylanırım. o aralar, en asi yıllarımdı, okul takımında oynamayı bile kabul etmiyordum. bu hatun, baktıkça huylanıyordum. eskiden kalma tecrübem vardı. büşra vardı. fakat bu reyhan, büşra'dan da beterdi. orta kaşa ek olarak, ülkücü bıyığı vardı hatunda. üstelik benden 1 yaş büyük ve üst sınıftaydı. hiyerarşiye göre üst sınıflar, alt sınıfları dövebilir, onlarla dalga geçebilirdi. gel zaman, git zaman bu hatunun benden hoşlandığı tüm sınıfta duyulmuş. koridorda sakince yürürken, sağ kolumdan -sonraki yaşamımda çok etkileyecek- bir hamle ile bir sınıfa daldırılmıştım. tüm sınıf "dağlar kızı reyhan" şarkısın söylüyor, yavvvvşak yavvvvvvvvşak sırıtıyordu. olayı anlamam şarkının bitimine denk geldi, reyhan ise sınıfın arkasına konuçlanmış, tüm o a-seksiliği ile sırıtıyordu. "lan siktirin gidin." diye bağırıp sınıftan çıkmaya yeltendim ki, götün takı gömleğin yakasından tutup "lan sen nasıl konuşuyorsun bizle." diye sıkıştırmaya kalktı. e haliyle tüm sınıf başladı üstüme yürümeye, ben ki takım kaptanı, statü manyağı herife, bak sen? tabi bir şey yapmadan inceden içeri doğru sıça sıça kaçtım. bu götlerin korkusuyla reyhan'a da bir şey yapmadım. bahane arıyorlardı, bir şey yaparsam döveceklerdi.

    uzun süre boyunca konusu açılmadı, yaz tatiline kadar başka kızlar ile dolaştım durdum. başkalarıyla gören reyhan, çılgına dönüyordu. yaz tatilinde ise, duyduğuma göre, benden nefret ediyormuş, artık beni sevmiyormuş. kurtulmuştum, mutluydum.

    aşağı mahallede, taşlardan yaptığımız kaleler ile çift kale maç yapıyorduk. kaleye geçmiştim, arka tarafımın ilerisinde hem reyhan, hem gözde duruyordu. gözde yüzünden kaleye geçmiştim. arada ona bakıyordum, reyhan daha çok kuduruyordu. yine gözde'ye dalmışken, burak topa vurur ve üstten gider. gol, gol değil tartışmaları sürerken ben de topu ilerlemek için gözde'nin bulunduğu yere gidiyordum. şansa bak ki top tam önlerindeydi, şansızlığa bak ki reyhan'da oradaydı. tam topu almak için yeltenmiştim ki reyhan topa vurdu ve daha ileriye gitti. sağ elimin refleksinden bahsetmiştim değil mi?

    +lan, manyaaaak mısın kızım sen?
    tam sol gözünün altına, elmacık kemiğine doğru, mükemmel derece de sağ kroşemi geçirmiştim ki tam aynı yere tokadı yemem bir oldu.
    -sen benim arkadaşıma nassıl vurursun yaaaaaaa?

    gözde, arkadaşına vurduğum için kızmıştı, kıyamam. reyhan mı? bir daha görüşmedik, nitekim o yaz sonu gitmişti.

    yıl 2011;

    artık vurmuyorum. geliştirdiğim dil ile savuruyorum.
    0 ...
  4. 3.
  5. Ben de ona karşı hoşlanma belirtisi olarak tekme tokat cırmık atarım.
    1 ...
  6. 4.
  7. Hoşlanan değil de hoşlanılan olarak kalabalık bir ortamda “sen nasıl benimle ilgilenmezsin” diye suratıma long island ice tea fırlatılmışı mevcuttur.
    1 ...
  8. 5.
  9. Irz düşmanı bir pezevenk olduğu için sopayla dalmak elzemdir.
    3 ...
  10. 6.
  11. bu tipler ilkokulda hoşlandıkları kızın saçını çeken mercimek beyinliler. uzak durulası.
    edit: mesela bu mercimek beyinlilerden biri burada. eksi oy atıyor.
    0 ...
  12. 7.
  13. Sapık fantezileri olanlar yapabilir.

    Evet.
    0 ...
  14. 8.
  15. sanalda konuşulan kişiye karşı bir şeyler hiss edilirken engellemek gibi bir şey.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük