her ne kadar misafirperverlik geleneğimiz olsa da, sözlük ortamında sazanlık yapıp her gelene hoşgeldin denilmemesi gerektiğini gösterir, ders alınası durumdur.
sabreyleyinizdir, hele bir soluklansındır, ayran içsindir. 3 günde nasıl olsa hoş mu yoksa boş mu gelmiş olduğu anlaşılacaktır. ondan sonra hoşgelmişin ardına güzel bir methiye de düzülebilir.**
daha yazarı tanımadan hoşgeldin entrysi girenlerin hatta bunu iş güç edinenlerin bu duruma düşünce yakınmamaları gerekir. sana ne la hoş gelmiş boş gitmiş ne yoruyon kendini. haa işsizsen orası ayrı tabi.
* acısı başlığı açan yazardan çıkartılır. söz konusu yazarın her saçmaladıgı entry sonrası bu eksiler sıraya girer. ne zaman eksiler çoğalmıştır, bilirsiniz ki sizinki sıçmış, gidip aratıp bakarsınız ve öyle oldugunu görürsünüz.
* başlığı açılan yazarın über-süper-muhteşem çıkma ihtimali azda olsa bu ters hususta hiç kimse artı vermez nedense.
* bu arkadaş her trollük yaptıgında, hani başkalarının yerine utanmak vardırya, hah; öyle olunur işte, artık edit kaçınılmazdır;
"valla imkan olsa bende kendimi eksileyecem amk neden yaptım bunu ben."
böyle bir duruma düşmemek için prensip olarak kimsenin nickaltına hoşgelmiş falan yazmam. müthiş yapmacık bir şey bence. ancak tanıştıktan sonra onun ne denli iyi/kötü biri olduğunu söyleyebilirim.
hoşgeldin yazan yazarın kendisinin dandik olması gerçeğini değiştirmeyen olay. Hoş geldin kelimelerinin ayrı yazıldığını bilmeyen insanın başka bir insanı dandik şeklinde eleştirmesi garip sanki...
katılmadığım önerme. yazar çaylaklıktan çıkmış ve aileye kabul edilmiştir, "hoş geldin" kelimesi aidiyet duygusunu geliştirir yavrucağın. bence gayet ince bir davranıştır. bana "hoş geldin" denmiştir ve mest etmiştir.