--6x14 spoiler--
ara verdiklerine değmiş bir bölüm ile döndüklerini görüyoruz. blogger hatun rolünde ise how i met your mother dan karen olarak tanıdığımız laura prepon göze çarpıyor. daha ilk dakikalarında house ile wilson diyaloğu yarmaya aday.
wilson: what are you doing tonight?
house: Masturbating. I'd invite you, but people are already talking.
speed dating olayında da house farkını ortaya koyuyor. bunu chase ile bir iddaya dönüştürüyor ve 100$'ı cebe indiriyor. ancak chase gibi genç ve nispeten tipli bir adama işsiz bile olsa birçok talip geleceğini chase' in kestirmesi gerekirdi, burada house' un tecrübesine yeniliyor.
ekibi hastaya teşhis koymaya çalışırken house' un wilson' a pornolarını sorması da ayrı bir house hayvanlığıdır.
house: you completely ruined my morning. I had to pull out your old family photos. Your mom was pretty hot.
diyerek ne kadar şerefsiz olduğunu da göstermiştir.
wilson' ın pornolarından bahsetmek bile istemiyorum.
--6x14 spoiler--
perşembe günleri 22:30 da ve 03:30 da Tnt de 3. sezonu yayınlanmaktadır. ayrıca izleyemeyenler için pazar günü 23:30 da bölüm tekrarı vardır.
6. sezon başladı, sen 3. sezon diyorsun diyebilirsiniz, deyiniz. ben de diyorum zira *
klasik beğenilerin dışında şunu da söylemek gerek; bazen öyle sahneler oluyor ki, orada gerçekleşen herşeyi kendi hayatınıza enjekte etme hissiyatına bürünebiliyorsunuz. işte o zaman bu diziyi seviyorum.
hakkında sadece 7 sayfa entry girildiğine inanamadığım, 6 sezondur devam eden; her diyaloğuna ve özellikle hugh laurie ile robert sean leonard'ın oyunculuklarına hayran kaldığım mükemmel bir dizidir. beşinci sezon çok enteresan bitmişti, altıncı sezon mükemmel iki bölümle başladı ve sonra yeniliklerle * ve yine güldürüp, hüzünlendiren diyaloglarla devam etti. izleyiniz, izlettiriniz. pişman olmayacaksınız. *
Başta dizi max ve sonrasında bir kaç tv kanalında daha oynayan ve sıradan bir tıp dizisi olmaktan çok heyecanlı bir dedektiflik dizisi izlenimi veren dizi. House tipinin karizması sert duruşundan, biraz kendini beğenmesinden kaynaklanırken bu sert karakterinin altında cıvık olmayan ama yumuşak bir adam barındığı da bazı bölümlerde belli edilmişti. Robert Sean Leonard'ın canlandırdığı yakın arkadaşı Dr. House'un sert taraflarını törpülemek ve dengelemek için diziye yerleştirilmişti. Tıpkı diğer bazı karakterler gibi. Kısacası House, benzer tıp dizilerinden farklı ve insanı içine çeken, karaktere de hayranlık besleten bir diziydi. Bu huysuz doktoru canlandıran Hugh Laurie'ye de iki altın küre kazandırmıştı. Bu dizinin tüm dünyada büyük beğeni kazanması sonucu iki alman, michael reufsteck ve Johen Stockle "House hakkında her şey" adlı bir kitap yazdı. Ülkemizde de geçtiğimiz günlerde raflardaki yerini alan kitapta house hakkında yazılanlardan bazıları:
- Dr. Gregory House, princeton Plainsboro Eğitim Hastanesi'nin teşhis bölümünü yönetiyor. Ünü, her yere ondan önce ulaşıyor. House mizantrop, tembel, başına buyruk, motivasyonu olmayan, anlayışsız, madde bağımlısı ve alaycıdır. Yönetici olarak yerine uygun değildir. Hastalar onu ilgilendirmez, zaten hepsi yalan söyler. Onu ilgilendiren şeyler, cevabın hemen hazır olmadığı bilmeceler, çözülmesi gereken çetrefil tıbbi sorunlardır. cevabı bilinen sorunları zaten diğer doktorlar ele almışlardır; bunlar onu ilgilendirmez.
- House çetrefil vakalar karşısında düşünmek için bürosuna çekilir ve kırmızı bir topla oynar.
- tıbbi açıdan house bir dahidir. Ayrıca birçok dil bilir, piyano ve gitar çalar. Ama işyerinde General Hospital dizisini, evde ise canavar kamyon gösterilerini ve porno izler. Parasını öncelikli olarak fahişelere yatırır.
- Geçirdiği bir kas infarktüsü sonucunda bacağındaki kazların ölmesi nedeniyle topallar. Bastonla yürür ve devamlı ağrı çeker. Ağrılara karşı fazla miktarda Vicodin kullandığından bu ilaca bağımlıdır.
- hugh laurie, 1959 doğumlu bir ingilizdir. Bir otel odasının banyosunda kaydettiği video filmi ile oyunculuk için başvurduğunda ingiliz aksanını öyle iyi gizledi ki, amerikalı yapımcılar onun ingiliz olduğunu anlayamadı.
- Laurie, Amerikan dizilerinde ün kazanmadan önce, memleketinde büyük komedi yıldızları arasında yer alıyordu. 2007'de Kraliçe 2. Elizabeth, hugh Laurie'yi "officer of the order of british empire" ilan etmişti.
- House'un tek arkadaşı Dr. Wilson'u canlandıran Robert Sean Leonard, Kuru Gürültü filminde Hugh Laurie'nin eski ekip arkadaşo Emma Thompson'la birlikte oynadı.
- House dizisi bir polisiye gibi kurgulanmıştır. Olayın oluşum şeklini tespit eden ve katili arayan komiserler gibi doktorlar da ipuçlarını izleyerek esrarengiz hastalığın nedenlerini ve böylece de tedavi olanaklarını araştırır.
- Sabun köpüğü bir dizi olan General Hospital, House'un iş sırasında küçük televizyonundan izlediği dizidir. Bu, Amerikan televizyonunun en başarılı ve en uzun soluklu dizilerinden biridir.
- House'Un bağımlı olduğu ağrı kesici vicodin'in bağımlıları arasında courtney Love, Matthew Perry, Melanie griffith gibi isimler var. Brett Butler'ın (Grace) en kötü zamanlarda günde 30 tablet aldığı olmuştur.
- Gregory House figürü için Sherlock Holmes örnek olmuştur. House'un yaratıcısı David Shore bu esinlenmeyi yadsımıyor, tersine paralellikleri görünür kılmak için çaba harcıyor. Holmes ve partneri Dr. John Watson, House ve Dr. James Wilson olur.
- Dizinin pek çok bölümünde geçen Lupus hastalığı, dokuda oluşan iltihaplı otoimmün hastalıklarındandır. Tedavi edilmediği takdirde, yüzde oluşan lezyon nedeniyle sakatlıklara yol açabilir. Heidi Klum'un kocası, müzisyen Seal'in yüzündeki izler, iyileşmiş bir lupus hastalığından kalmadır. (27.03.2010, Sabah)
tıbbi dedektiflik dizisi denilebilir mi bilmiyorum, ama mükemmel bir dizi. heyecan, merak lost gibi dizilerden çok daha fazla. pazartesi günü yurtdışında gösteriliyor, bizim dizi sitelerine düşmesi ise salı akşamı. tnt'dekiler bir sene geriden gelen bölümler.
fazla izlenildiği zaman kişide kronik bozukluklara ve 'hasta mı oluyorum lan' gibi tepkilere yol açan, psikopat derecede bağımlılık yapan ve doktorluğun ne kadar çileli bir meslek olduğunu bize kanıtlamış efsane dizi.
çok güzel bir dizi. başrol oyuncusu dr. gregory house karakterini canlandıran ingiliz aktör hugh laurie süper oynuyor, adam jest, mimik, surat ifadesi falan herşeyiyle çok iyi rol yapıyor. dr. house isimli karakter sanki bir modern zaman sherlock holmes 'ü gibi bir şey. aynı onun gibi aksi, vurdumduymaz; ama işinde de oldukça başarılı. çok eğlenceli bir dizi,insan izledikçe: "ulan keşke bende şu house gibi rahat, karizma bir adam olsam" demekten kendini alamıyor.
dizide dr.house bir şekilde haklı çıkıp her vakayı çözdüğü için yardımcıları; nörolog foreman, immünolog cameron ve dahiliyeci chase'e aslında ihtiyacı yoktur. çünkü dr.house bir nörologdan daha nörolog, bir immünologdan daha immünolog ve bir dahiliyeciden daha dahiliyecidir. belki de bu üçlü sırf dizi 43* dakika sürsün diye var. ha bir de getir götür işlerini iyi yapıyorlar. ama bunlar için uzman doktor olmalarına hiç gerek yoktu doğrusu.
--spoiler 6x16 lockdown-- hugh laurie nin yönettiği bir bölüm izledik. adeta hesaplaşmalar ile geçen bölümde dizi, aslında ne kadar değişken olduğunu ispatladı. birçok kişinin "hep aynı" diye eleştirdiği house md 6. sezonu ile böyle söyleyenleri adeta yalancı çıkarıyor. sezonun ilk bölümünün bir sinema filmi uzunluğunda olması, daha sonra wilson ve cuddy' e adanmış bölümler tamamen konseptin dışında, bambaşka diziler gibi. özellikle 6x01' de gregory house' tan başka bir karakter yoktu, diziden tanıdığımız. sadece wilson kısa bir telefon konuşmasında görünüyordu.
bölüme dönecek olursak, diyaloglar, ışık kullanımı ve oyunculuk bakımından aşmış bir bölüm görürüz. house ile hasta arasındaki diyaloglarda dikkat edilmesi gereken birçok şey var. house aslında duygusuz biri değil, house da üzülüyor ama bunu çevresindekilere bellli etmenin bir zaaf olduğuna inanıyor. hastanın morfin dozunu artırırken söylediği "seni hastam olarak kabul etmediğim için üzgünüm." sözü bunu açıklıyor. oysa hastayla ilk karşılaştığı anda bunun tam tersini savunuyordu.
chase - cameron ilişkisinde her zamanki gibi cameron' ın ne istediğini bilmediğini gördük. ancak gördüğümüz bir diğer şey ise cameron' ın ne dediğini de bilmemesi. benim açımdan cameron en iyi kendi ağzında "i am unfixable." denilerek tanımlanmıştır.
--spoiler 6x16 lockdown--
müthiş giden altıncı sezonda yaklaşık bir aylık bir aradan sonra hugh laurie'nin yönettiği bölümle geri gelmiş ve gönüllerde taht kurmuştur.
--spoiler--
- house ve edebiyat profesörü'nün aşk ve yalnızlık hakkındaki konuşmaları
- lisa cuddy'nin çocuğu araması ve anneyle evlatlık çocuk hakkında konuşmaları
- chase ve cameron'ın vedalaşması
gibi üç farklı trajik konuyu;
- taub ile foreman'ın arşivdeki macerası
- thirteen ile wilson'un truth or dare macerası
--spoiler--
gibi iki eğlenceli konuyla birleştirip kırk dakikada bunu müthiş bir şekilde anlatabilen senaristlere sahip dizidir ayrıca. ve son sahnesi de izlenmeye değerdi. *
--spoiler--
"You don't want the test in case your arterial wall is fine, which would mean the pain is coming from something else. What's her name?"
--spoiler--
allah allah dedirten bir bölüm oldu bu the lockdown, hem de hugh laurie yönetmiş. kelimenin tam anlamıyla şükela.
--spoiler 6x19--
bu bölümde toplumda da tıp camiasında da ciddi bir tartışma konusu olan "eşcinsellik doğuştan mıdır yoksa sonradan mı kazanılır?" konusunu ele almıştır. yine konuya uygun olarak ucundan "eşcinsellik tedavi edilmeli mi?" sorusuna da bir bakış açısı getirmiştir. konunun ilginçliği ise house - wilson ilişkisinin biraz eşcinsellik kokması. çünkü wilson sevgili bulduğunda house' u eski yalnızlığına geri dönmüş, kendini içkiye vurmuş halde görüyoruz. aralarında cinsel bir çekim olmasa da house ve wilson' ın bir çift gibi davranması, her şeyi birlikte yapması hatta aynı evi paylaşması göz önüne alınıca da house' un yalnızlığı ve kıskançlığı anlaşılıyor.
house' un cuddy' e olan aşkı belki hiçbir bölümde bu kadar net ve duygusal işlenmedi. ya da yeryüzünde hiçbir yenilgi house' un son cümlesi kadar iyi özetlenmedi.
cuddy: seninle arkadaş olmak istiyorum.
house: komik. çünkü seninle aramızda olmasını istediğim son şey arkadaşlık.
--spoiler 6x19--
turkiye'de calismasi gibi fantastik bir durumda cok zor anlar gecirecegini tahmin ettigim karakter/doktor. dusunun ki dr. house hocamiz cok ender bir hastalikla cebellesen bir hastayi kabul edicek, tahtaya tanilar ciziktiricek, bastonuyla gozlerini kisip dusunucek, top aticak duvara ve diyecek ki hastayi x icin tedavi edin. tabi ki show dunyasinda gerilim gerek, heyecan gerek. hasta'nin x olmadigi hatta sonra ki y veya z hastaligi olmadigi da anlasilacak ve house her bolumde oldugu gibi ve 3-4 denemeden sonra dogru taniyi bulacak. iste bu asamada new jersey eyaletinin osym merkezine gore normal olabilir hersey ama turkiye'de sokmez:
cunku turkiye'de uc yanlis bir dogruyu goturur.
house 3 yanlistan sonra dogru taniyi buldu cocugu koydu, foreman'la oturdular tubitak tesvikli a tipi dergiye vaka makalesi yazmaya basliycaklar diyelim. osym baskanindan soyle bir telefon gelebilir, house eyvallah adami kurtardin ama bizim test odakli sistemimizde sonuc kadar izledigin yol da onemli, uc yanlis tani bir dogrunu goturdu, seneye daha cok calis, once matematikten basla.
--spoiler--
ilk defa bir sezon mutlu sonla bitmiştir. Gey lucastan kurtulduk, cuddy ve house birleşti. Drug abuse da yok. Yani tahmin edildiği kadar vurucu bi sezon finali olmadı ama görünen o ki bu dizi baya bi devam edicek.
--spoiler--
--spoiler--
öncelikle son sahnenin halüsinasyon olmadığını belirtelim, diziden bu yönde bir açıklama gelmiş. zaten halüsinasyon olayının bokunu çıkaran bir dizi olduğu için bu sahnenin de halüsinasyon olması sıkıcı olurdu.
--spoiler--