Çok fazla spoiler yediğim fakat izlemeye devam ettiğim dizi. Birkaç haftadır izlemiyorum fakat planlarim arasında bu sezon tamamını bitirmek var. 3.sezonun yarısındayım. Gerçekten çok kaliteli bir yapım.
hemen hemen her bölümünde mizah, felsefe ve egzantrik problem çözme metodlarını içeren dizi. 8 sezondu sanırım. 3. sezonda keşfedip daha sonra tüm sezonlarını seyretmiştim.
ikinci defa izlediğim tek dizi.
fakülte yıllarında herkes izlediği ve tavsiye ettiği için izlemiştim. sanırım 3 yılda bitmişti.
fakülteyi bitirdikten sonra artık tıp bilgim ile izleyeyim dedim.
senaristler arasında doktorların olduğu o kadar güzel belli oluyor ki. dizi izlerken beyin fırtınası yapmak çok güzel bir şey. işin kötü yanı vakaları o kadar karmaşık hale getiriyorlar ki tahmin etmek için gerçekten house olmak lazım.
dizinin ilginç bir aurası var, ister istemez çekiyor.
oturup bir günde 10 bölüm izlenecek türden değil, yayvan da değil.
"beni izle ama çok izleme" diyor sanki.
house izlerken sıkılanları çok duydum. bu sabah akşam izlemelik dizilerden değil. karakterlerin gelişimi sezonlarca süren bir dizi. her defasında bir vaka çözmelerine değil de arka planda kalan düşünceye odaklanın derim.
bittiginden beri derin boslukta oldugum dizi. sezon finallerinde kaliteyi ve beklentiyi o kadar yukseltiyorlardi ki finali bana cok basit geldi. keske finali icin biraz daha carpici bir sey dusunselerdi.
medikal jargonda "house", "history of use" demekmis. bu da uyusturucu gecmisi olan hastalar icin kullanilan bir terim. hatirlatayim gregory house da bir vicodin bagimlisi.
uzun zaman önce bitirmiştim. can sıkıntısından yeniden başladım ve yine sarıyor. house çakması hekimoğlu ağır ses tonu ile ciddi duruyor. oysa house gevşek bir adam ve bu gevşeklik de ona muazzam yakışıyor.