sue, vince, terry, kamala sanki bizim mahallenin çocuklarıydı, hepimizin kankasıydı. evleri, sokakları, terry'nin işe başladığında giydiği takım elbise, sue'nun saçlarını yeşile boyaması, kamala'nın tenis oynaması vs. falan bunca yıl sonra bile aklımda hala. özlediğim kitaptır. loch ness monster ile ilgili kısımı da hatırlarım dün gibi. hey gidi hazırlık günleri hey.
"my name is terry, terry moore. and this is sue my neighbour" diye de bir şarkısı olan ingilizce ders kitabı. kitaptan aklımda kalan fotoğraflar ise elvis presley'in mezarıyla james dean'in porsche arabası. aynı yıl bununla birlikte side by side ve wow isimli kitapları da okutmuşlardı.
Hazırlık sınıfında elimize tutuşturulduğunda hayatımız boyunca unutmayacağımız bir ders kitabı olma özelliğine sahip olduğunu hiç düşünmediğimiz güzel kaynak. Seneler seneler evvel, güzel de paralar verip almış bulunmuştuk, neden bilmem sue ve terry'den ziyade ekibe sonradan katılan ve Terry'nin de başına çoraplar ören kleptomaniden muzdarip kızcağımızdır aklımda kalan tek sima. ingilizcemizi beginner'den alıp üst seviyelere çıkmasında da yadsınamaz emeği vardır bu kitabın.
sue'nun babasının çok eski model bir renault five'ı vardı. hatta sue onla kaza bile yapmıştı hatırladığımkadarıyla. birde konular ilerledikçe ergenlikten midir nedir tery'nin sesi daha bir böğürtülü hale bürünüyordu.
sikindirik kasetlerle ingilizce öğreten oxford university press nineteen ninety one basımı ingilizce eğitim kitabı. aile efradını ders çalışıyorum bahanesiyle kandırmaya yarardı. ingilizce kasetten ödevim var ayağına saatlerce walkmande özlem tekin dinlenirdi, journey dinlenirdi.
her ünite sonunda tuhaf tuhaf projeler hazırlamamıza neden olan,bi de kitabın kasetlerindeki kızın terry! tonu * kulaklardan silinmeyen ingilizce kitabı serisi.
her konuda Sue,Terry,Vince,Darren Tooley,Kamala gibi victoria roadgencleriyle ingilizce öğrenmeye çalıştığımız ingilizce hazırlık seti.workbookları ve kasetleri de vardı.
her ünite başındaki victoria road diyaloglarını ezberleyip canlandırırdık.Bazı diyaloglarda genelde kızlar olurdu hep.böyle durumlarda kamala olmak bir utanç kaynağı olurdu.Bir erkek olarak kız canlandırmak koymazken kamala olmak cayip koyardı.
