anita brookner'ın bir romanı. roman "booker prize"a da layık görülmüştür. lakin bana sorulursa(ki soran olmuyor genelde) iç bunaltıcı, sonu zor gelen, başarısız bir kitaptan fazlası değildir.
--spoiler--
romanda hikayenin baş kahramanının, başka bir isim altında romantik kitaplar yazan ve fena da kazanmayan bir yazarın, edith hope'un, yaşadığı yasak ilişkisinin ortaya çıkmasıyla arkadaşları ve çevresi tarafından aklını başına toplaması için uzaklarda bir otele, hotel du lac'a bir nevi sürgüne gönderilmesi ve burada yaşadıkları anlatılıyor. otelde çeşit çeşit başka insanlarla tanışan ve bazı küçük maceralar yaşayan yazarımızın geri dönmek üzere memleketine telgraf çekmesiyle de romanımız bitiyor. aslında özet olarak bütün kitap boyunca, duygusal ve düşünsel olarak ergenliğini atlatamamış kart bir kadının buhranlarına tanıklık ediyoruz ve dolayısıyla içimiz sıkılıyor. daha doğrusu benim sıkıldı.
--spoiler--
her ne kadar ben hiç sevemesem de sonuçta kitap ödül neyin almış. okumak isteyenlerin hevesi kaçmasın, alsınlar okusunlar efendim.