2007 yılında vizyona girecek olan, "hostel" filminin devamıdır. yönetmenliğini yapan ve senaryosunu yazan eli roth'tur. tarantino'nun adı geçmemektedir. zaten tahminime göre ilk filmde de tarantino'nun isminin filmin reklamı için kullanıldığı düşüncesindeyim.
filmin konusuna gelince; bu sefer erkekler değil, kızların bratislava'ya gitmesini konu alınacakmış. umarım ilk filmdeki gibi ilk 45 dakika pornografik görüntülerden oluşmamıştır.
sinemada fragmanının görülmesiyle ilk filmin iğrençliğinin hatırlanmasının bir olmasına, bir anda salona bir "siktir ya ıığğğ" havasının hakim olmasına neden olan devam filmi.
hoşuma gitmeyen ama tarantinonun her filminde bir mesaj vardır sözünü hatırlayıp bu filmde de mesaj bulduğum bir filmdir.
ama yine de özellikle birinci filmi gençlik filmleri gibi iğrençti.
neden eleştirildigini anlamadıgım gayet ögretici unsurlar barındıran filmin ikincisi. yine aynı mesaj üzerinde durulmuş. çıkaracagımız ders; uçkur derdine düşürsen s.kini alır bir yerine sokarlar olmalıdır. *
--spoiler--
bu sefer de orası burası görünen hatunlar olmasına rağmen, ilk filmdeki gibi ''porno mu izliyoruz lan?'' diye insanı ilginç düşüncelere sevk eden sahnelerle bezenmemiş, ilki gibi berbat olsa da, az buçuk senaryodan yırtan, ''birincisi ne b.ktu da, ikincisi ne olmuş'' dediğim, parası fazla olan yapımcıların paralarını çarçur etme sanatının son halkası.
--spoiler--
ilk filmden farklı hemen hemen hiç bir noktası olmamasıyla birlikte, bu sefer kurbanlarımız, roma'da sanat okurkene, prag'a gitmek üzereyken, diğer bir sınıfdaşlarının peşine düşmeleriyle, ölüm fermanlarını imzalayan 3 adet hatun. onun dışında, belki de filmin tek ilginç noktası, bu sefer 'av'ların yanında, 'avcı'ların da belli olması, ve de bu olayın nasıl gerçekleştiğinin, zengin hödüklerinin paralarını nerelere harcayabileceğinin ilginç bir biçimde anlatılması. onun dışında, kesinlikle ne bir insanı geren, ne de korkutan bir film. sadece iğrençlik boyutlarını zorlayan, bir iki sahne. onlar da, artık herhalde isme hizmet edilsin diye konuş gibi görünüyor; iğreti kısacası.
filmde yine, quentin tarantino'nun isminin arkasına kaçıldığı çok aşikar. yoksa, o isim de olmasa, iki film de, sinema tarihinin en balon filmleri arasına girebilirler. aynı şekilde senaryoda kopukluklar var ki, sarışın hatun'un akıbeti bir yerden sonra belli değil.
kısacası izlenmesi pek tavsiye edilmez efendim. ben ettim; eyledim, siz etmeyin..
gün itibari ile vizyona girmi$ filmdir. yönetmen sanilanin aksine tarantino değil Eli roth' tur. ilk film i beğenmiyenler hiç izlemesin bile sadece maddiyat ağinizda ufak bir delik açarsiniz, ki ben 1. filmden ho$lanmama rağmen bu devam film ini çok tutuk buldum. $iddet sahneleri yine rahatsiz edici boyutta olmasina rağmen * sanki bu filmde heyecan sürükleyicilik bol gerilim yerine: ilk filmde kafanizda kalan ''Hasiktir!!'', ''nasil yani?!'' sorularinin cevabini bulacağiniz aklınızda olsun
abartıldıgı kadar porno ve siddet icermeyen film. ilk yarıda hiç kan yok film sonlara dogru heyecanlanıyor evet mide bulandırıyor ancak ben barda kadar bile siddet gormedim.
yönetmeni eli roth olan korku gerilim filmi. parayı bulunca kafayıda bulmuş işadamlarının fantezi ve zevk için insan öldürmelerini konu alır. filme "işkence pornosu" da denebilir.
birincisinde kurbanların yaşadığı zulmü daha derin ve mide bulandırıcı detaylarla izlemiştik. ikincisinde neyse ki böyle bir şey yok. yani hostel, ikinci filminde daha izlenilebilir hale gelmiş diyebiliriz. ama yine de koca bir mide şart.
filmin en can alıcı sahnelerinin ülkemizde makaslanmış olduğu serinin ikinci filmi.
ilk filmde bu sahnelerin benzerleri kesilmedi de ikincisinde niye bu kadar sahne makaslanır anlam vermek gerçekten güç. gereken uyarılar zaten yapılmış, bu filme gidecek olan da zaten o tip kanlı sahnelerin farkında...
olmamış, zaten o kanlı, iç gıcıklayan sahneler için filmi izlemeye gidiyor millet. erotik sahneleri görmek için giden varsa onu bilemem de zaten bir önceki aksiyon yok bunda.
gerçek hayatta böyle şeylerin olduğuna inanmasak bile(!) insan zihninin bunu düşünüp, senoryalaştırması, çekmesi, gündüz izlememe rağmen hala midemde kırampının bulunmasına sebep olması, paranoyakça 'acaba beni kaçırıp böyle şeyler yaparlar mı?' dedirtmesi, düşündürür ki 'yazıktır', yığınla yönetmen adayının canîm fikirleri var, bırakınız çeksinler diye düşündüren 'testere' varî vahşet filmi.
ilk filme gidemeyenler ve ikincisini izleyemeyecekler için özetliyim:
piskopat para babası kızı bıçaklar, sonra bıçağı çıkarmadan sigarasını kızın gözünde söndürür, beğenmez gözü bıçakla yerinden çıkarır iyice söndürür. Bu sırada diğer kızın saçları kıyma makinasına takılır, takan kişi bir yandan sandviçini yerken diğer ayağıyla baltayı alıp diğer kızın boynunu kesmez. çünkü hemen keserse iğrenç olmaz. bu yüzden ayağıyla sandviçini yiyip eliyle kızın gırtlağına uçak motoru sokar, motoru çalıştırırken diğer taraftaki adam ikinci sigarasını yakmış ve kızın kafasını merdaneye sokmuştur. uçak motoru kızı yavaş yavaş parçalarken merdanedeki kız ıyghh uyghh vıckk viykk diye bağırmakta ve midesine fare koyulup kemirtilen diğer 3. arkadaşlarını anımsamaktadır. uçak motorunda bir iki saniye kaldıktan sonra kendine gelen kızı, adam elindeki balyozla ezer bu sırada sandviçinin içinde biten peynir yerine kızın gözlerini koyar, farelerden sıkılan diğer bir 3. adam ise nereyi kemireceği daha önceden öğretildiği belli olan fareleri bir yana koyar ve kızın miğdesini açıp kendisi oraya girer ve yemeye başlar. tam bu anda vıck fışşşşk sesleri gelmektedir ki bir diğer piskopat kadın mikseri başka bir kızın kulağının içine iteleyerek foşşkk fişkk vuickk seslerinin çıkmasını sağlar. ve olaylar devam eder.
