toplu ya da şarjörlü silahlarda, tüfeklerde, olası bir barut modülü atan silah vb. araşlarda barutun ateşlenmesi için kapsül ile sert bir şekilde çarpışıp ufak bir çekirdek içindeki barutu sıkıştırıp patlattıktan sonra fişeğin içindeki barutun komple ateşlenmesini sağlayıp mermi çekirdeğini kovandan ayırmaya sağlayan ateşli silah mekanizma parçası.
erkekliğin ve erkeğin cinsel iktidarının sembolüdür. ama sıkı durun horozların penisleri yoktur. bir tavuk ile bir horozun dış üreme organları aynıdır, ve büzülmüş bir dudağı andırır. bu delik aynı zamanda dışkılama ve idrar boşaltmak için de kullanılır. hem de her iki cinsiyette.
bu bilgi her ne kadar horozun karizmasına biraz gölge düşürdüyse de her seferinde tavukları şehvetle kovalayıp tuttuğu yerde bastırması ünvanını koruması için yeterlidir.
karakterli hayvandır. besler, büyütürsün binanızın çatısında. isim de verirsin doğal olarak ona bir tane. süleyman'dır mesela. her akşam çocuklarına bakkaldan çikolata alıyormuşçasına bahtiyar hissedersin kendini yem alırken ona. süleyman ın ayrı bir delikanlı olduğunu en yakının anlamaz. süleyman, yani horoz. size göre nispeten daha alçak yan binanın çatısında uçurulan güvercinlere pirelenir. onlar havalanırken oda havalanır çatından. tabi 'güm' yere. olsundur. alır yine süitine çıkartırsın. bir akşam gelirsin ki, süleyman ı giriş katındaki kiracın babanın isteği uğruna kesmiştir. böğür bölgen iflah olmaz kelli. insanın erkeğine benzeyen en hayvaoğlu hayvandır horoz.
vakitsiz yere biri ötüyor, sonra ahalideki diğer horozlarla yarışa giriyorlar. yarım saat kadar sürüyor ve sonra bir saat kadar uyuma arası veriliyor. uyuma arası da horozlara değil biz insanlara. daha sonra yine birisi ötüyor durduk yere ve celalleniyor kızgınca ötüyorlar. bunlar saat 1 ile 5 arasında oluyor. ama hiç de başları kesilmiyor.
büyüdükçe ötme uzunluğu artan, makamlı okumaya başlayan hayvancık. benim de vardı;
nasıl olsa ben bakamam hemen ölür diye almama izin verdiler, iki tane sarı civcivi. birinin adını tarkan, diğerini kara murat koymuştuk. ama o kadar sevdik ki onlar da bizi sevmiş olmalılar bizi bırakıp gitmediler. çok ilgilendim onlar için sinek avladık, en güzel bulguru, mısırı onlara yedirdik. şu beyaz top top köpükleri yemeyi çok severlerdi, nasıl yerlerdi hayret. bakkalda ne kadar geleceklerini bile ölçmüştük tarkan 60 gram daha fazlaydı. zaten hep onun dediği olurdu tarkan nereye kara murat oraya.
bizim ev iki katlı binanın en üst katı, balkonda besledik onları. uslu çocuk olduğumuzdan mıdır nedir komşular idare etti durumu, hemde hoşlarına gitmiş sesleri.
sabah kapıdan salardım ya da kendileri 2 kat yukarıdan balkondan atlarlardı. akşam olunca da merdivenleri çıkar kapıda got got, açardık kapıyı balkona yerlerine giderlerdi. gariplerim bir akşam günü binanın kapısı kapalı kalmış bunlar da kömürlüğün penceresinden girip 2 kat çıkıp alt kat komşunun kapının önüne kimse de açmayınca oraya yatmışlar. bir akşamda biz geç geldik eve, komşu dayanamamış soğuk diye almış içeri bağlamış ayakları koymuş leğene oradan aldım. alt komşunun kızını hiç sevmezlerdi çok kovalarlardı onu, özellikle onu... bahar gelince de arka bahçeye kafes yapmıştık onlara, sonra da amcamlara yolladık tavuklara falan. ondan sonrasını bilmek istemem. http://galeri.uludagsozluk.com/r/horoz-67015/
belli saatlerde o kendine has sesiyle öten hayvan. o saatleri neye göre belirliyor tam olarak bilemiyorum. ancak çok cool bir hayvan olduğunu söyleyebilirim. hem de gözü pek. şöyle ki başı kesilme pahasına da olsa erken ötmeyi göze alabiliyor. bi de doğal bir karizması var. hep yükseklerde resmediliyor. bu çizgi filmlerde filan binaların sivri çatılarının tepesine rüzgarla dönen hayvan nedense hep horoz oluyor. bremen mızıkacıların da da en tepede o var. tamam bir eşeğin , köpeğin ve de kedinin horozun üstünde olmasını beklemesek de bu durumu sadece fiziksel şartlarla açıklamak da pek doğru olmasa gerek.
davulcuyu kıskanıp sahur vakti ötmeye kalkan hayvan. Tez kellesi vurula..
Onu bunu geçtim de bir hayvan hiç bıkmadan sabah üçten altıya kadar öter mi? insan olsaydı bu horozlar yılın en çalışkanı ilan edilirlerdi. Biraz düşündüm de horozları evcilleştiren ilk insan onu saat olarak kullanmıştır sanırım.. Azimli hayvanlar vesselam her yerde zaman dilimini belirten bir saat varken hala görevini yerine getiriyor. Biz onun pabucunu dama atsak da o bizi terketmiyor. Bunları düşünüp kesilmesin lan yaşasın bari diyorum sözlük..
--spoiler--
çiftçinin biri kümesteki horozun çok yaşlandığını düşünüp kasabadan genç bir horoz almış. genç horoz kasıla kasıla kümese girer girmez, yaşlı horoz onu durdurmuş.
- bak hemşerim bu kümese iki horoz fazla. en iyisi gel seninle bir müsabaka yapalım, kazanan tüm kümese sahip olsun, kaybeden defolup gitsin.
demiş.
genç horoz "nasıl olsa yenerim bu ihtiyarı" diye düşünüp kabul etmiş. yaşlı horoz:
- bak seninle ikimiz çiftliğin ucundaki çitlerden öbür uçtaki çitlere kadar koşacağız. kim önce varırsa o kazanıp herşeye sahip olacak.
genç horoz kabul etmiş. ancak yaşlı horoz;
- delikanlı ben senden çok yaşlıyım. sen burada bekle ben 10 adım önden başlıyayım.
genç horoz kendine çok güvendiği için kabul etmiş. iki horoz yerlerini almışlar. 1,2,3 ve yarış başlamış. genç horoz hızla arayı kapatıyormuş. bu sırada bir silah sesi duyulmuş ve genç horoz tam yaşlı horoza yetişmek üzere iken kan içinde yere serilmiş. o sırada herkez elindeki çifte ile duran çiftçiye dönmüş. çiftçi:
- lanet olsun bu hafta içinde aldığım dördüncü horoz da ibne çıktı..
--spoiler--
Horoz bu öter filanda, aydındayım burada bir horoz var iç cepheli dış cepheli binan camlarının kapatsam da sesini duyuruyor, bildiğin slow rock tarzı ötüyor hem yırtıcı hem Naif.
ilk duyduğumda odada çalan şarkının efekti sandım o derece orijinal otuyor pezevenk.