Bu topraklarda başarı, tadımlıktır. Bir kez başarı geldiğinde yeterli görülür oysa durum pek de öyle değildir çünkü asıl başarı istikrardır. Sadece kupa anlamında değil, iki maç üst üste aynı on biri de sahaya çıkarabilmeyi ifade edebilir. Futbolda her ne kadar ülke federasyonu ülke futbolunu iyi yönetse de, ülke kulüpleri başarı elde etse de, antrenmanlarda üst düzey bilimsel veriler de kullanılsa da, alt yapı güçlü de gelse, söz konusu ülke milli takımının ilk 11ini sahaya süren teknik adam, takım kimyasını kuramadıysa, ideal 11i yakalayamadıysa bunların hiçbirinin birbirlerine paralellik göstermesi bakımından anlamı yoktur. Yani çiftçiden toplanan buğday(ligden toplanan futbolcu grubu), buğdaydan el edilen un(18 kişilik kadro), ve unu elinde tutan teknik direktör ekmeği yapmada(ilk 11 oluşturmada) iyi değilse, bu emeklerin hiçbirinin anlamı yoktur çünkü o ekmek satılmayacaktır. Tabi bu varsayımlarda en mükemmel kriterler esas alınmıştır, gerçek hayatta minimum ölçekle maksimum verim alabilen takımlar da mevcuttur. Son yıllarda milli takımdaki teknik direktör değişikleri, oyuncu havuzunun yeterince verimli kullanılamaması, bir sistem, bir kulüp takımı olmaktan uzak müdahaleler ülke futboluna dolaylı etkileriyle de ülke milli takımını geriye götüren en temel etkenlerdir.
Peki bir ülke takımının sistem takımı olabilmesi için geçerli koşullar neler? Fifa Dünya Sıralamasında 1. Sırada bulunan Almanyayı inceleyelim. Bundesliganın piyasa değeri en yüksek 7 takımı olan sırasıyla Bayern Münih, Borussia Dortmund, Schalke 04, Bayern 04 Leverkusen, Wolfsburg, Borussia Mönchengladbach, Hoffenheim takımlarının hepsi ligte 11. Hafta geride kalırken, söz konusu 11. Haftada oynadıkları sistem 4-4-1-1 dönüşümlü 4-4-2. Keza italyanların o meşhur 3-5-2si. ispanyolların 4-3-3. Mantelite aynı; kulüp takımlarıyla paralellik gösteren sistemlerde oyuncuyu mili takıma empoze etmek. Biz ne yapıyoruz? 3lü savunma oynatmaya çalışıyoruz, iki hücumcu bek varken ön liberosuz oynuyoruz, tek forvet oynarken kanatlardan besleyecek formasyonlar denemiyoruz. Saçma sapan sistemler ve onlara uyarlanmadan rastgele seçilmiş futbolcu havuzu. Ki kaçırmasını da iyi biliyoruz Hakan Çalhanoğlu gibi! Ki takımında forma bulamamasını milli takımda da oynayamaz çıkarımına bağlıyoruz Alper Potuk gibi! Sonra gelsin bahaneler Reformlar, altyapı eksikliği, stadyumun çimleri vs. Siz bir ülkedeki lig karşılaşmalarını geçtim, ulusal arenadaki maçlarını(Şampiyonlar ligi, Uefa Avrupa Kupası) dahi ülke vatandaşınızdan bir şeyler gizlermiş gibi kapital sisteme bağlayıp televizyonlarda izlettirmezseniz, Passolig denen bir zımbırtının getireceği 3-5 liradan medet umarsanız, yabancı kısıtmasıyla türk oyuncularının değerini hormonlu domates gibi şişirirseniz, ülkedeki şike olaylarında 3 maymunu oynarsanız kusura bakmayın ama siz futboldan anlamıyorsunuz ve sizi değil Brezilyalı Neymarı alkışlarken Fatih Terime de ahımız var hocam demesini de iyi biliriz.
Fifa Dünya Sıralamasında puanlama esas alınarak Kasım ayı itibariyle şuan 47. Sıradayız. Bu sıralamaya göre 17.73 milyon euroluk Kuzey irlanda, 31.4 milyon euroluk israil bizden daha güçlü anlamına geliyor ki haklılar! Kazakistan maçı arifesindeyken, bu maçı nasıl kazanırız tedirginliğini yaşıyoruz. Futbol parasal yarışla değil, sahadaki 11le kazanılır. Doğru, peki saf piyasa değeriyle baktığımızda kaçıncı sırayız? Yani o meşhur dev aynasında hormonlu milli takımımız nerede?
Kadrolarındaki futbolcu piyasa değerlerinin toplamına göre sıralamaya bakıldığında Türkiye 15. sırada. Süper starların futbol piyasasını yükselttiğini düşünürsek ve onları ayrı tutarsak bu şu anlama geliyor: futbolcu havuzumuz kaliteli, sorun futbolcularda değil! Reforma da gerek yok! Sorun futbolu yönetenlerde! Sorun onları parlatamayanlarda! Sorun onlara gerektiği değerin fazlasını verenlerde! Ellerinde işlenmeye hazır değerler varken eline yüzüne bulaştıran insanlar. Futboldan elinizi çekmenizin zamanı gelmedi mi?
işin bir başka kısmı ise Brezilyayı Türkiyeye getirmek için ödenen 3 milyon Euro, 4-0lık yenilgi ve Beşiktaşlı Ramon Mottanın Brezilyalılara ayarladığı 45 hatunla yapılan gece alemi. Çok değil 3-4 ay önce bu milli takımın evlatları yaşam odaları olmadığı için Somada yüzlerce vatandaşını uğurlamıştı. Bu ülke bu kadar zengin mi?
Madem futboldaki kapitalist sistem ülke gerçeklerinden uzak bu kadar dengesiz, madem taraftarlara müşteri gözüyle bakılıyor o zaman futboldan bu ülke elini çeker kardeşim!