artık tahammülünüzün tükendiği anda horlayan kişinin ağzını yeterli derecede açtığı anı denk getirerek kuyruğundan tuttuğunuz fareyi ağzının içine bırakmakla çözülebilecek sorundur.
-oğlum sen ne acınası bir insansın ya
-niye yahu?
-ya sen çok iğrençsin, fakirsin bir kere a.q
-ne diyorsun ya?
-hem fakirsin, hem çirkinsin, hem de hala yaşıyorsun utanmadan, sana inanamıyorum
-...
-yazık sana, sadece acıyorum lan
-böhühühühüh.... **
etrafınızda horlanmasından en ufak bir horultu veya hırıltı sesinden nefret eden bir bireyseniz işkenceyi yerine tercih edebileceğiniz durum. yastığı kafasından alırsınız yine horlar, suratına koyarsınız yine horlar, burnunu tıkarsınız yine horlar, yan yatırırsınız yine horlar o zaman surata bir adet şaplak gerekir. "düzgün uyu mına kodumun puştu" dersiniz, en sonunda döner yatarsınız. hala horlarsa zaten bu adamın ölmesi tüm dünya açısından gerekliliktir, mazallah sizin durumunuza başkaları da düşebilir engel olmak lazım.
düşmanımın başına bile gelmesin diyebileceğim durumlardan biridir. Mutlak surette yastığı dürtme ile devam eden gece boyunca gözler itinayla tavana dikilir ve içten "ya sabır" çekilir...
daha beteri olan durumdur. horlayan ve yüz küsür kilo olan iki kişiyle aynı odada kalmak gibi. üstelik yan odada aynı özellikleri taşıyan biri olursa evde uyumak için sessiz bir yer bulmak imkansızlaşır.*
hep okurdum da, abarttıklarını sanırdım. abartmıyorlarış.. hani diş sancısı kabir azabından beter derler ya, ondan da beter. en olmadık anlarda horluyorlar bunlar bi de, tam uykuya dalacaksın, uykuda ki o nefis tadı yakalamana bir kaç saniye kalmış, ''hoğrrrzsss'' ardından fena halde bir yatak gıcırdaması..
nerden aynı odada kaldım bu adamla anasını satayım..
