bir baba klasiğidir.
uyandırmaya kıyamayıp yastığı oynatılır hafiften.
melodiyi değiştirip horlamaya devam eder.
çaydanlık sesi çıkardığı bile görülmüştür.
oda arkadaşlarını kah güldüren kah delirten bir şeydir. gürül gürül horlardın be benim hafiften öküz arkadaşım ama nedense hiç rahatsız olmazdım. horlama sesi bana tamamen geceyi, karanlığı, uyku zamanının geldiğini ifade ediyor. babam bazen horlar, küçükken göbeğine yattığımda falan horladıysa demek ki di mi?
öyle bi horluyorlar ki benim odamla onların odasını ayıran koridorun mesafesinin uzunluğuna aldırış etmeyen o horultu, benim odama kadar geliyor (bkz: abartmakta sınır tanımamak) . Uyandıklarında "baba/abi horluyorsun. Hem de ayı gibi." şeklinde söylendiğimde hemen korumaya alırlar kendilerini; " kim ben mi? Ben hayatta horlamam!". Külahımı çıkarttım babişim/bix, anlat istediğin kadar horlamadığını ona (!)
Valla bir arkadaşım var benim, ki kendisiyle aynı odada yatarız genelde. Arkadaşların dediğine göre çok uyumluymuşuz. Bazen o veriyor notayı, bazen ben başlatıyorum konçertoyu.
şuan aynı odayı paylaştığımız daha doğrusu paylaşmak zorunda kaldığım oda arkadaşımın yaptığı şey ulan kamyondan çıkmıyor o ses hayvan biraz sınır tanı.
teyzemin uykuya daldığı andaki yegane amacıdır. hem nefes alırken hem nefes verirken çıkarır o horlamanın dayanılmaz beyin sarsıntısı yaratacak sesini. bir de gider yazlıkta merdiven boşluğunda yatar serin diye. canım benim ya