şimdi herkes her şeyi bir kenara bıraksın. siyasi görüş, dini inanç vs vs...
siyasi görüşü, dini görüşü, tuttuğu takımı, etnik kökeni, kültürel birikimi, hayata bakış açısı, cartı curtu.. her şeyi bir tarafa bırakıp, sadece ve sadece ortalama bir zekaya sahip, sıradan bir insan evladı olarak şunu söylemek boynumun borcudur;
kimse kusura bakmasın, hayatımda izlediğim en iğrenç fi.. filmdi diyemiyorum, çünkü bu olsa olsa bir film denemesi falan olabilir. böyle bir rezalet görmedim. abi bak tekrar ediyorum, hiçbir siyasi görüşün etkisinde olarak söylemiyorum bunu.
dün filmin galasındaydım ve başrol oyuncusu dahil! bazı oyuncuların yüzünden de, büyük hayal kırıklığına uğradıklarını anlamak mümkündü.
onun dışında kendilerini bir iş becermiş, nimetten sayanlar da vardı tabii. imza dağıtanları bile gördüm...
el insaf ulan, el insaf be, hangi akla hizmet böyle bir film yapıyor ve hangi akla hizmet bunu insanlara sunuyorsunuz, hiç mi utanmıyorsunuz arkadaş? o inandığınızı iddia ettiğiniz allah bunun hesabını sormayacak mı ey yapımcılar, yönetmenler?
her neyse... demem o ki, galayı büyük bir heyecanla sunan, 'kulaktan kulağa herkese yayın bu güzel filmi' diye bas bas bağıran, hopdedik ayhan, kendine inanmıyordu.
sinema tarihinde, senaryosu en çok filme çevrilen isim olan, büyük emektar, 80 yaşını devirmiş değerli usta safa önal, film sonrası yaptığı teşekkür konuşmasında kendine inanmıyordu.
yine türk sinemasının değerli isimlerinden ve mevzu bahis filmin başrol oyuncularından biri olan bulut aras, sahnede cılız alkışlara eşlik ederken kendine inanmıyordu.
yani işi bilen birkaç kişi, ulan biz ne yapmışız böyle, tü allah kahretsin ifadesini gizlemeye çalışan, zorlama mimiklerle, ortadaki kepazeliğin gayet farkındaydı ama onların da yapacak bir şeyi yoktu maalesef...
yahu hani televizyondaki insan yerine sen utanırsın ya bir izleyici olarak, allah bin türlü belamı versin ki, ben utancımdan yüzümü tırnakladım, tırnaklarımı yedim, burnumu kemirdim, bir gözümü oydum.. hayatımda ilk kez bir filmin galasında, insanların filmin ortasında kalkıp gittiklerine şahit oldum. sağımdan ve solumdan söylene söylene kalkıp gitti insanlar, ben de arkadaş hatrına ve belki de bir 1 nisan şakasıdır umuduyla zar zor izlemeye devam ettim...
içine sıçılmış, seri olacakken amına koyulmuş filmdir, bok vardı ülkücülüğü karıştıracan, seviyorduk biz herifi iyi has kendi kafasına göre takılıyordu ona buna deli dana gibi sarıyordu, eğlenceliydi, delikanlıydı falan ama ne bu şimdi!
(bkz: amına koyim ben onların)
istanbul’un Kurtlar Kuşlar Âlemine meydan okuyan ama sonra oyuna getirilip hepse düşürülen Deli Dumrul, mahkûmluğun hayatının sonu anlamına geleceğini düşünüyordur. Fakat iç dünyasında derin izler bırakacak olan bilge adam ihsan Bey’le tanışmasıyla işler değişir. Dumrul, ihsan Bey ve onun önemli talebelerinden biri olan üvey oğlu Alperen arasında kuvvetli bir arkadaşlık ilişkisi başlar.
Bu üçünün ortak noktaları ise uğradıkları iftiralar nedeniyle hapse girmeleridir. Çıkış biletleri ise Başkomiser Semih ve Komiser Zeynep’in ellerindedir.
Önce ihsan Bey ve Alperen’in, sonra da Deli Dumrul’un suçsuz olduğu ortaya çıkar ve üçü de tahliye edilirler. Deli Dumrul artık özgürlüğün tadını çıkaracaktır...
Yönetmen: Oğuz Yalçın
Oyuncular: Perihan Savaş, Bulut Aras, Ceren Şekerci
Tür: Komedi
Yıl: 2011
