eserlerinde göze çarpan vıcık vıcık romantizm, misafir olarak gittiği evlerde onun bunun mutsuz karılarına aşık olup ayartma çabasından anlaşıldığı üzere ırzcı bir karakter olmasından, net olmayan oldukça öznel imgelemelerinden ve ancak kafası karışık bir adamın hezeyanları olabilecek duygusal betimlemelerden anlaşıacağı üzere, balzac adlı - aslında edebiyata fransız bir yazarın - fazlaca abartılmış, balon bir yazar olduğu gerçeğidir.
en tanınmış eseri vadideki zambak adlı baygınlık geçirten romantizm yüklü, hezeyan dalgası saçmalık olan bir yazar için başka bir şey düşünmek ahmaklık olsa gerek.
"ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm. ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar." diye bir sözü bulunan yazardan kendini daha akıllı zanneden kişi söylemidir.
ayakkabıları olmadığı için üzülmemesi gerektiğini, ancak ayakları olmayan birisini görünce anlayabilecek kadar kıt kafalı ve nasipsiz, snob ve g.tü kalkık tipik bir fransız olan bu adamın, abartılmış bir yazar olduğu gerçeğidir.
aslına bakılırsa edebiyatta konudan önce konunun işlenişi önemlidir. en ünlü romanı olan vadideki zambak'ta kadının namus duygusu (büyük aşka rağmen) bir örnektir, takdir edilesidir. sonuna kadar okuyunca verdiği mesaj bence güzeldir.
defalarca denememe rağmen asla bitiremediğim vadideki zambak adlı sıkıcı bayıltıcı ve bunaltıcı insanı klasiklerden soğutan kitabın yazarı.
Önermeye katılıyorum.
