türkiye ile ilgili hoşuma gitmeyen pek çok konu mevcut. ülkenin gidişatından hiç memnun değilim. beni bilen de bilir; uzun süredir yurtdışındayım. afrika'dan, uzakdoğu'ya, güney amerika'ya kadar her yerde bi iş tutturup peşinde koşmaya çalışıyorum.
karşıma türkiye'yi son dönem küresel basına yansıyan haberlerden takip eden, hep bir laf sokma meraklısı insan müsveddesi tipler çıkıyor. kısa vadede, işimi hızlandırmamı, şahsi ilişkiler kurmamı ve hatta cinsel fayda sağlamamı kolaylaştıracak plaseyi yapmalarına rağmen, bir kez bile ülkemin dibini kazacak bir davranışta bulunmadım. ne anadolu'nun cahiliye artığı bir kısım insanı, ne de hata üstüne hata yapan devlet hakkında işbu habis huylu yabancılara olumsuz konuşmadım. onlara söylediklerim "su akar, yatağını bulur." , "güzel günler bizi bekler..." demekten ibaretti.
şimdi bu yeşil-sol(sorosçu), halk özgürlük(avrupa'da ne bok olursa olsun bir iki beylik laf sıkıp; ortadoğuda, asya'da aktivist kesilen) götelek piyonlar beni zerre kadar ilgilendirmiyorlar. bu adamlara türk demekten de vazgeçmek gerekiyor. kendi şahsi çıkarları için, uzun planda toplumlar arasındaki anlaşmazlıkları ortadan kaldıracak yapıcı muhalafetin yerine kısa dönem "yaptım olducu" gemileri yakan bir yol tutturmuşlar. alman parlamentosundaki muadil oç'ları da aynı halt... yarı cahil dalyarakdan siyasetçi olursa bu kadar oluyor...