--spoiler--
istediği gibi arkadaşlara sahip olamayan. aradığını bulamadığı için her gittiği okuldan atılan, güzel kızların neden boş erkeklerle çıktığını sorgulayan, kız kardeşi phoebe dışında kimseyi anlamayan, sevmeyen, sevemeyen. aşık olmadığı bir kızla yatamayan, genç yaşta kendini içkiye sigaraya vermiş, her sorunlu insan gibi her şeyi bırakıp çekip gitme düşüncesi içinde olan, aynı düşünceleri paylaştığım (bkz: the catcher in the rye) adlı eserin baş karakteri.
--spoiler--
j.d.salingerın the cathcer in the rye adlı romanının ilk-gençlik buhranlarında, kişiliğini oturmaya çalışan başkahramanı. Pek çok dönemdaşı gibi * aslında kendini ifade edememesi ve doğru iletişimi kuramamasından kaynaklanır tüm sorun. muhteşem üslubuyla anlattığı olayları sanki yazarın yazdığı satırların aklınızda oluşturduğu ekolardan değil de elinde bir kupa bitki çayı, karşı kanepeye kurulmuş oturan holden'dan dinlersiniz. bu kadar samimi bir insanı sokağa çıkıp özellikle arasanız bulamazsınız. ağır abi gözükmeye çalışan holden'ımız aslında kendi içindeki özgüven eksikliği, yaşından kaynaklanan 'haksızlıklara karşı yüksek duyarlılık', karşı cinsle ilk münasebetin getirdiği tedirginlik ve bu ciğerini yediğimin dünyasında ne rolu alacağını bilmemeden doğan depresif ruh hali ile okuldan atılmasının arefesinde pek çok belaya bulaşır.
holden en büyük özelliği kendine özgü mizahı ve zeka olmasıdır.
the catcher in the rye de holden trende sınıf arkadaşının annesi ile tanışır.Arkdaşının annesi oğluna söylemesi için holden nın ismini sorar.holden da okulun hademesinin ismini söyler.
Salinger'in muhteşem kitabındaki kahramanı. Küçük, dahiyane detaylarıyla, hayata olumsuz bakmak için sağlam nedenler bulan ve zekasının dünyaya fazla geldiği bir kahramandır. Beni kitaptaki en etkileyen cümlesi;
'O benimle gelmek isteseydi bile, ben onu yanımda götürmek istemezdim herhalde. Götürmek isteyeceğim biri olamazdı o. işin korkunç yanı ona sorduğumda ciddiydim. işin en korkunç yanı, yemin ederim ben deliyim.'dir.