bir ogretmenin siniftaki karizma ve otoritesinin sinanacagi ani yaratan ogrencidir. bu durum bir nevi kriz yonetimidir, ogretmen sinirden kendini kaybederse olmaz, gormezden gelip yirtmaya calisirsa hic olmaz. en iyisi siniftan atmaktir. cikarken kapiyi falan da carpar simdi bu.
tek başına yapıldığında öğrenciye zarar verebilecek bir durumdur.ancak sınıfça tavır alınıyorsa genelde başarıya ulaşır.bir sınıf düşünün ki bir arkadaşlarına hakaret eden bir hocasına tavır alacak.ancak bu işten zararlı çıkmamak amaç.ne yapsak ne yapsak derken dahiyane bir fikir atılır öne.ve oyun başlar..hoca derse gelir, öğrenciler ayağa kalkar ama hocanın gözüne bakmaz hiçkimse.hocadan komut gelir:'oturun çocuklar'. çocuklar bizim tavırlı küçük adamlar oturur bir hışımla.ve aynı anda tüm sınıf perdeye bakmaya başlar.çocukların gözü pardenin kornişinde hoca kendi kendine konuşur bir müddet.sorular sorar.cevap yok elbet sınıftan.hoca hayıflanır.anlaşılan siz bana tavır almışsınız der.amaca ulaşılmıştır.basitçedir ama eğlencelidir öğrenciler için.çünkü hoca sınıfı terketmek zorunda kalmıştır.
hocaların öğrencilere hertürlü lafı üstü kapalı şekilde söylediğinde suçlu olmadığı, öğrencinin bunu yaptığında ise ´´gel bakalım müdürün yanına´´ lafını duymaktan bıkan öğrencidir.
bu öğrencilerin ilkokul 1. sınıfa gidenleri vardır ki "size artık sarılmayacağım" ya da "sizinle artık oynamayacağım" diyerek tavır alırlar. bir balon ya da şekerle bu tavır kolaylıkla kırılabilir. sonra yine mutlu mesut günlere geri dönülür.