bursa'nın güzide bir lisesinde yaşanmış olduğu söylenen olaydır. söz gelimi, adı lazım olmayan hocamız kendi kağıdına 65 i bile çok görmüş, 64 vermiştir.
kısa sürede bu olay okulda efsane haline gelmiştir.
mümkündür tabidir olağandır vardır böylesi tanıştım dersini aldım.... dersini aldım da daha veremedm zaten ne bekliyouz ki kendisini sınıfta bırakmış , sınıfta bırakacağı kişileri torbadan kura ile seçen bi hocadan maalesef gerekirse bir git çay koy denilecek hocadır.
bunun bir farklı versiyonu dicle üniversitesi makina mühendisliği bölümünde yaşanmıştır. bir kız öğrenciye teknik resimde epey (!) yardım eden hoca ve akabinde (bkz: hocanın çizimine 70 veren asistan)
acınası öğretmen modelidir. böylesi öğretmenler hemen emekliye ayrılmalıdır.
ayrıca mezun olduğum okulda bizzat tanık olduğum olaydır. fizik hocamız kendi cevap kağıdına basmıştır 70 puanı. işin garip tarafı iyi niyetli, öğrencinin halinden anlayan bir tipti ama mukadderat.
bıkıp usanmadan üniversite kantinlerinde anlatılan fantezilerden bir demet. bi de bunun risk nedir versiyonlusu vardır.
sınav sorusu;
- risk nedir?
el cevap;
- bütün kağıt boş bırakılır. en son satıra risk budur hocam yazılır.
hoca da bu müthiş zekanın önünde saygıyla eğilir ve 100 tam puan verir. ( doyamadınız geyiğe anasını satayım. )
sınav sonrası soruların cevaplarını çıkaran hocanın, bu cevap kağıdını daha sonra unutup, bir öğrenci ismini yazmamış diyerek kağıdı okumuş ve sınıftaki en yüksek notu vermesidir. en yüksek not kendi sorduğu sorulara kendi cevaplarınadır. yani şu açık ki hocaya 100'lük kağıt verseniz dahi 100 alamazsınız.*
sonra ne mi oldu?
sınıfta kağıtları okuduktan sonra "bir kişi ismini yazmamış ve en yüksek o aldı. kim bu?" dedi. ve baktı gördü ki fazla kağıt var, ağzından baklayı çıkarıverdi.*
