yıllar önce Fethullah Gülen'in yurdunda kalan ve ayrılan öğrencilerin hazırlamış ve olay gazetelere "Yurtların iç yüzü" manşetleriyle yansıdığı kitaptır.. Anılarını anlatan öğrenciler ismail Özdemir ve Serhat Özkan, Gülen'i anlatırlarken, "Amacı, okulları sayesinde Türkiye'de ve çevre ülkelerde bir yönetici sınıfı oluşturmak" nitelemesini yapmışlar ve açıklamaları Gülen'in taraftarı olan kesim tarafından büyük tepki görmüştü.
O zaman bir basın toplantısı düzenleyen gençler, "Bizim durumumuzda olan pek çok genç var ve kötü durumdalar. Daha çok çocuğun yaşamı kararmasın diye birilerinin çıkıp bu gerçekleri anlatması gerekiyordu" açıklamasını yapmışlardı.
Fethullah Gülen cemaati, büyük kentlere okumaya gelip, barınma sorunları ile karşılaşan taşralı öğrencileri "kazanmak" için, özel yurtların yanısıra "ışık evleri" adını verdiği tarikat evlerini kullanıyor. Bu evlerde gençler sistemli olarak "telkin" altında tutuluyorlar.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği "gizli" raporda yer alan bilgilere göre, "ışık evleri"ni "ebedi bir nur" olarak tanımlayan Fethullah Gülen, "Işık evlerde idrak edilen aydınlık gün ve gecelerin içinde insan adeta bir saadet rüyası yaşar" yorumunu yapıyor. Bu mekanlardaki faaliyetlerin kutsallığını savunan Fethullah Gülen, ışık evleri için, "Mabede giden yolların kapatıldığı bir zaman diliminde, içinde kitapların okunduğu, hakkın müzakere edildiği müstesna mekanlar" tanımlamasını kullanıyor.
Öğrenimleri süresince tarikat yurtlarında ve "ışık evleri"nde kalan öğrenciler, mezun olduktan sonra da bağlantılarını koparmıyor. Tarikatla bağlantılarını daha aktif bir biçimde, maddi ve manevi olarak sürdüren öğrencilere bazen tarikat tarafından ev kiralanıyor ve öğrenciler çalışma hayatına atılsalar bile, tarikattan yardım almaya devam ediyor.
Kiralanan evlerin elektrik, su gibi faturaları da tarikat tarafından ödeniyor.
Gülen'in çeşitli vakıflar aracılığıyla açtırdığı yurtların sayısı 200'ü geçiyor. Yurtların en büyük özelliği karma olmaması. Gülen'in okullarının birçoğunda yurt bulunuyor. Okula kabul edilen öğrenci barınma sorununu da bu yurtlar sayesinde çözümlemiş oluyor.
Yurtta kalan ve ayrılan öğrencilerin verdiği bilgilere göre, yurtlarda namaz kılma, belirli televizyon kanallarını izleme, verilen vaazlara katılma şart koşuluyor. Bazı yurtlarda türban zorunluluğu yok, ancak namaz kılmayan ve "sohbetlere" katılmayan öğrencilerle onlardan sorumlu olan "ağabey" ve "abla"lar arasında "tartışmalar" yaşanıyor.
isim vermek istemeyen öğrencilerin anlattığına göre, sohbet toplantılarında Fethullah Gülen'in kasetleri dinletiliyor. Kasetlerde ise, Gülen'in vaazlarının yanısıra, Atatürk ve laik Cumhuriyet ile ilgili olumsuz görüşler yer alıyor.
Telkin ve güven
Emniyetin Fethullah Gülen hakkında hazırladığı rapora göre, "ışık evleri"nde kalan çocuk ve gençler "telkin" yoluyla tarikat gönüllüsü haline getiriliyor. Çocuklara her türlü sorununda yardım ediliyor ve güvenlerini kazanmaya çalışılıyor.
"Işık evleri"ne alınacak 12 - 18 yaş arası çocukları görmeden kabul etmeyen yetkililer, onları buraya titiz bir değerlendirmeyle kabul ediyor. Bu çocuklarla bire bir ilgilenen cemaatin ileri gelenleri, özellikle ortaokul öncesi çocukları kendi saflarına çekmek için uğraşıyorlar. Denetimin eksik olduğu Kur'an kurslarına devam eden ve Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavları'nı kazanarak ailelerinden uzakta bir yerde okumaya hak kazanan çocuklar, "ışık evleri"ne yerleştirilmek için önceliğe sahip.
"Altın nesil" hedefini gerçekleştirmek isteyen Fethullah Gülen, medrese insanına olan hayranlığını sık sık dile getiriyor. Gülen'e göre, "ışık evleri"nde eğitim gören insanlar, "medrese insanını aratmayacak nitelikte".
Tevhid - i Tedrisat Kanunu'nu eleştiren ve bugünkü eğitim sisteminin dejenere olduğundan bahseden Gülen'e göre, "Medrese ne zaman yıkıldıysa millet o zaman yıkılmıştır". Laik devlet okullarında yetişen öğrencileri "anlamsız nesiller" olarak nitelendiren Gülen, bu kesimi "cehalet"ten kurtarmak için, öğrencileri, kendi okullarında eğitime davet ediyor. Dil devrimine karşı çıkan Fethullah Gülen, imam hatip liselerinin ve ilahiyat fakültelerinin açılmasını, "kendi kültür ve dinamiklerimize dönüş" olarak yorumluyor.