böyle sefil fareleri böyle ibişleri birileri yanında yakınında tutuyorsa ve böyle şeylere cüret edebiliyorlarsa varın siz oralarda ne dolaplar döndüğünü düşünün. ateş olmayan yerden duman tütmez.
Müezzin Fuat Yıldırım yıllar sonra Gezi'yi anlattı:
- içki içildiğini görmedim. Sigarayla girmek isteyeni dışarı attılar.
- Valiyi aradım. "Hocam başının çaresine bak" dedi.
- Erdoğan yanlış insanlar tarafından bilgilendirildi.
- Tehditler yağmaya başladı.
- "Sen nasıl yalanlarsın Cumhurbaşkanımızı" diyerek saldırdılar. boğuştuktan sonra biri silah çekti.
- Lojmanı polis zoruyla boşalttırdılar.
- Pencere önünde ezik boş bir bira kutusu orada... Meclis Genel Sekreter Yardımcısı, olay yeri inceleme girmeden çekim yaptı. Pencerenin önünde olan bira kutusu yerdeydi. Ertesi gün bira kutusu mihraba atmış, zumlanmış, minbere atılmış, zumlanmış. Bira kutusu gezmiş.
- Camiye Egemen Bağış geldi. Ayaküstü bilgilendirdim. Ertesi gün "Basın konseyiyle tehdit etmişler" dedi.
- Erdoğan "Gideceksiniz caminin hocasını tehdit edeceksiniz, yalan yanlış haber yazacaksınız" dedi.
- 10-15 gün sonra Egemen Bey camiye geldi. Kucaklamak istedi. Dedim ki "Ben size doğruları anlatırken siz çarpıttınız olayı, yanılttınız adamı ve bizi tehlikeye soktunuz." Eğilip kulağıma "Hocam beyefendi böyle şeylerden hoşlanır" dedi.
- Bana böbreğini veren çocuğa bile mobbing yapıyorlar...