Bir yazarın katliamı olağanlaştırmasına cidden çok şaşırdım. Böyle yazarları görünce bir an önce yazar olmayı istiyorum. Neyse, o zamanlarda o bölgede terör eylemi yapan Asala militanı Monte Melkonyan'ın anılarını anlatan kitaptan bir kısmı buraya bırakıyorum :
Bir gece önce akşam 11 civarında, 2.000 Ermeni savaşçısı, Hocalı'nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudakı açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağ'ın doğu yüksekliklerine ulaşmış ve aşağıdaki Azeri kenti olan Ağdam'a doğru inmeye başlamışlar. Buradaki tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takip eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar. Mülteci kadın Reise Aslanova insan Hakları izleme Örgütüne verdiği açıklamada "Onlar sürekli ateş ediyorlardı" diye konuşmuştu. Arabo'nun savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından çıkartarak bıçaklamaya başlamışlar.
Şu anda yalnız kuru çimenden esen rüzgârın sesi ıslık çalıyordu, ve ceset kokusunu uçurması için bu rüzgâr henüz erkendi. Monte üzerinde kadınların ve çocukların kırılmış kuklalar gibi saçıldığı çimene eğilerek "Disiplin yok" diye fısıldadı. O bu günün önemini anlıyordu: bu gün Sumgayıt Pogromunun dördüncü yıldönümüne yaklaşıyordu. Hocalı stratejik bir amaç olmasından başka aynı zamanda bir öç alma eylemiydi.
Siz hiç gece saat 4''te kudurmuş bir kalabalığın etrafınızı sarmasını çaresizce izlediniz mi? En sevdikleriniz gözlerinizin önünde kurşunlandımı? Canınızı kurtarmak için kaçtığınız ormanda süngülendinizmi? Bebeğinizin başı kesildi mi? Evin kapısına civilenip deriniz yüzüldü mü? O lanet şubat gecesi bunların hepsi oldu. Türk öldürüldü, Türk yalın ayak karlarda yürütüldü, kadınlarımıza kızlarımıza kundaktaki balalarımıza, ak sakallı dedelerimize, ak saçlı ninelerimize acımadılar. Şimdi söyleyin türk bunu nasıl unutsun. Unutan Türk' ün kanı kurusun.
ermenilerin “üç beş azerbaycan türkünü öldürünce soykırım yapmış olmuyorsunuz, soykırım arıyorsanız türklerin bize yaptığı soykırım” şeklinde savundukları vahşet, terörizm, insanlık suçu.
1992 25 Şubat tarihinde Hocalı’dan kaçmaya çalışırken
Ermenilerce yakalanan Azerbaycan ailesi.
Ermeni adamın ceplerini soyarken, kadın bebeğini koruyor.
Daha sonra kadın ve bebek işkencelerle öldürülmüş halde bulunmuş.
Adamdan ise haber alınamamıştır.
Şair Mehmet yaş ne demiş:
"Ölülere tecavüz eden kimin askeri?
Hangi yüzle tarihi ediyorlar yüz geri..
Hala karabağda vahşetin bin beteri,
Yaşanırken ulaşmak için her amacına;
ORHAN YAMUK şimdiden kına yaksın kıçı’na!
KARABAĞ kan ağlarken Ermeni vahşetinden,
Yürekler burkulurken, zulmünden, dehşetinden,
Bunlar mı davacıymış! Yüce TÜRK MiLLETi’nden! .
Hala devam ederken, ayıbına suçuna!
ORHAN YAMUK kına yaksın kıçına!"
Tam 31 yıl önce bugün, 1992'de 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece,
106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere 613 kardeşimiz, 613 soydaşımız katledildi.
487'si ağır yaralı.
1275 kardeşimiz rehin alındı.
rehin/esir alınan kandaşlarımız işkence gördüler, tecavüze uğradılar, onların da pek çoğu şehit oldular...
kimse o günleri, o geceyi unuttuk sanmasın.
kinimiz diridir, acımız hala tazedir...
Bugün günlerden Hocalı.
Unutursak kalbimiz kurusun.
Hocalı Katliamı (Azerice: Xocalı soyqırımı), Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.