Belli bir eğitim seviyesine sahip olan ve bu ihtisasları ile sahip oldukları bilgiyi bir kısım insana aktarma görevi üstlenmiş kişilerin kronik söylemlerine rağmen vazgeçmedikleri yalanlardır. (bkz: bakın bunu sınavda sorarım)
hocaların biz öğrencileri uslandırmak için söylediği pembe yalanlardır. örneğin;
ben öğrenciyken hiç sizin gibi değildim. ne de çalışkandım ne de usluydum. peeh.
'Ben hiç' ile başlayan ve olumsuz sonuçlanan cümlelerdir. Geneli yalandır. yalan değilse korkun o hocanın şerrinden zira okul sayesinde çekilmez bi hal alabilir.
Ama tatlım senın notunu yukseltırsem herkesınkını yukseltmek zorunda kalıcam haksızlık olur yapamam oyle.
En buyuk yalandır. Daha sonradan hocanın notumu yukselttıgını gorurum ve bana aynen sunu der, kımseye soyleme sadece senı gecırdımm.
bazıları da diğer sınıflar bizden önde konu olarak, ortak sınav yapacağız yetiştiremezsek konuları siz kaybedersiniz. Şimdi kesin sesinizi de dinleyin derdi. sonra gider arkadaşlara sorardık hep bizden geri de olurlardı konularda. lanet gitsindir onlara burdan.
diyalog şöyle gelişir. Derste zor bi soru sorulmuştur ve hoca çözmeye çalışıyordur fakat çözemez çözemeyince
hoca:arkadaşlar bu çok güzel bir soru şimdi burda çözmiycem size ödev olarak veriyorum yarın kontrol edecem.
öğrenciler: çözemedi bize iteliyo mk.(fısıldaşarak).
diğer sınıf (hiç öğrenemedik hangi sınıf o) sizden önde/geride
biz öğrenciyken... diye başlayan cümleler
"velini çağır yarın konuşacağız" demesine rağmen gelen veliyle konuşmaması
Okul aidati istenir kimse vermez ve hocalar her seferinde su cumleyi kurar: 'okuldaki tum siniflar eksiksiz verdi aidati bir benim sinifim vermedi.'
diger siniflara sorulur onlara da ayni cumle soylenmistir.
herşey sizin başarınız için, çalışırsan geçersin, bir de bizden önde olan sınıf vardır hayali bir sınıf herhalde hiç görülmediğinden. bir de derste en kolay soruyu kendi çözer zorları hep bize kakalarlardı hani adalet nerde.