kendilerini espri yapmak zorunda hisseden hocaların, fevri bir sekılde yaptığı, espri diyemeyeceğim sadece gaf olan sözleridir.
ders ingilizce.
hoca sorar. "bu yazının türkçesini kim söyleyebilir?"
ihale üstümüze kalır ve başlarız türkçesini söylemeye.
lanet yazının arasında "Karı gördüm" cümlesi gecer. hani su bildiğniz hava durumu ile alakalı beyaz olan şey.
hocadan aniden gülme benzeri efektler gelmeye başlar. sandım ki, adam kalp krızı geçiriyor, bu hırıltılar başka birşey olamaz çünkü.
Bir kaldırdım ki kafamı, adam bildiğin gülmek eylemini kendince yorum getiriyor, yerlere yatıyor. garip gözlerle baktığımızdan olsa gerek durumu bize açıklamak istedi.
h- ehuhaouehehuoom, karı gördün mü sen seytanin fisildadiklari?
s- pardon hocam !?
h- karı diyor, ehuehlaouheheyy.
s- snow'un başka bir anlamı mı var hocam?
h- yok ben espri yaptım. **
koskoca sınıfta bir kişi tebessüm dahi etmedi. her birinin alnından öpme isteği uyandı içimde, hala da var. helal lan size.
bir de öğrencinin herhangi bir şeyi unutması durumunda söylenen ''bir gün kendini de unutucan evde dikkat et...'' vardır hiç şaşmayan. tahsil hayatımdan geçen her hocadan en az bir kez duymuşumdur. sözleşmelerinde falan yazıyor olabilir...
mâruz kalındığında normalde kafa göz dalınması gerekirken sırf hoca oldukları için ses çıkarılamayan kişilerce yapılmış esprilerdir. hatta espri bile değildir, gülünmez. saçmalıktır.
bir doçent tarafından şöyle bir soru ile karşı karşıya kalabilir öğrenci misal;
- bugün aralık'ın 13'ü...peki kapalının kaçı? keh keh...
+ !?
ingilizce hocasının lise-3 öğrencilerine yaptığı muhteşem espri;
- "it is a dog. ne demek bu; it bir köpektir. mantıklı. it is a cat, işte bu mantıksız it nasıl kedi olur arkadaşlar."
bu espriden sonra zaten öss aşkına rapor alacak arkadaşlar rapor işlemlerini hızlandırdılar. aldıkları 20 günlük raporun ilk birkaç gününü sınava çalışmak yerine, depresyondan çıkmaya ayırdılar.
iki dersimize de giren ve program nedir tanımayan hocamıza:
+hocam ne defterini açıyoruz ?
-bakkal defteri. zuhahahahah (kimsenin gülmediğini görünce fade out azalır ses)
tamam hadi bakalım bu kadar güldüğümüz yeter şimdi derse geçelim. (bkz: kendin pişir kendin ye)
6. sınıfta maruz kaldığım espri çeşitidir. şöyle ki; fen bilgisi dersinde sınıfın bir köşesinde belirli bir kesim için ders anlatan hocanın ağzından ''moleküller benden korkar kaçar'' gibi esprimsi bir cümle çıkar. bazı yalaka arkadaşlar da ayıp olmasın diye kahkahalarla gülümserler. zaten hocaya gıcık birisi olarak bağırarak ''hah hah'' dememin ardından hocanın tokatıyla bütünleşmem bir olmuştu...*