hocaların verdiği ayarlar

entry407 galeri1
    379.
  1. (hoca akıllı tahta kullanır silgiyi alıp kısa yoldan silmek yerine tek tek basarak geri dönmektedir)
    arkadaş:hocam tık tık yapmayın silgiyle siliverim.
    hoca: ben tıktığı severim kızım. (bkz: buda böyle bir anımdı hugo)
    0 ...
  2. 378.
  3. Neye gülüyorsaniz soyleyin beraber gülelim. Ve çıt çıkmaz...
    0 ...
  4. 377.
  5. hoca elinde dijital lazerli uzaklık ölçer ile sınıfa girer, sınıfın malı "hocam o ne?" diye atlar. hoca ciddi bir şekilde zeka ölçer olduğunu söyler, gel ölçelim seninkini der. bizim mal oğlanda sırıta sırıta hocanın yanına gider, hoca malın kafasına cihazı dayar ve çalıştırır, "gerizekalı çıktın oğlum sen" der. olay lise sonda gerçekleşmiştir. olayın kahramanı mal oğlan istanbulda iyi bir üniversitede bilgisayar mühendisliğini kazanmıştır.
    4 ...
  6. 376.
  7. Lisedeyken ingilizce dersinde konular bitmiş sohbet ediyoruz. Öğretmene, kışın palandökendeki maceralarımızı anlatırken bir arkadaş, "bi kız vardı -30 derece soğukta şortla geziyordu." dedi. Öğretmen aynen şunu söyledi: "çalışan motor soğumaz."
    3 ...
  8. 375.
  9. bir pazartesi töreninde ulusa seslenirken şöyle demişti;
    -o tuvaletlerin hali ne? siz evde de mi böyle yapıyonuz? pet şişe atılır mı ya
    2 ...
  10. 374.
  11. Universite hocalarindan cok lise hocalarinin verdigi ayarlardir.
    1 ...
  12. 373.
  13. lise 3 ders matematik.

    öğretmen: dimi kiraz?
    ben: ne? he evet öyle galiba.
    öğretmen: kiraz sen bir ceviz ağacısın ama ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında.
    4 ...
  14. 372.
  15. yine kaynatılmaya çalışılan bir ders. hocanın sesi duyulur:
    - konuşanın ağzına en iyi ihtimalle sinek kaçsın.*
    + oh mis gibi protein hocam.
    - olum en iyi ihtimalle dedik daha proteinli şeyler de kaçabilir.*
    1 ...
  16. 371.
  17. Bölümün en karizma hocası ders anlatmakta, öğrencinin biri de başka işlerle uğraşmaktadır.
    Hoca: Sen! evet sen, ne yapıyorsun?
    Öğr: Hocam itaptan takip ediyorum.
    Hoca: Neyini takip ediyorsun kitaptan? kitabı ben yazdım zaten.
    0 ...
  18. 370.
  19. kuzenim anlatmıştı. çarşamba'nın olayları bitmez, illa ki duymuşsunuzdur. bir gün dersten geçme potansiyeli olmayan * öğrenci öğretmenler odasına gider ve masaya bıçak koyup şöyle der;

    öğrenci: hoca, bu not ister! hoca bunu görür * ve belinden 14'lüyü çıkartıp masaya koyar ve şöyle der;
    öğretmen: bu da vermez! * *
    4 ...
  20. 369.
  21. biraz kısa boylu* hoca bilgisayardan ders anlatırken projektörü tahtaya yansıtır ancak bilgisayarda bazı ayarlamalar yapması gerektiği için derse bir süre başlayamaz. bunun üzerine sınıf biraz gürültü yapmaya başlar ve hoca "konuşacağınıza burayı takip edin, belki birşey öğrenirsiniz" der. sınıf sessizleşir ama iki arkadaş aralarında tartışmaya devam eder. hoca bilgisayarı yeniden başlatırken tartışan arkadaşlardan bir tanesi "tamam sus, tahtaya bakta bilgisayar nasıl kapatılıyormuş öğren" der. hoca duymazdan gelir ama sınıf gülünce dayanamaz ve kimin söylediğini sorar. biraz kilolu olan arkadaş ise sınıfın gülmesini kaldıramaz ve yanındakinin duyacağını düşündüğü seste "bana parçaları ver, ben hocanın boyu kadar kasada bilgisayar toplarım" der ama hoca bunu duyar. pek bozuntuya vermeden "yeni bilgisayarlar gelecekti, yanındakine bak bakalım onun oturduğu yere kaç bilgisayar sığar oraya koysak" der.

    -----

    dershanede bir arkadaş sınıfa şaka oyuncağı olarak siyah bir fare getirmiştir. plastik olmasına rağmen farenin içerisinde su vardır, yani canlı gibi görünür. artık tüm hocalar farenin farkındadır ve kimse korkmaz, bu sebeple farenin modası geçmiştir. bir arkadaş farenin içindeki suyu boşaltır ve tamamen siyah bir plastik haline gelir. daha sonra düzleştirir ve arabanın altında kalmış bir fare görünümü alır oyuncak. bir arkadaş ders esnasında hocaya farkettirmeden sınıfın ortasına koyar fareyi ve yerine geçer. hoca biraz dalgın şekilde sınıfta gezerken fareyi görür ve korkarak kapıdan dışarı fırlar. kısa süre sonra durumun farkına varır ve geri gelerek kimin fareyi oraya koyduğunu sorar. kimse cevap vermez ve suç, farenin sahibine kalır onu getirdiği için. farenin sahibi oyuncağı alır ve çöpe atacakken arkadaş "dur atma, daha başka hocalarada yaparız" şeklinde konuşur ve hoca kimin yaptığını anlar. şöyle bir diyalog geçer.

    + napıcaksın başka hocalara yapıp, ben anlatmıycak mıyım diğer hocalara sanki.
    - anlatırsınızda, diğer hocalarda yer sonuçta bu numarayı denemek lazım.
    + tamam deneyelim ama burda değil, öğretmenler odasında. daha güzel olmaz mı ?
    - harbi mi hocam, sizinde hoşunuza gider tabi arkadaşlarınızı kaçarken görmek.
    + tabi. tenefüste gel benimle deneyelim. ama fareyi at, kendin gel.
    - .....
    + geliceksin değil mi ? sen bana yaptın, bende başkalarına yapayım.
    - beni biliyolar ama hocam, kimse korkmaz.
    + fareyide biliyodu herkes ama ben korktum. sanada yaparız birşeyler.
    1 ...
  22. 368.
  23. dersanedeyiz. cografya hocasi sinifi susturmaya calisiyor. tahtaya biseyler cizmis.
    -eveeeeet, buraya bakin. beyler! bayanlar!
    (sinifta gürültü devam ederken)
    -beyler, bayanlar, ötekiler!
    (herkes bir anda susup hocaya bakiyor)
    4 ...
  24. 367.
  25. üniversite hayatım boyunca gördüğüm en iyi ayardır.

    sporda teknik taktik öğretimi dersinde hoca yetenekten bahseder...

    - mesela sergen yalçın. motorik özellikleri, takımın çok aşağısındaydı ama teknik becerisi, yeteneği sayesinde çok iyi bir futbolcu oldu. yetenek kavramı için sergen yalçın çok iyi bir örnek.

    bizim her ders iğrenç espri yapan arkadaş hemen atladı:

    + hocam tanju çolak da çok yetenekliydi ama hülya avşar o yeteneği söndürdü. ehehe. (tanju ve hülya ilişkisinden bahsediyor)

    hoca anında yapıştırdı:

    - ne biliyorsun başını sen mi tuttun?

    sınıf koptu tabii. arkadaş da ağzı açık gülme pozisyonunda şoka girdi.
    3 ...
  26. 366.
  27. coğrafya dersi, nüfus konusu.*

    c:* osmanlı döneminde ilk nüfus sayımı 2.mahmut zamanında yapılmıştı ve sadece erkekler ve hayvanlar sayıma alındı çünkü bla bla bla.
    t:* hayvanlar bile sayılmış yaanii hocam, hayvanlar bile..
    c: hayvanların ve erkeklerin sayıldığı bir sayımda bizim olmamız olmazdı zaten, aynı kefeye koyulamayız çünkü.
    4 ...
  28. 365.
  29. Özellikle üniversitede yaşı biraz daha geçkince hocaların sıklıkla başvurduğu, aşağılamayla karışık, bir çeşit adam etme metodu. Bu çeşit ayarlar genelde çok boş bir nesil olduğumuzla başlar, bizden adam olmayacağı tümevarımıyla da zirve yapar.
    1 ...
  30. 364.
  31. "yanlış saatler bile günde 2 kez doğruyu gösterir." şeklinde yediğimdir.
    0 ...
  32. 363.
  33. üniversite de hoca kapasite raporunu anlatır. arkadan cıvık, cıvık olduğu kadar da gereksiz bir arkadaş - hocam eğer kapasite raporu değerli ve de şirkete getir getiren şeyleri içeriyorsa kesin beni de yazmalılar der.- hoca sakin ve istifini bozmadan açıklar. - o listeye sadece şirket mallarını yazarlar. - *
    0 ...
  34. 362.
  35. Coğrafya dersi, hoca fena bi hocaydı.
    Kız bi arkadaş sınıfa dersin yarısına yakın gelir.

    Hoca: Kızım nerdesin sen ?
    Kız: Hocam müdür yardımcısının yanındaydım
    Hoca: iyi peki bakalım, git kağıt getir
    Kız: Ne kağıdı hocam ?
    Hoca: Kese kağıdı.

    Kız sınıftan çıktı, iki üç saniye sonra geri girdi;

    Kız: Hocam dalga mı geçtiniz ?
    Hoca Yok kızım cidden lazım... Kızım salak mısın git geç kağıdı getir.
    2 ...
  36. 361.
  37. çağdaş türk tarihi yazılısındayız. ilk dönemin son sınavı. normalde tarihim hep çok iyi olmuştur. 90'dan aşağı aldığım not çok azdır. nedendir bilinmez çağdaş türk tarihinde resmen çaktım. ilk yazılı 60 küsür ikinci yazılıyı yapıyoruz ama ikinci yazılıda kurtarma yazılısı. sınav oldu hoca iptal etti bir daha yapıyor.
    karıştırdığım bir konferans hakkında mı ne hocadan ufak ufak ipucu almaya çalışıyorum. hocanın beni dumur eden cevabı geliyor:

    - sen de ne biçim tarih seviyormuşsun ya! herkes tarih seviyor tarihi çok iyi diyor velin bile tarihe çok meraklı diyor senin şu haline bak.

    +......* * * *
    2 ...
  38. 360.
  39. lise 2 fizik dersi;

    K: öğrenciyi tahtaya kaldıran fizikci
    F: öğrenci

    "F" tahtadayken şebeklik yapar bunun üzerine "K" vurmaya çalışır, "f" kendini savunur ve hocanın ellerini tutar;

    K: ne lan karşı mı koyuyosun?
    F: direnç hocam (sınıftan gülüşmeler)

    ^sınıftakiler gülünce hoca arkadasa bir tekme atar^

    K: al sana kısa devre (sınıftan hayvani gülüşmeler)
    9 ...
  40. 359.
  41. -sözlüye çalıştın mı ateslipilic?
    +eh hocam.
    -eh ne olm ya çalışmışındır ya çalışmamışındır.
    +e ile h harfinin yanyana gelmesiyle oluşan ''biraz'' anlamında da kullanılan bir kelimedir.
    -hangi kelime?
    +eh hocam.
    -çık dışarı!
    +peki hocam...
    2 ...
  42. 358.
  43. prof. dr. emin artuk: çocuklar bazı sıralarda kitap göremiyorum. neden alınmadı hala ders kitapları?
    önden bir iki öğrenci: hocam yeni baskısı çıkacakmış, eklemeler filan olacakmış onu bekliyoru...
    emin artuk: ulan benim kitabıma benden habersiz kim ne ekleyebilir!?

    tabii hala lise mantığından çıkamamışız, karşımızdaki adamın üniversitede okutulan bir kitap yazmış olabileceğini düşünemiyoruz.
    8 ...
  44. 357.
  45. bu yazacağım diyalogda bu sene yaşanmıştır. yine matematik hocamız o pek muhterem 57 yaşında gözlüklü kır saçlı matematik hocamızla sınıftaki bir öğrenci arasında geçmektedir diyalog.

    hoca ders anlattığı sırada arka sıralarda cep telefonuyla uğraşan bir öğrenciyi yakalar. öğrenci hocanın kendisini gördüğünü anlamadan hocamız öğrenciyi cep telefonuyla yakalar. tabi arkadaşımız da bir panik havası oluşur. hoca cep telefonunu yakalar fakat el koymaz yalnız direk şunu der.

    - oğlum, bir daha cep telefonunu yakalarsa...(evet sınıftaki herkes ne diyeceğini az çok tahmin eder ama hoca bu sefer sınıftaki herkesi şaşırtır ve değişik bir cevap verir.

    - bir daha cep telefonunu yakalarsam, idareyede vermem direk gider okuturum.

    tabi sınıfta oooooo sesleri yükselir. bu okutma kelimesini söyleyen hocamızda bayağı yaşlı oluğunu varsayarsak bizim için güzel bir anı oluşturmuştur.
    1 ...
  46. 356.
  47. lise 2 deyiz. bizim yaşlı mı yaşlı bir ayağı çukurda olan matematik öğretmenimiz var. lise 2 ye yeni geçmişiz işte dönemin başları hatırlıyorum. hoca dersimize ilk defa giriyor tabi tanışma faslı falan onları geçiyoruz herkes ismini söylüyor ve sonunda filmin başladığı yere yani bizim hocaya sorduğumuz sorulara geliyor.

    hocanın ismi x
    arkadaşımın ismi de y

    (matematik hocası olduğundan böyle ehehe)

    y: hocam peki siz nerelisiniz*

    x: jüpiter oğlum

    tabi bütün sınıf yarılmakta. diğer diyalog daha da ilginç. hocaya matematik sorusu sormak için yanına gider y.

    y: hocam ben şu soruda takıldım, yapabilir misiniz?

    x: ben bu mesleğin okulunu bitirmişim oğlum, bilmediğim ve yapamayacağım hiçbir şey yok.

    y: iyi hocam merak ettiğim bir şey var? bu matematikte kadernan diye bir terim var mı? (o zamanlar arkadaş bu terimi bir filmden mi ne görmüştü, matematik dersiyle ilgiliydi)

    x: ne bilim oğlum ben liseyi bitirip buraya geldim.

    ve evet film burada kopar. aynı diyalog içinde bu mesleğin okulunu bitirdiğini söyleyen pek muhterem hocamız, ikinci diyalogda liseden mezun olup okula atandığını söylüyor. ekleme yapacak olursak bunu diyen hoca da 57 yaşında okuldaki diğer hocalar tarafından saygı duyulan pek muhterem kişidir.
    2 ...
  48. 355.
  49. birkaç gün önce olan durum
    hoca sınıftan bir erkek arkadaşa kızar

    hoca: ağzınızdakileri çıkarın ya da geviş getiriyorsanız kesin şunu. (kişiye bakarak)
    ben: yok hocam sakız değil o ben arada öyle bir şey çiğniyormuş gibi yapıyorum.
    hoca: ha, gerçekten geviş getiriyorsun yani.

    **
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük