insanı geren durum.
oturursunuz pc başına; hemen msn'i açarsınız hoşlanılan kişiyi çevrimiçi görme umuduyla ancak yoktur kendisi.beklemeye koyulursunuz..
dersiniz de vardır aslında; bir türlü konsantre olamazsınız çünkü msn açıktır ve sürekli birileri dıbırıt efektiyle oturum açar.her seferinde uzatırsınız kafayı o mu diye..ancak değildir büyük ihtimalle çünkü henüz ruhunuzu teslim etmemişsinizdir siz beklerken..uzun süre öyle mal mal ekrana bakmanız gerekir... ''lan biraz daha bekliyim de öyle çalışıyım dersiniz''...yine gelmez bu süre zarfında; bu sefer dikkat iyice dağılır..ders de yalan olur beklenilen kişi de..en iyisi gidin ders çalışın.geleceği yok bunun.godot bile gelir bu yine gelmez...
nafile bekleyiştir. oturum açar ama artık sizin için değildir o oturum. onu gerçekten hakeden için açılır. zavallı kişi de kendine pay çıkarır. ama bilmez ki onun için değildir. varsın öyle sansın kendini avutsun. artık hiçbir oturum senin için açılmaz, sonunda bunu anlar.
daha sonra yazması için beklenilir. msn kitlenir , açılır. yazmamıştır. çevrimdışı görünülür online olunur. yine yazmamıştır. yazmayacaktır. ve siz yazarsınız. selam yada meraba yada nasılsın gibi bir şey yazarsınız. cevapları kısadır , cevapları soğuktur. siz anlamazsınız , her hareketini kendinize göre yorumlarsınız. aslında sizi istememektedir , aniden msnden çıksa mesela ' haber vermeden çıktı' diyemezsiniz. ' düşmüştür' dersiniz. ' elektrik gitmiştir ' ' kapaması gerekmiştir.' .. sonuçta umut değil midir onunla aranızdaki tek şey ..
oturup bilgisayar ekranın sağ alt köşesinden x oturum açtı kutucuğunu beklemektir. bu eylem sırasında göz facbookta çevrimiçi olan arkadaşlarda gezinir. bir lde telefondadır zaten. bunu yapan kişi manyaktır. *
aslında beklemekten daha kötü olan şey tam pes edip durumu çevrimdışı yapmışken kişinin anında oturum açmasıdır. onu beklediğini belli etmemek için biraz daha sabredersin. tamam yeterli bu süre dediğinde de arkadaş çevrimdışı olur. ve döngü başlar..
aşktır. sevgi değil; aşk... tutku vardır çünkü, gizem vardır. ne zaman geleceğini bilmediğiniz birisini arzuyla beklemektir.
ve o gelir. er ya da geç... daha doğrusu genellikle geç gelir.
siz onu bekleyerek geçirdiğiniz saatlerin son bulmasıyla bir adım atmak istersiniz.
Ve hiçbir zaman, hayalini kurduğunuz o "merhaba"yı söyleyemeden gidersiniz.
gidişiniz bir mesaj olsun istersiniz. ama o bilmez. hiçbir zaman fark etmez..
Anlık ileti sayfasını açıp beklemek, beklerken resme bakmaktır. Yapan kişi gireceği saatleri ezberlemiştir geç kalınca noldu acaba, erken gelince ise yarın da bu saatte bakmalıyım diye düşünür. Eskiden yoldan geçmesi beklenirmiş, teknoloji çağı umutsuz aşkları.
dünyanın en heyecanlı bekleyişlerindendir. başka bir iletişim imkanınız yoktur veya şimdilik bu aşamadasınızdır, saatlerce beklemekten başka birşey yapamaz hale gelirsiniz. her an her saniye umutla geçer. gelmez. hayalkırıklığına uğrarsınız, o an neler yapıyor olabileceğini düşünürsünüz. moraliniz bozulur, canınız sıkılır. çıkıp gidersiniz. eğer olur da onunla bir ilişkiye başlarsanız öğrenirsiniz ki sizin çıktığınız saatte o giriyor ve o da sizi saatlerce bekliyordur. üstünden zaman geçtikçe bakıp gülersiniz taze aşık hallerinize.
bilgisayar karşısında öyle guguk kuşu gibi beklenir. yemeğini pc başına getirirsin, gelirse göreyim diye. delice bi histir. güzel olan beklemektir aslında, konuşmak ikinci planda..
başvurulabilecek son çaredir.
kişi faceden, rehberden twitterdan, cfden silinmiştir ve tek çare olarak; koca yılları devirmiş mübarek messenger'da eski sevgiliyi online olarak görmeyi hayal etmek kalmıştır..