peşinde pişmanlık ezilmişlik hor görülmüşlük duygusu sarıverir insanı. ama doğru olan yapılmış, küçük duygusal hislerin büyük karşılıksız aşka dönüşmesi engellenmiştir.
insana hiç bir şeyin koyamayacağı kadar çok koyar.
haftalardır, aylardır, hatta belki de yıllardır içinde sakladığın o güzel duyguları karşındaki insana açıklama ihtiyacı hissedersin. düşük bir özgüvene sahip olduğun için de bunu uzun bir süre yapamazsın. arkadaşların ve çevrendeki diğer insanların "abi seviyorsan git konuş bence" tadındaki saçma önerilerini dinlemek zorunda kalırsın. ama bir şey olur, içinde bir ışık doğar. onunla paylaşabileceğin bütün güzel anılar aklında canlanır. bir anlık gaza gelirsin, bu gazla da gider sevdiğine açılırsın. tam anlattıkların bitmiştir, büyük bir umutla gözlerinin içine bakmaya başlamışsındır, bir anda sevdiğin kişi hayatını o iki kelimeyle karartıverir.
ilk defa trollük yapmadan içimden gelerek yazacağım başlık.
arkadaşlar epey bi asosyal, çekingen, insanların yüzüne bakamayan biriyim. özgüvenim deniz seviyesinde. sıfır. yıllardır psikiyatri kapılarında sürünüyorüm kendimi insan gibi hissedebilmek, her dakika beynimi kemiren takıntılarımdan kurtulabilmek için.
buna karşılık insan olarak bende hoşlanıyorum tabi birilerinden. fakültemde uzun zamandır bir kızdan hoşlanıyordum. az çok selamlaşırdık işte iki muhabbetin hatrına. çok düşündüm çok senaryolar yazdım kıza hoşlandıgımı söylesem mi diye. arkadaşlarında gazıyla özgüvenin yerine gelir felan diye karar verdim söylemeye. hayatımda ilk defa bi kıza açılacaktım. bugün kantinde otururken geldi masamıza. bi alt sınıf oldugu için bizden geçen sene hangi soruların soruldugunu istedi. yardımcı olduk. devamlı gözlerine bakıyordum. sonra teşekkür edip kalktı masadan ve arkasından koştum.
-sana birşey söylemek istiyorum
+ne gibi
-senden hoşlanıyorum bunu bilmeni istedim
+benim kalbim dolu ama
-öylemi. hmm peki kim bu kişi
+boşver.
-hiç bi şansım yok mu (inanmadım çünkü kalbinin dolu olduguna)
+hayır maalesef.
-peki. sagol.
ileride durumu gören arkadaşlar kahkaha içinde. yanlarına hiç ugramadan eve kadar bastım deparı. bir iki damla savruldu gözümden de. aslında reddedildigim için degildi. boktan hayatım içindi heralde. kimse tarafından siklenmedigim ve sevilmedigim hayatım için olabilir. dertleşecek kimsem bile yok. yalnız başıma yaşıyorum. uludağ sözlüğe yazasım geldi. ama bu duygularımda uludağ yazın ormanında kaybolup gidecek. belki 3 belki 5 kişi okuyacak ve amaaan bıktık bunlardan deyip geyige devam edecek. ve aylar sürecek bir takıntı, bir depresyon daha hoşgeldi bünyeme.
en iyisi platonik aşktır efendim. bütün duygularınızı reddedileceğinizi bile bile hoşlandığınız kıza söylemek ve reddedilmek. kafandan dumanlar tüter, isyan edesin gelir. iş işten geçtikten sonra üzülmek hiçbir işe yaramaz. lafın kısası reddedilmenin acısı adama acı acı koyar.