"yokluk", birisini yada bir şeyi kaybetmek durumlarında kullanılabileceği gibi bir şeye hiç sahip olunmadığı ama o şeyin ve değerinin farkında olunduğu durumda da kullanılabilir. mesela hiç parası olmayan biri "param yok" derse paranın değerini bildiğini ve istediği bir şeyi alamayacağını anlatmaya çalışır. "benim hiç param olmadı ki" derse paralı olunmasının nasıl bir şey olduğunu bilmediğini anlatmaya çalışır. *
Bu entrynin altına yorum yapanların yarısı şu önemli farkı gözünden kaçırmakta: yok olmak ile yokluk aynı şey değildir. Yok olmak demek önceden var olup sonradan var olmaması demek. Yokluk ise varlık'ın tamamıyla zıttı olup varlığın konusu olamayacak şeydir.
ekim ayında japon asılllı fransız 65 yaşında bir budist keşişle tanışmıştım. ortamda neredeyse insan yoktu ve ağzımdan "burası tamamen boş" diye bişey çıktı. bunun üzerine aşağıdaki şeyleri sıraladı. hiçlik, yokluk, boşluk ve aralarındaki fark.
aralarında kavram olarak hiçbir fark yoktur. dil açısından olan farkı ufak bir örnekle resmetmek istersek, aynı şeyi görüntülemeye çalışan iki değişik kamera açısı gibi düşünebiliriz. burada resmetmeye, ya da dil ile anlatılmaya çalışılan kavram "var-olmayış"tır (lütfen "olmayan şey nasıl resmedilir" diye örneği piç etmeden önce iki dakika sabredin).
diyelim ki "var-olmayış" kavramını bir tepeden bir de cepheden çeken iki kamera var. aynı kavramı çekiyorlar, gelgelelim bakış açıları farklı. işte "hiç(lik)" kamerası ile "yok(luk)" kamerasının var-olmayış kavramını çekerken aldıkları pozisyon böyle birşey.
mesela biri bize "o ne?" diye sorduğunda "hiiiç" diyoruz, "yook" demiyoruz. "sende şu var mı" dediğimizde "yok" diyor. bu mantığa göre hiç neyden bahsedildiği belli olmayan ve hiç olmamış bir şey, yok olan ise bir varlığı gerektirdiği için bu varlık öncesinde var olup da yok olmuş şey olmaz mı?