Tutku eksikliğinden kaynaklanan durum. Çünkü tutkusu olmayan insanda, genel-geçer hevesler dışında hayata bağlayan bir şey yoktur. Nefes alıp vermek değil yaşamaktan kastım elbette, her hücrende yaşadığını hissetmek.
Bizim gibi, ihtiyaçlar hiyerarşisi’nin ilk 2 basamağına sıkışmış toplumlarda tutku çok büyük eksikliktir.
Bu duygunuzu keşfedin ve yaşayın. En güzel, en kararlı insanlar tutkulu insanlardır zira.
depresyona kadar gider bu. çok kötü bir olay. sevdiğin şeylerden bile keyif alamıyorsun falan. bir an önce geçsin diye bekliyosun. hayata farklı bi renk lazım böyle durumlarda.
son zamanlarda kendim de yaşanan olaydır aq hiçbir şey yapasım gelmiyor ve işin kötü tarafı bu korona ile ortaya çıkan bir olay değildir daha çok türkiye şartları koronada tuzu biberi oldu tabi.
bunun psikolojik bir adı vardı ama şuan aklımda değil. son yıllarda bende böyleyim ne yediğimden tad alıyorum ne içtiğimden nede başka bir şeyden yaşıyorum sadece bir bitki gibi yaşama isteğim de kalmadı. keşke kendi canıma kıyacak cesaret olsa ama oda yok istemeden yaşıyorum sanki tanrı zorla yaşamamı istiyor ve dünya kafesim.
4 aydır işsizim. Bu virüs çıkmadan önce bir kaç yer vardı görüştüğüm artık yok. Hani diyemiyorum da önümüzdeki maçlara bakalım diye çünkü maç ne zaman olur belli değil. Şimdi mesele sadece iş de değil. Çok şükür aç değilim açıkta değilim.biraz da gönül meselesi var. Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen. Belli bir yaşa geldikten sonra insanlardan uzaklaşıyorsun. Aşk, sevgi bunlara olan beklentin tükeniyor. Bir anda bir şey oluyor. O yıllar sonra tükendi sandığın bir his var ya işte. O his içimde yarım kalmış gibi hissettiriyor. Tam böyle sıçarken içeride kalan küçük bok tanesi, ıkınırsın ıkınırsın da çıkmaz ya işte öyle boktan bir his. Tanıdığım eski silik bir sözlük yazarının deyimiyle tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak bebeğim. Ha bir de koy götüne rahvan gitsin.
Hayat düz bir çizgide yürümek gibi oluyor, bir süre sonra başını öne eğip çizgiyi takip etmek dışında birsey yapmıyor insan. Böyle bir durumdayken birisi gelip sizi çıkarmazsa yapacak hiç birşey yok o çizginin sonuna kadar yürürüz, sonunun nereye çıktığını da bildiğimiz halde.