''Üç kez tekrarlamıştım şu kelimeleri yüksek sesle, çocukken yaptığım gibi. Üç kez.. Yanlış bir iş yaptığım zaman babamın bana kızacağını düşündüğüm günlerde korkumu silmek için söylediğim o sihirli sözleri tekrarlamıştım; Hiçbir şey yok! Hiçbir şey yok. Hiçbir şey yok…
ve şimdi, yerde duran Kağıdı alıp dizime yasladım. Ve üzerine, son hatırladıklarımı da karaladıktan sonra karanlığa aldırmadan, sıra geldi zihnimi hala ayakta tutan o üç kelimeye. Onlar da telaffuz edildiği zaman tek bir Kayra kalmayacak geriye…
Hem yazıyorum, Hem söylüyorum yüksek sesle: Hiç bir şey yok! Hiçbir şey yok! Hiçbir şey yok…”