hiç birşey yapmayalım diyorsa aslında bişeyler yapmayı kafasında tasarlamış erkektir. hiç birşey yapmayalım ne demek yapmayacaksan yapmazsın sarılıp uyursun. sarıldığın anda hala aynı fikirdemisin acaba .
eğer ilişkinin ileri evrelerinde gerçekleşen bir olay değilse, erkeğin hormon kontrolü için acil doktora görünmesi gerekmektedir. ağır yumuşaklık içeren durumdur. ayrıca seviyodur ondan yapmıyordur diyen olsa olsa 16 yaşında ergendir, insanın canı sevdiğini her şekilde çeker.
Aşıktır. Sözlükteki bazıları gibi azmamıştır. Sadece sevdiceğinin kokusunu içine çekmek, onu kollarının arasına alıp en tatlı rüyalara dalmak istiyordur.
önce kendisine der bunu, sonrasına cesaret edemeyebilir pek çok zamanlar sözümona "çok cesur" bir adam olsa da.
birkaç yıl önceydi...
bir arkadaşımın, yatılı misafiri olmaya davet edilmiştim ve bunevi davetleri genelde geri çeviremediğimi dün akşam kuzenimin teklifi ile bir kere daha farketmiş haldeyim. herneyse konumuz bu değil...
oturduk, muhabbet ettik ve en anlatılmaz dertlerimizi anlattık gene hep yaptığımız gibi birbirimize. derken öyle bir an geldi ki sıçmaya gitmeliydim. yanyana oturduğumuz kanepeden kalkıp da tuvalete gitmeye kesin karar verdiğimde bana yakında duran sol elini avucuma aldım, dudaklarıma değdirdim ve kalkıp tuvaletin yolunu tuttum müsademi istedikten hemen sonra. tuvalette... evet, tuvalette o an o kadar yakındım ki bu gözleri ışıltılı güzelliğe tuvalette olduğumun bile tam idrakinde değildim sanırım o sebeple orada düşündüm bunu. "hiç bir şey yapmayalım, sarılıp uyuyalım" dedim o gece için.
ama benim adıma o kadar değerli, o kadar kutsal bir ahbaplıktı ki aramızda olan; söyleyemedim bu düşüncemi. çok geçmeden de "vakit geç oldu, uyusak iyi olacak" dedi gözlerime bakıp. "olur" dedim ama bunu derken bile içimde bir şey batıyordu bir yerlere. sonra daha önce yatılı kaldığım zamanlar bana yatak olabilme yeteneğindeki bir kanepenin yayları ile ilgili bir sorun olduğunu öğrendim ve "sağlık olsun, böyle de yatarım ben" dedim. birkaç saniyelik sessiz bakışmayı takiben de o kanepenin açılmazlık halinde yatıp uyudum. sabah olduğunda gözlerimi açtım, derin bir sessizlik hakimdi. sanırım uykumdan uyandıramamış ve işe gitmiş olmalıydı... kalktım yerimden sessizce, odasının kapısına kadar parmak uçlarımda yürüyerek ulaştım, kapı kıyıktı tıklattım. içeriden cılız bir ses tonu ile girmemi rica ettiğini hala çok net hatırlarım(biraz zaman geçti üzerinden). içeri girdim, halsiz görünüyordu. vodka denileni biraz abartınca böyle şeylere sebep olabiliyordu. yatağın kenarına oturabilmem için ayaklarını, yatağın boş tarafına çekti ve oturdum. iyi olup olmadığını sordum, kısa sürede toparlayacağını ve salonda televizyon falan izlememi salık verdi. bilmiyordu ama ben televizyon izleyen bir adam değildim çok fazla ve bilmediği bir başka şey benden yapmamı istediği şeyleri neredeyse düşünmeksizin yapacak kadar da ciddi bir muhabbetti aramızdaki. salona döndüm, televizyonu açtım ama daha çok içtiğim sigaraya odaklandım. bir tane daha, bir tane daha sigara derken geldi pijamalarıyla beraber. saçları biraz dağılmıştı, yakışmıştı da aslında ve gene de güzel siyahlardı. bir sigara yakarak eşlik etti sessizliğime. sonra iyi olup olmadığını yine sordum. iş yerinden izin aldığını, yatak odasında söylemişti zaten. "kafamı karıştırıyorsun sen" dedi ve bu aslında bu yaşıma kadar duyduğum en güzel suçlamaydı diyebilirim.
"sen benden daha cesursun" diye girdim söze ve sonra;
- sende bir şey var adam, garip...
+ dün gece, hani yanından kalkarken aslında sahte bulduğum bir centilmenliğe imza attım ya.
- hıı hıı...
+ sebepsiz değildi. dün gece sana sarılıp da uyumak isterdim.
- oldboy'u izlememiş olmana bu yüzden çok takıldım. bunu, ben de isterdim.
+ (okkalı bir tebessümle) şaşırmadım. seni aramayı aklımdan geçirip de eyleme dönüştürmediğim her seferinde sen beni arıyorsun ya o gün, ya yarın ama olan bu.
- dün gece sadece sarılıp uyumak isterdim sana.
+ hala uykun var mı?
- hıı hııı...
+ ...
- dur, çılgın. beline bir şey olacak!
+ ağır sıkletim ben, sorun olmaz.
ve sarılıp uyuduk o gün akşama kadar. şimdi anlıyorum ki güzel, pek de güzel bir uyku haliymiş bu hal...
son gördüğümde sarılıp uyumadık, saçları da siyah değildi ama gene de gözlerinin içiyle gülüyor ve gene daldı mı derin sulara dalıyordu. sanırım son görüşmemizin üzerinden pek çok zaman geçmiş olacak ki sancıdım gene şu sıralar.