hiçbir şey tesadüf değildir

entry6 galeri0
    1.
  1. determinizm ve determinist lik ile yakından uzaktan alakalı bir konudur.
    2 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. herşeyin bir sebebi, bir sırası, bir zamanı, bir yazılmışlığı olduğunu hatırlatan cümle öbeği.
    bir zamanlar ne çok kullanırdım, bir an başlığı karşımda görünce kayıtsız kalamadım be sözlük.
    0 ...
  5. 4.
  6. bir ev arkadaşım vardı. Nefret ederdik birbirimizden. Kaşarın tekiydi hatun. Ne varsa ondan çektim. Ben hayatımda bu kadar pislik bir hatun görmedim.

    Bir insan bu kadar mı adi, gurursuz, kaşar olurdu?

    Gündüz tanıştığı adamı gece kahve içmeye çağırırdı. ( isteyene numarasını veririm. şaka şaka!)

    Neyse yine bir ortam kurmuş, topladı eve getirdi. Yine ben soğuk, lüzumsuz gibi ortamda oturuyorum. Ezberlediğim hareketlerin hepsini sırası ile yaptı hatun.

    Ne oldu? Eninde sonunda o karıdan kurtuldum. Hatta evden haber vermeden herşeyimi toplayıp çıktım. Sonra ne mi oldu?

    O getirdiği arkadaşlarından biri benimle aynı fikirde imiş. Bunu keşfetmiş. Zaten kahve içme muhabbetinde çok rahatsız oturuyordu.

    Önce arkadaş olduk, şimdi sevgili...

    Ve sanırım evleniyoruz!

    hiç bir şey tesadüf değildir diyorum. daha ne diyeyim?

    evleniyoruz dediysek; seneye :)
    4 ...
  7. 5.
  8. altına imzamı atacağım sözdür. tesadüf diye birşey yoktur, nedenler sonuçlar vardır, verilen kararlar ve olan olaylar vardır fakat tesadüf yoktur.
    0 ...
  9. 6.
  10. aslında anlam vurgusu görevini üstlenen ''hiçbir'' birleşiği, tesadüf kavramının subjektif bir izahının dahi mümkün olmadığını iddia eder. zira kainattaki bütün oluşlar sebep-sonuç, amaç-sonuç ilişkisi içerisinde cereyan etseler, ama sadece ve sadece bir şey (atıyorum; yağmurun yağması) tesadüf olsa işin özü itibariyle her şeyi tesadüf haline getirir. çünkü evrendeki her oluş birbiriyle alakalı ve birbirine bağlı olduğu için zilyon tane akılcıl hadiseyi, sadece bir tane tesadüf sabote etmeye muktedirdir. bu sebeple ya tesadüf olmalı ya da olmamalı.

    ben, allah ile ilgili zihinsel preslere maruz kaldığım, tesadüf kavramına temayül ettiğim bir dönemde hiç de doğal sayılmayacak bir olay sonucu tesadüfün bir fanteziden başka bir şey olmadığını gördüm.

    öncelikle belirteyim, tezhip ve minyatür sanatçısıyım ve bazen bir eseri meydana getirmem 5-6 ay gibi bir süreye maloluyor. 4 ay süren bir tezhip eserim bitmek üzereydi.. tezhibe değinelim biraz.. çok ince ve gerçekten çok zor bir sanat.. icraası, ıspatlı bir sabrın vesikasıdır. normal bir insanın yapma olasılığı yok gibidir. yüzlerce kural, yüzlerce kriter, boşluk doldurma kaygısı, dairesellik, klasik kurallar, estetik kaygılar, minnacık motifler falan filan.. bu eseri bitirmek üzereyken bir şey farkettim ki o da, yaptığım şeyi beğenenlerin ettiği her kelime egoma kriko etkisi yapmakla kalmıyor, bunu yapan kişinin bu beğeniyi hak ettiğini de izhar ediyor. ama o beğenen ve takdir edenlerin dışında biri gelip dese ki; yaa ne güzel karma karışık bir disiplin.. müthiş bir matematiksel kombinasyon ve zaman destekli seleksiyon nihayetinde akıl almaz bir tesadüfle meydana geldiği nasıl da belli oluyor.

    açık söylüyorum bunu söyleyen adamı oyarım. yani ben aylarca, gece gündüz çalışıp yıllarca biriktirdiğim şeyleri kağıda dökeyim ve göttebozun biri kalkıp benim emek verip eser denecek kıvama getirdiğim şeyin boyalarla fırçaların meydana getirdiği bir tesadüflükle açıklasın. tabi yaa!!!

    o zamana kadar klasik sanatlarla iştigal eden bir sanatçı olarak kendimi sabırlı sanırdım. ben hiçbir bok değilken, kurulu bir düzenin ve kurallar silsilesinin bana öğretilmesi sonucu bir şeyi icra ederken benim icra ettiğim bir şeyi ilel ebed muhafaza ve müdafa etme konusunda böylesine cevval bir hal oluyorum; oysa bu kainatın tamamının sıfırdan, noksansız var eden zatın mülküne tesadüf diyenlere karşı o zat çok sabırlı ve çok merhametli.. sonrasına dilim dönmüyor valla..
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük