Bir kelime etmeden terketmek içine bir yumru gibi gelen o şeyi içinden atamamak. Çok koyar insana. Yaşanmışlık vardır artık. Geri döndüremeyemeceğiniz yaşanmışlıklar. Belki de o günler aklından geçer ve kor gibi dökülür yüreğinden. Kim bilir yanar için ama yapacak bir şey yoktur. O gitmiştir çünkü.
Yapılan kişi için ne kadar iplenmemek anlamı taşıyorsa yapan kişi için de o kadar kişiliksizlik anlamı taşır, net.
Çünkü bunu yapan, yani karşısındakini aslında umursamayan kişiler siktir olup gidene kadar çok ilgili davranırlar ki düşünce ile yapılanların örtüşmemesi haysiyet yoksunluğundandır.
gitti. biliyorum gitti... son bir iki konuşmamız da benim çabalarım sonunda olmuştu zaten. zorla ağzından çıkan bir iki cümle..
yoğun olduğunu söylüyordu en başta. salak salak inanıyordum. ve biliyor musun ben herşeye rağmen kabul etmiştim onu.. hani razıydım ne gelirse ondan. saatler geçiyordu, ben bekliyordum.. saatler geçiyordu, o gelmiyordu.. kabul etmek istemediğım gerçek karşımdaydı işte. sorgular başladı kendi kendime. yine acele etmiştim. bu kadar çabuk başlamasıydı belki de sonunu bu kadar çabul getiren. giderken susamazdım ben. illa ki son bi sözü hak ettiğini düşünürdüm her ilişkinin. bi ben mi hak etmiyorum o zaman amk iki çift güzel sözle bir vedayı?
böyle bitti işte. anlamadan, aldatıldım mı diye paranoya yaparak..
bunun alasını bugün yaşadım ben. bir sabah kalkıp "ya ben artık bununla yapamam" diye düşünerek, 8 aydır birlikte yaşadığı sevgilisinin evinden çocuk uyurken çıkıp, numarasını değiştirip yanıma gelen; kamerasını ve abisinin telefonunu, tüm eşyalarını bıraktığı için dert yanan bir arkadaşım var. ben almam da diyor buna ek olarak.
olsun diye yapılması gerekenden daha fazlasını yaptığına inanıyorsan, değer verdiysen, ödün verdiysen, dönüp arkana baktığında herşey başladığın noktadaysa ve bir arpa boyu yok kat edemediğinin farkında vardıysan hiç bir şey söylemeden gitmek senin için bir şereftir arkadaş. seni seninleyken anlamayan birisine ben gidiyorum niye diyesin ki?