Bir ilişkinin ardından yaşanıyorsa, gözünüzaydın iyileştiniz demektir.
Ne kırgınlık, ne kızgınlık, ne sitem... Bomboş, anlamsız bir duygu.
Hiç olmamış, yaşanmamış gibi...
Geçmişinizin raflarına tozlanmak üzere bırakabilirsiniz artık, Zamanı gelmiştir.
Hiçbir şeyi hissetmemeyi hissediyorsanız, hisleriniz kaybolmamış demektir. aslında gerçek hissizlik anestezi aldığınızda gerçekleşir. Bu yaşanılan depresyon belirtisi olabilir.
zamanın(hayatın) kalbini ve ruhunu(hatta gözlerini) şaşırtamayacak kadar seni kör etmesidir.
yani, hayat size bir sağdan bir soldan vurmuştur! çok acı çekmiş, çok şey görmüşsünüzdür bu sayede artık kafayı yemişsinizdir. artık harika bir insan olmuşsunuzdur hiçbir şey hissetmezsiniz; ne minnet, ne acıma, ne sevgi, ne öfke, ne kin... tüm hisleriniz tükenmiştir, kimseye verecek bir şeyiniz kalmamıştır.
kalbinizin kırılmasını önlemenin en iyi yolu, bir kalbiniz yokmuş gibi davranmaktır demişti bir ağabeyimiz.
bizde ağabeylerin sözü dinlenir.
her gidenin arkasından büyük umutlarla gelen ama topu topu beş maç oynamadan giden ortega gibi baktık.
sonra bir baktık ki gökyüzüne, bizi heyecanlandıran dolunaylı gecelerin hiçbir anlamı kalmamış, ellerimiz terleyerek beklediğimiz kadınların kokularını bile unutmuşuz, bileklerimize neşter vursanız faydası yok...
ne zaman bitiyor bu film ya da biz bitmeden gitsek oluyor mu?
yeter da hasan amcamın da dediği gibi atın beni bu kuyudan aşağı.
Yani bütün değerler, düşünceler, planlar yerini iki metre önünü görmene bile engel olan bir sis bulutuna bırakıyor.
Öyle bir sis ki aynı zamanda zamanı donduruyor, her şeyi uyuşturuyor.
Normalde nefes alıp vermek kalbin atmasına benzer. Her ne kadar kontrol etsek de yarı istemsiz nefes alırız.
Nefes alma eyleminin bilinçli yapıldığında ne kadar yorucu olabileceği insanın aklına geliyor. Sanki uyusan ölecekmişsin gibi.
Anda hapsolup öylece yok olmayı beklemek...
Zaman ilerledikçe çözülmesi umulan şeyler daha da derinleşiyor. Belki zamanında şairane gelen pesimist ruh halleri bile yaşanmaya üşeniliyor. Öyle ki saçma sapan acılar içinde yoğrulmak kolaydır. Asıl zor olan dik durmaktır, mutlu olmaya çalışmaktır, hedef sahibi olmaktır.
Fakat hepsinin manasız gelmesi. Yalan gelmesi.
Şu kocaman evrende hiçbir şeyin mutluluk, hüzün, anlam vs. vermediğini düşünün. Öyle mal öyle boş bir durum.