kalbinizin kırılmasını önlemenin en iyi yolu, bir kalbiniz yokmuş gibi davranmaktır demişti bir ağabeyimiz.
bizde ağabeylerin sözü dinlenir.
her gidenin arkasından büyük umutlarla gelen ama topu topu beş maç oynamadan giden ortega gibi baktık.
sonra bir baktık ki gökyüzüne, bizi heyecanlandıran dolunaylı gecelerin hiçbir anlamı kalmamış, ellerimiz terleyerek beklediğimiz kadınların kokularını bile unutmuşuz, bileklerimize neşter vursanız faydası yok...
ne zaman bitiyor bu film ya da biz bitmeden gitsek oluyor mu?
yeter da hasan amcamın da dediği gibi atın beni bu kuyudan aşağı.
zamanın(hayatın) kalbini ve ruhunu(hatta gözlerini) şaşırtamayacak kadar seni kör etmesidir.
yani, hayat size bir sağdan bir soldan vurmuştur! çok acı çekmiş, çok şey görmüşsünüzdür bu sayede artık kafayı yemişsinizdir. artık harika bir insan olmuşsunuzdur hiçbir şey hissetmezsiniz; ne minnet, ne acıma, ne sevgi, ne öfke, ne kin... tüm hisleriniz tükenmiştir, kimseye verecek bir şeyiniz kalmamıştır.
Hiçbir şeyi hissetmemeyi hissediyorsanız, hisleriniz kaybolmamış demektir. aslında gerçek hissizlik anestezi aldığınızda gerçekleşir. Bu yaşanılan depresyon belirtisi olabilir.
Bir ilişkinin ardından yaşanıyorsa, gözünüzaydın iyileştiniz demektir.
Ne kırgınlık, ne kızgınlık, ne sitem... Bomboş, anlamsız bir duygu.
Hiç olmamış, yaşanmamış gibi...
Geçmişinizin raflarına tozlanmak üzere bırakabilirsiniz artık, Zamanı gelmiştir.