Bugünkü durumum. Üzüldüm mü sevindim mi bilmiyorum. 2013 sonu 2014 başı gibi bir ilişkim olmuştu. Yaza kadar da devam etti. Sevmedim. Yani bir kere bile ağzımdan seni seviyorum lafı çıkmadı. Sonu da çok acı şekilde bitmişti. Ne kadar kötü bir insan olduğumu işte ilk o zaman anlamıştım. Her ilişki biterdi ama ben bizimkini anlatsam 5 sezon türk dizisi çıkarmış, ne acı aylarca.. neyse. Tüm bunlar Tam ailevi sorunlarımın had safada olduğu bir döneme de denk gelince, hepsi birlikte ağır bir depresyona girdim. 2-3 gün yemek yemediğimi, odamdan çıkmadığımı bilirim. Kulaklık olmadan dolaşmaya dayanamıyordum. Sigaraya da bu dönemde alıştım. Başlamıştım ama o deneme amaçlı, özentilik içindi. Her gece farklı bir intiharın hayalini kurardım. Falan. Ciddi şekilde anlatamam size. O dünyadan kaçmak için bambaşka kişilermiş gibi hayal ederdim kendimi, sanki bu hayatı değil onu yaşıyormuş gibi.
tüm bunlar çok geride kaldı. Hatırlamıyorum bile.
işte dün eski sevgilimin mi diyim, o çocuğun mu diyim bilemiyorum, başka bir kızla fotoğrafını gördüm. O kız kim hiç anlatmıyorum bile.
whatsapp'tan gördüm. Beni engellemişti. Umrumda da değildi. 4 gün önce açtı, allah allah dedim. Buymuş demek ki karın ağrısı.
inanır mısınız, hiçbir şey hissetmedim.
evet komik ama gerçekten bir şey hissetmedim.
hani yüreği cız eder ya insanın, ya da o depresyon günlerini falan hatırlar.
öyle sanmıştım ama hiçbir şey olmadı.
whatsapp'ta resmi yakınlaştırmadım bile geçtim gittim.
Ya artık hissedemeyecek kadar canımın yandığından, ya artık bir adamı gerçekten sevdiğimden ve gerçek sevgi nasılmış bildiğimden, ya da umrumda olmadığından.
bir zamanlar aşkından öleceğinizi zannettiğiniz insanlar içinizde sevgiye aşka dair olan bütün duyguları yerle bir etmiş sizi yapayalnız bırakmış aradan 6 ay geçmiş hiç bir şey olmamış gibi karşınıza geçip ben seni seviyorum dediğinde siz hiç bir şey hissedemezsiniz. çünkü bitmişsinizdir.
sevilen, yakın olunan birini kaybetmenin üzerinden belli bir zaman geçtikçe, insanlara duyulan güvenin karşılığı hayal kırıklığı oldukça şiddetle gerçekleşendir.
Dün bendede oldu 15 yıllık arkadaşımla arkadaşlığımızı bitirme noktasına geldik lakin ben hiç birşey hissedemedim. eskiden olsa ağlardım lakin o anda bitsede gitsek modundaydım niye öyle oldu hala anlamış degilim.
en güzel hastalıktır efendim. iki versiyonu vardır.
biri fiziksel: acıyı hissetmiyorsunuz.
diğeri psikolojik. ki bence bu daha kötü olandır: duygusuz olmak.
modern toplumlarda yalnızlaşan, toplumsal kurumlar altında ezilen, robotlaşan, akılcı bireyin aslında mahkum olduğu şey. merak etmeyin çoğumuz böyleyiz.
mesela kalbinize koca bir ok saplansın ve de bir iğne. işte iğnenin saplanışına karşı hissedilen hiç bir şey hissetmemeye benzetilebilir zira kalp iğnenin etkisine karşı tepkisiz kalmıştır. Bir nevi ilgisizliktir. Büyük acılar yanında umursanmayan olaylara karşı hissedilendir.
5 yıllık ilişkim geçen yıl mayıs ayı gibi çok kötü bir şekilde sonlandı.
Ağustosta kız kıza tatile çıkmıştık, kafamı dağıtmak için geçen yaz gezmediğim yer kalmadı son durak aydın dayız artık. Alkole başlamıştım hazirandan beri, o zaman içtiklerimi şimdi içsem yığılırım yerleri öperim nasıl bir kafadaydım hala çözemiyorum neyse aldık içkileri herkesin ayrı bir derdi var içiyoruz kimse kimseyi takmıyor benim kafa oldu aradım onu, gayet düzgün konuşuyorum havadan sudan ilk kez o zaman sordum neden yaptın diye neden dedim, anlattı bu baya konuştuk ilginçtir ki zerre kadar canım yanmadı dinlerken umrumda bile olmadı sadece merak ettiğim bir sorunun cevabını öğrenene kadar beklemiş gibiydim.
Kapatmadan önce whatsapptan engelimi kaldırır mısın, birkaç fotoğraf göndereceğim dedi. Tamam dedim nasılsa olan oldu artık, kaldırdım bekliyorum art arda bir sürü foroğraf gelmeye başladı hepsi farklı farklı kızlarla çekilmiş 64 diş karşımdalar. işte o an hiçbir şey hissedemedim, hissetmedim hiçbir duygu mu kalmaz 5 yılın ardından, gerçekten kalmamış ne fotoğrafları inceledim ne kızları umrumda bile olmadı, direkt sildim galeriden deli gibi kıskandığım adam benim için hiçbir şey ifade edemez olmuştu.
O gün anladım ya gerçekten sevmemiştim onca yıl alışkanlıktan yaşanmışlıktan ibaretti ya da çok yorulmuş pes etmiştim.
Ve o gün yine anladım ki bir daha hiçkimse beni bu denli hissizleştirecek kadar üzemeyecek, yaralayamacak, hiçbir şey hissetiremeyecek..
olum cigliginca nefeslenmektir. ne geride kalanlariniza uzulebilir, ne hayattan kurtuldugunuza sevinebilirizsiniz. tam arafta kalirsiniz oylece. gitmek mi zor; kalmak mi? zor olan ikisini de yasamakmis.
Normaldir.
bazen kalbiniz yok oldu sanirsiniz ama psikolojik bunalima girdiginiz icin oyle sanirsiniz.
zamanla gececektir. Hersey gececek demiyorum tabi ki sonucta civi cikar ,deldigi yer kalir. Ama cok buyuk yol katedebiliyorsunuz zaman sayesinde.
Evet artık o kadar bunalmışsınızdır ki ağlayamazsınız bile. Ortalığı kırıp dökmeniz gereken olayda bile tepkisiz kalırsınız çünkü artık içiniz ölmüştür. Bu durum iyi mi kötü mü ona da karar veremezsiniz çünkü gerçekten nötrsünüzdür. içinizden geleni değil yapmanız gerekeni yaparsınız ki bir de çevreyle uğraşmak zorunda kalmayasınız.
Eskisine göre daha kayıtsızım
Daha bir gamsızım, vurdumduymazim dışardan bakıldığında
Daha bir terk etmeye hevesli..
Ya da sadece umrumda değil artık hiçbir şey. Eskiden sabrederdim, şimdi umrumda değil.
Bütün hislerimi bir anda harcamış gibiyim, kotamı doldurmuş gibi..
mutsuz olduğunda kişi kendini uyuşmuş zanneder ya, bu fazla mutsuzluk hali galiba. Çünkü uyusmusluk artık hissizliğe dönüştü. "Neden uğraşıyorum ki?" diye sordum kendime. Benim uğraşmamla yürüyecekse eğer işler, varsın yürümesin zaten. Artık o kadar bunaldim ki tek bir damla dökmeye bile yorgun hissediyorum.
Hissetmek yaşamaktır derler. Galiba benim içim öldü. Acıyı hissetmekten bile daha kötü bir durum.